Onunla ilk defa Van ilimizde şairimiz ve yazarımız Mikail Yaprak ile beraber tanımıştım.
“Bediüzzaman Beşlemesi”nin temel kaynakları ve mübarek kırk ili dolaşarak, şahitlerini ziyaret esnasında, Van ilimize İslam Yaşar kardeşimle uğradığımız Van ilinde görüşmüştük.
Böyle sıcak bir yaz günü idi. Daha sonra, muhtelif vesilelerle muhaverelerimiz oldu. Sekiz yıl kaldığım Bursa ilimizde ise çok daha yakın münasebetlerimiz oldu. Bir de aynı mahallede komşu sayılırdık.
Cemaatî bağlılığı ve muhabbet halkasındaki uhuvvet beraberliği harika idi. Şarkın, hasbî terennümü ve güzel şivesi ile çok güzel günlerde yıllarca beraberliğimiz oldu. Ahiret hayatımızda da, bu dünya maceralarını seyretmeyi Cenabı Hak bizlere nasip eylesin.
İşte Mustafa Öztürkçü, hissiyâtını yıllarca satırlara döken, kitap neşreden ve Yeni Asya’da makaleler yazan gayret ve hamiyet sahibi bir kardeşimizdi. Çocukları da aynı meşrepte kardeşlerim di. Yıllarca derslerde ve seyahatlerde beraber olduk sizlerle.
Sen, Adilcevazlı idin. Tıpkı, âlimlerin işini gören, Üstadımızın ”Isparta’nın intibahına vesile olan” iltifatına mazhar olan Adilcevazlı Bekir ağa gibi, sen bunu bu zamanda modern bir üslûp ile yaptın.
Mustafa kardeşimle ilgili muhtelif makaleler neşredildi gazetemizde. Ne kadar söylense, ne kadar dile getirilse hakkıdır kardeşimin. Son görev yeri, Bursa’nın İznik ilçesinde Milli Eğitim Müdürlüğü idi.
Burada ders mahallinin açılmasında çok gayretleri oldu. Vefatından önce yayınlanan makalesinde, Hasan Feyzi ağabeyin “canım sana feda olsun Üstadım” diyerek, kendi hayatının da üstada feda ettiğini ifade ediyordu.
Karikatüristimiz, İbrahim Özdabak kardeşimin onu konu alan çizimi güzel bir tevafuk eseri olmuştu. İşte hayat böyledir. Ansızın ve bizim için meçhul bir zamanda hepimizin gideceği mekân, başka mekân değildir.
Said kardeşime ve diğer kardeşlerine, yenge hanıma taziyetlerimi iletiyorum. Mustafa kardeşimiz size manevi bir miras bıraktı. Bu miras, kıyamete kadar baki kalacaktır inşallah…
Mekânın Cennet olsun aziz ve gayretli kardeşim...