"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan âleme, küçük bir fihristedir

Risale-i Nur'dan
11 Kasım 2019, Pazartesi

İ’lem Eyyühe’l-Aziz!

Bir insanı yaratan Hâlık’ın, âlemi müştemilâtıyla beraber yaratmasında bir bu’d, bir garabet yoktur. Zira, bir insanın yaratılışı, içerisinde bulunan eşyanın yaratılmasından ibaret olduğu gibi, âlemin de yaratılışı, müştemilâtının yaratılışından ibarettir. Ve keza, insan âleme bir enmûzec ve küçük bir fihristedir. Çünkü kavunun hâlıkı, çekirdeğinin hâlıkından başkası olması mümtenidir.

İ’lem Eyyühe’l-Aziz!

Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdud, ömrünün günleri ma’dud ve her şeyin fânîdir. Öyle ise şu kısa, fânî ömrünü fânî şeylere sarf etme ki, fânî olmasın; bâkî şeylere sarf et ki, bâkî kalsın.

Evet, yaşadığın ömürden dünyada göreceğin istifade, ancak yüz sene olur. Bu yüz sene ömrünü, yüz tane hurma çekirdeği farz edelim. Bu çekirdekler, iska edilip muhafaza edilirse, ilâmâşâallah, semere verecek yüz tane ağaç olur; aksi takdirde, ateşe atıp yakmaktan başka bir istifadeyi temin etmez. Kezalik, senin o yüz senelik ömrün de şeriat suyu ile iska ve ahirete sarf edilirse, âlem-i bekada ilelebed semerelerinden istifade edeceksin. Binaenaleyh, semeredar yüz tane hurma ağacını terk ve yüz tane çekirdeklerine kanaat ile aldanırsa, o adam, Hutame’ye (Cehenneme) hatab olmaya lâyıktır.

İ’lem Eyyühe’l-Aziz!

Evham, şübehat, dalâletin menşe ve mahzenlerinden biri:

Nefis, kendisini kader ve sıfât-ı İlâhiyenin tecelliyat dairesinden hariç addeder. Sonra, tecelliyata mazhar olanlardan birisinin mevkiinde kendisini farz eder, onda fenâ olur. 

Sonra başlar bazı teviller ile o şeyi de Allah’ın mülkünden, tasarrufundan çıkartır, kendisinin girmiş olduğu şirk-i hafîye girdirir ve şirk-i hafîden aldığı bazı halleri o masuma da aksettirir.

Hülâsa: Nefs-i emmare, devekuşu gibi aleyhine olan şeyi lehine zanneder veya Sofestaî gibi münakaşa edenleridir ki vekilleri birbirini reddeder; tearuzan, tesâkutan kabîlinden, “Hiçbirisi de hak değildir” diye hükmeder.

Mesnevî-i Nuriye, Zerre, s. 200

LÛ­GAT­ÇE:

bu’d: Uzaklık, uzak olma.

enmûzec: Numune, örnek.

evham: Vehimler, zanlar, kuruntular.

Hâlık: Yaratıcı, Allah.

hatab: Odun.

Hutame: Cehennemin beşinci tabakası.

ilâmâşâallah: Allah’ın dilediği süreye kadar.

iska: Su verme, sulama, suvarma.

ma’dud: Sayılı, sayısı belli.

mahdud: Sınırlı, belirli.

mümteni: İmkânsız, olamaz.

semere: Meyve.

Sofestaî: Eski Yunan felsefecisi.

şirk-i hafî: Gizli şirk, gizli küfür.

tearuzan: Birbiriyle çarpışır şekilde, birbirine aykırı biçimde, birbirinin zıddına.

tesâkutan: Birbirini ıskat edecek, düşürecek şekilde; birbirinin iddiasını çürütecek tarzda.

Okunma Sayısı: 1699
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı