Çedile Hanım geri döndü! Kırmızı halılar, çelenkler, havaî fişekler ve jet gösterilerini çok uzatmayalım, çünkü yine Rusya’dan Suudi Arabistan’a, Yeni Zelanda’dan Japonya’ya, Pakistan’dan Hindistan’a kadar elimizin yetişemeyeceği, ama dilimizin yetişeceği her yeri karıştırmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ana haber bültenleri başlamadan önce çok hızlı bir şekilde haberleri sayan spikerler gibi bütün kötü haberleri ve felâketleri peşpeşe sıralayıp hepinizin canını sıkmamı ister misiniz? Yok yok tamam, kimseye kalp krizi geçirtmek gibi bir niyetim yok. Efendi efendi mizahımızı yapıp gideceğiz. “Hadi ya bu yaptığın mizah mı şimdi?” diye soracak olanları “Tabiî mizah ya, omlet mi olacaktı?” diye başka bir soruyla şaşırtıp hemen dikkatlerini dağıtarak karınlarını acıktırıyorum. Pazar Pazar omlet değil de şöyle mis gibi bir sucuklu yumurta olsa da tam yumurtanın sarısını patlatacakken evde ekmek olmadığını fark etseniz ne kötü olurdu di mi? Sonra size anneniz oradan “Ekmekler bozuk, çalışmıyor, yağ akıtıyorlarmış, çalıştırabilen gelsin çalıştırsın” dese… El mahkûm evin en küçüğü olarak o mükellef sofradan kalkıp fırına gidip yorgun argın geri döndüğünüzde bir ne göresiniz? Sucuklu yumurta bitmiş ve masada ekmek kırıntıları var. Aman Allahım! Evdeki ekmekler break-Fest kutlamalarında bandıra bandıra yenmiş. Gel de çıldırma… 

EFENDİM İŞSİZLİK VAR

Neyse, bir mizah dedik konu nerelere geldi. Sevmedim ben buraları. Gelin Asya’ya gidelim. Ne işimiz mi var Asya’da. Yahu Pakistan, Hindistan ile görüşmeme kararı almış. Olur mu hiç canım öyle küslük? Bir el atalım, küsleri barıştıralım, bu ettiğimiz sevap döner dolaşır bizi bulur. Böyle her gün bir başka dış ülkeyle meşgul olsak gündemi yeterince meşgul eder içişlerini arada kaynatırız diye düşünüyorum. Özellikle bu aralar, Haziran ayı işsizlik rakamları açıklandığından ötürü, hiç eve girmeyip hep dışarılarda boş boş dolansak çok iyi olur. Dışarıda boş boş dolanmak zorundayız, çünkü üniversite bitince işsizlik kontenjanından direkt sokağa yerleşiyoruz. Bu duruma itiraz edecek olan varsa ya şimdi sussun ya da sonsuza dek sessiz kalsın. Hiç konuşmasın ağzını bile açmasın. Sonuçta üniversiteye başlarken dekana senet imzalatmıyoruz, “İş bu öğrenci okulu biter bitmez iş bulacak ve ilelebet maaş alacaktır” diye. Ondan sonra da kimse gelip “Efendim işsizlik var” demesin bana. 

PUTİN

Zaten çalışmakta gözü olan ekmeğini taştan çıkarır. Bakın Mahmut Tuncer’e, adam yalnızca sesiyle değil aforizmalarıyla bile ekmeğini kazanıyor. Yeri geliyor ders kitaplarına giriyor, yeri geliyor halaya giriyor. Burada önemli olan yaptığın işi ciddiye almak... Bankamatik memuru dahi olsan, yaptığın işi benimseyecek ve lâyıkıyla yerine getireceksin ki, haksız yere işe alındığında sesini çıkartmayıp, işten çıkartılınca ortalığı birbirine katmalısın. Allah bize Kur’ân-ı Kerîm’de işimizi hakkıyla yapmamızı ve helâl para kazanmamızı öğütlüyor, ama öyle yapmazsak Putin bize bir şeyler ayarlar kanaatindeyim. Hazır yine üzerimize vazife olmayan dış işlerine lâfı getirmişken çok sevdiğim değerli Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’e buradan geçmiş olsunlarımı iletmek istiyorum. Kendisi jetlagdan dolayı yanlışlıkla Japonya’da yaptığı bir basın açıklaması sırasında Japonya’ya Çin demiş. Olur böyle şeyler vallahi hiç sıkma tatlı canını. Çok yakın dostummuş gibi buradan seslenmem de bir garip oldu, ama buradan Müge Anlı’ya bile ulaşıp yazımda ondan bahsettiğim için teşekkür telefonu aldıktan sonra yazdıklarıma çok daha fazla dikkat etmeye başladım. Bakarsın yarın öbür gün Jacinda Ardern Türkiye’ye gelir benimle görüşmek ister, hiç belli olmaz. Hadi haftaya görüşürüz, kendinize iyi bakın!