"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yunan kadar zarar veren

Raşit YÜCEL
11 Mart 2020, Çarşamba
Rüyada bir hitabede Osmanlı’nın başına gelen felâketin üç temel sebebi olarak (oruç, namaz ve zekât gibi) dinî vazifenin yerine getirilmediğinden bahseder Bediüzzaman Hazretleri.

Büyük Millet Meclisi’ne teşrif ettiği zaman da bir çok mebusun namaz kılmadığını gören Bediüzzaman, on maddelik bir beyanname kaleme alarak, bunu çoğaltıp milletvekillerine dağıtır. Bu beyannameden sonra altmıştan fazla milletvekili namaza başlarlar.

Bu beyannamede, ”Yunan kadar İslâm’a zarar veren, dinde ihmalinizden istifade eden insanlardır” der. (Tarihçe-i Hayat)

Bu tarihten sonra, değerlerin değiştiği bir çok hayat halleri hayatımıza girmeye başladı. Bin üç yüz yıllık İslâmî değerler yerlebir edildi. Risale-i Nurlar’ın zuhuru ile bu gidişe  dur denildi.

“Din hayatın hayatı, hem ruhu ve esası, ihyay-ı din ile olur şu milletin ihyası” tesbiti gündemi kıyamete kadar devam edecektir.

Millî Nizam hareketi ve daha sonra çıkan Millî Selâmet, Refah ve AKP’ye kadar uzanan silsilesinin dine ne kadar zarar verdiğini tarihi seyir içinde gördük ve yaşıyoruz.

“Fakat, çok zamandan beri terbiye-i İslâmiye zedelenmesi ile o partinin iktidara gelmemesi gerekir” ve, “bu vatanda şimdilik dört parti var” ikazını kâle almayanların, dine verdikleri zararları hep beraber gördük.

Meyve Risalesi’nde geçen dördüncü meselede Üstad Hazretleri, ”Kırk vefiyattan birkaç tanesinin kazandığı, diğerlerinin kaybettiğini” söylüyor. 1940’lı yıllarda ebedî hayatını kazananların, kırk kişiden ancak bir kaç kişi ise, günümüzde acaba kaçta kaçı ebedî hayatını kazanır sormak lâzım.

Demek ki Yunan kadar dine zarar veren, bizim dini hayata karşı ihmalimizdir.

Yunan ne yaptı o zaman?

Vatanımızın bir kısmını işgal etmiş, evleri, köyleri, şehir ve kasabaları tahrip etmişti. Binlerce insanın malına, mülküne ve namusuna dokunmuştu.

Günümüzde ise, dinî hassasiyetimiz kaybolmuş, İslâmiyet yaşanamaz hâle gelmiş, bu yüzden insanların ebedî hayatı tehlikeye girmiştir.

İşlenen suçlar gittikçe artmakta, cezaevleri yirmi yılda, dört misli suçluluları çoğalmaktadır.

Nur Talebeleri bu tahribata ve gidişata karşı neşriyatları ile mücadele etmektedir.

Eğer Nur Talebelerinin yüz yıla yakın müsbet iman mücadelesi olmasa idi, ülkemizin çevremizdeki ülkelerden farkı olmazdı.

İstikbali yine Nur Talebelerinin hal ve hayat halleri düzeltecektir.

Yeni Asya’nın mücadelesi tarihe altın harfler ile yazılacaktır.

Okunma Sayısı: 1781
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı