"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şeair içinde en parlağı ve muhteşemi Ramazan-ı Şerif

Risale-i Nur'dan
10 Mart 2024, Pazar
İkinci Risale olan İkinci Kısım Ramazan-ı Şerife dairdir.

Birinci Kısmın âhirinde şeair-i İslâmiyeden bir nebze bahsedildiğinden, şeairin içinde en parlak ve muhteşem olan Ramazan-ı Şerife dair olan bu İkinci Kısımda, bir kısım hikmetleri zikredilecektir.

Bu İkinci Kısım, Ramazan-ı Şerifin pek çok hikmetlerinden dokuz hikmeti beyan eden Dokuz Nüktedir.

Bismillahirrahmanirrahim.

“O Ramazan ayı ki insanlara doğru yolu gösteren, apaçık delillerini taşıyan ve hak ile bâtılın arasını ayıran Kur’ân, o ayda indirilmiştir. (Bakara Suresi: 185)”

Birinci Nükte

Ramazan-ı Şerifteki savm, İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeair-i İslâmiyenin a’zamlarındandır.

İşte Ramazan-ı Şerifteki orucun çok hikmetleri, hem Cenab-ı Hakkın rububiyetine, hem insanın hayat-ı içtimaiyesine, hem hayat-ı şahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niam-ı İlâhiyenin şükrüne bakar hikmetleri var.

Cenab-ı Hakkın rububiyeti noktasında orucun çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

Cenab-ı Hak, zemin yüzünü bir sofra-i nimet suretinde halk ettiği ve bütün envâ-ı nimeti o sofrada, “min haysü lâ yahtesib” [Umulmadık yerlerden. (Talâk Suresi: 3)] bir tarzda o sofraya dizdiği cihetle, kemâl-i rububiyetini ve rahmaniyet ve rahîmiyetini o vaziyetle ifade ediyor. İnsanlar, gaflet perdesi altında ve esbab dairesinde, o vaziyetin ifade ettiği hakikati tam göremiyor, bazen unutuyor.

Ramazan-ı Şerifte ise ehl-i iman birden muntazam bir ordu hükmüne geçer. Sultan-ı Ezelî’nin ziyafetine davet edilmiş bir surette akşama yakın “Buyurunuz” emrini bekliyorlar gibi bir tavr-ı ubudiyetkârâne göstermeleri, o şefkatli ve haşmetli ve külliyetli rahmaniyete karşı vüs’atli ve azametli ve intizamlı bir ubudiyetle mukabele ediyorlar. Acaba böyle ulvî ubudiyete ve şeref-i keramete iştirak etmeyen insanlar, insan ismine lâyık mıdırlar?

Mektubat, s. 470

LÛ­GAT­ÇE:

a’zam: en büyük.

envâ-ı nimet: nimet çeşitleri, türleri.

erkân-ı hamse: beş esas, beş şart.

esbab: sebepler.

halk etmek: yaratmak.

niam-ı İlâhiye: Cenab-ı Hakkın nimetleri.

rububiyet: Cenab-ı Allah’ın her zaman, her mahlûka muhtaç olduğu şeyleri vermesi, terbiye etmesi.

savm: oruç.

şeair-i İslâmiye: İslâma sembol olmuş iş ve ibadetler.

şeref-i keramet: bağış ve ikram şerefi.

tavr-ı ubudiyetkârâne: kulluğa yakışır tavır.

ubudiyet: kulluk, ibadet.

vüs’atli: geniş.

Okunma Sayısı: 1434
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    12.3.2024 09:52:49

    Ramazan Risalesi’nin girişinde yer alan yukarıdaki âyette bu ayın sahip olduğu ana fonksiyonlardan üç tanesine dikkat çekilir. İlki sadece Müslümanlara değil, bütün insanlara “doğru yolun!” gösterilmesidir. İkincisi sırat-ı müstakimi bütün insanlığa sözle değil yaşamakla ortaya koyulmasıdır. Son olarak Kur’ân ayı olduğu vurgulanır ve Kur’ân’dan önce ve sonrası mukayese edilerek aradaki farkın en zıt kavramlar üzerinden anlaşılması sağlanır.

  • Cenk Çalık

    12.3.2024 09:52:38

    Ramazan ayını diğer aylarla kıyasladığımızda gerek ferdî gerekse içtimaî hayatta en fazla İslâmî değerleri yaşadığımız ay olduğunu söyleyebiliriz. Yani, helâl dairesinden en fazla kaldığımız, haram dairesinden en fazla kaçındığımız ayın adıdır Ramazan. Dolayısıyla İslâma ait ne şeair varsa bu ayda en yüksek düzeyde parlar. Muhteşem olarak tanımlanabilecek bir hayat tecrübesi ortaya koyar. Üstelik sadece Müslümanların değil gayri müslimler dahi bu bereket ve huzurdan nasibini almasına vesile olur. “O Ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık hidayet delillerini taşıyan ve hak ile bâtılın arasını ayıran Kur’ân, o ayda indirilmiştir.” (Bakara Sûresi, 185. Âyet)

  • Cenk Çalık

    12.3.2024 09:52:24

    Şeair-i İslâmiyeyi, İslâmı hatırlatan ve sembol olmuş her türlü ibadet, eserler olarak düşünebiliriz. Caminin minaresi, ezan okunması, namaz, oruç, zekât gibi farz ibadetler birer şeairdir. Şeairler velev ki sünnet dahi olsa şahsî farzlarımızdan çok daha kıymetlidir. Zira, umumun hukuku, şahsımızın hukukundan daha ehemmiyetlidir. Daha net ifadeyle şahsî farz mı yoksa sünnet nevinden şeair mi diye sorulsa tereddütsüz şeairi tercih etmemiz gerekmektedir. Ramazan-ı Şerif “en parlak ve muhteşem” şeairdir. Tam bu noktada biraz durup düşünmemiz gerekmektedir. Zira sünneti bile şahsî farzımızdan daha önemliyken, şearin Ramazanda en parlak ve muhteşem olmasının sebebini merak etmemiz gerekmez mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı