"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İzmit’in Salih Hocası

11 Ağustos 2021, Çarşamba 00:15
Evet, İzmit’in bir Salih Hocası vardı. Hizmette daima önde giden, dersleriyle, meşverete sıkı sıkıya bağlılığıyla, Risalelerdeki konulara farklı bakış açılarıyla, nerede bir ders-hizmet varsa oraya (Avrupa dâhil) gitmesiyle, bir Salih Hoca vardı, İzmit’te.

Akran olmamız, İzmit’in yerlisi olmamız, yakın semtlerde oturmamız, Nur Talebesi olmamız, beraber otobüsle hac yolculuğumuz vs. birçok ortak noktamız vardı. Çamlık Vakfı irtibat merkezinde başlatılan ve her gün devam eden (ve halen devam ettirdiğimiz) Risale-i Nur derslerinin başlangıcından hastalığa kadar titizlikle devam eden bir Salih Hocamız vardı.

‘Risale-i Nur’dan Metinler’ serisinin editörlüğünü yapmış ve bizlere de bazı görevler vermişti. Hasta olmadan önceki son zamanlarda da Risalelerdeki lügatçe kısmının düzeltme işlerinde çalışıyordu.

Hem İmam Hatip olması hem de Edebiyat öğretmeni olması Risale-i Nur’a olan vukufiyetini arttırmış ve o da bunun üzerine bilgilerini başarılı bir şekilde inşa etmişti. Ve bizlerin Salih Hocası olmuştu.

08.08.2021 tarihi itibarıyla artık Salih Hocamız kalplerimizde ve hatıralarımızda yaşayacak. Onun yakın zamanda kaybettiğimiz ‘adaşıyla’ (Salih Oral), Peygamber Efendimizle (asm) ve Üstadıyla buluşmasının sevinciyle Allah’ın rahmeti üzerine olsun ve bizleri Cennetinde buluştursun. Amin.

Salih Hocamızı biraz daha yakından tanıyabilmek için onunla yaptığım aşağıdaki röportajı istifadenize sunuyorum.

- Sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Salih Çökren. 1954 İzmit doğumluyum. İlkokulu İzmit’te okuduktan sonra Düzce İmam Hatip okulunda okudum. Babam daha dindar muhit olduğu için Düzce’yi tercih etmişti. Liseden sonra Erzurum Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde okuyarak mezun oldum. İzmit İmam Hatip Lisesi’nde başlayarak birçok lisede edebiyat öğretmenliği görevinde bulundum. Sakarya Üniversitesi’nde okutman olarak 6 sene çalıştım ve emekli oldum.

- Risale-i Nurlar’ı nasıl ve ne zaman tanıdınız?

Lise son sınıfa kadar herhangi bir cemaatle ilgilenmedim. Risaleleri tanımam biraz kademeli oldu. İlk önce rahmetli babamın tavsiyesi ile, İzmit Maslak Sokak’taki dershaneye giderek tanıştım. Bir süre oraya devam ettim. Orada M. Gürbüz Dinçer, R. Sarı gibi ağabeylerle tanıştım. Daha sonra Düzce’ye gittiğimde, okulda Kur’ân hocamız Mustafa Bağcı bana ‘Hastalar Risalesi’ni verdi. Okudum, fakat pek anlamadım. Daha sonra son sınıfta, kendisine şükran borçlu olduğum Hüseyin Aslan Ağabey vasıtasıyla tam olarak tanımaya başladım. Bu ağabeyimiz okulun maskotuydu. Herkesin gözünde bir değeri vardı. Eski hayatında çok haşarı bir kişi olduğu ve Risalelerle dini hayatını yaşamaya başladığı ve sigarayı bıraktığı duyulunca bayağı reklâm olmuştu ben de etkilenmiştim. Sınıfımıza Risaleler ve Yeni Asya yayınlarından (Minyeli Abdullah, Yapraklar vs) getirmeye ve “Risale-i Nurlar geldi arkadaşlar” diyerek onları satmaya başladı. İlk önce Haşir Risalesi’ni aldım. 1971 – 1972 öğretim yılıydı. Daha sonra Erzurum’da hizmetlerle ilgilenmeye başladık ve halen devam ediyoruz Allah’a şükür.

- Yeni Asya’yı ne zaman ve nasıl tanıdınız?

Düzce’de, 1971–1972 öğretim yılıydı, tabiî ki Nurlar’la tanışınca tanıdım. Derslere gidip gelmeye başlayınca, o zaman N. Birinci, M. Demirel, C. Alpgüvenç gibi Ağabeyler İstanbul’dan derslere gelirlerdi. Onlarla tanışıp gazeteyle ilgili haberleri alıp gazeteyi daha da iyi tanımaya başladık. Özellikle Can Alpgüvenç ve Haluk İmamoğlu bizimle çok fazla ilgilenmiştir. Onlara bu vesileyle minnet ve şükran duygularımı gönderiyorum. Saatlerce bizimle neşriyatın ve gazetenin önemini anlatırlardı. Bu arada aklıma gelen bir olay; Düzce’de iken Karadeniz Ereğlisi’nde vakıf olan Nejat Us Ağabeyimiz çok fazla kar yağan bir kış gününde elinde bir çuval Risale-i Nur ve Yeni Asya Yayınları’ndan kitapla dershanemize gelmesini unutamıyorum. Yani biz orada Yeni Asya ile Risale-i Nurlar’ı bir çantada gördük.

- Yani Yeni Asya ile Risale-i Nurlar birbirinden ayrılmaz birer parça mı demek istiyorsunuz?

Evet. Öyle gördük, öyle anladık, öyle karşıladık halen de öyle düşünüyoruz.

- Yeni Asya hakkında başka nasıl bir fikir söylersiniz?

Yeni Asya, yayınları ile özellikle gazetesiyle ki; bir lâhikadır. Bazı kardeşlerim de ifade ettiği gibi dünyada başyazarı Said Nursî olan tek gazetedir. Daha öncede Risale-i Nur’dan köşeler vardı, ama ikinci sayfaya her gün gündeme uygun Üstadın resmiyle birlikte Risalelerden yazılar konması bize bu duyguyu uyandırmıştır. Risale-i Nurlar’ın âlem-i İslâm’da Türkiye’deki naşir-i efkârı Yeni Asya’dır. Ve tabiî ki o gazete bayrağı altında toplanan ekolündür.

- Yeni Asya ile ilgili başınızdan geçen bir olay var mı, anlatır mısınız?

Birçok olay var. En ilginci anlatayım; 1973 yıllarında seçim dönemiydi. O sırada gazetemizde de Mustafa Necati Bursalı’nın eseri olan Hz. Osman’ın (ra) hayatı tefrika edilmeye başlanmıştır. İstanbul’dan gelen afişleri (yaklaşık 150-200 afiş) biz 3 kişi(Ben, N. Topaloğlu, İ. Arafat) Düzce’de münasip yerlere, yapıştırmak için gece sokağa çıktık. O zaman da seçim yasakları varmış, bizim haberimiz yoktu. Tam karakolun karşısında, gece saat 02:00 civarında bir duvara ilânları yapıştırırken polisler etrafımızı çevirdiler. ‘Seçim yasakları başladı, siz hâlâ afiş yapıştırıyorsunuz” deyip bizi karakola götürmeye çalıştılar biz 3 kişi, hepimizin de Basın Kartı vardı o zaman, ne kadar yapıştırdığımız afişlerinin seçimle ilgisi olmadığını söyledikse de dinlemediler ve bizi biraz tartakladılar ve nezarethaneye koydular. Sabaha kadar nezarethanede kaldık. Ertesi gün de İsmail Özdemir’in vefat eden oğlunun mevlidi vardı ve tevafuk eseri İstanbul’dan M. Kutlular Ağabey olmak birçok ağabey Düzce’ye gelmişlerdi. Sağ olsun bizzat M. Kutlular Ağabey karakola gelip meseleyle ilgilendi. Dindar bir hâkim vardı. Bizi karakoldan belediyeye sevk ettiler. Seçim yasaklarına muhalefetten değil de bu sefer de caddeleri ve duvarları kirlettiğimizden her birimize 140 TL ceza kestiler. Biz de her tarafımız yapışkan vaziyette o günkü mevlide katıldık. Herkes bize ‘Gazanız mübarek olsun’ diyerek güzel bir lâtife yapmışlardı. Yeni Asya’ya feda olsun.

- Yeni Asya’nın ailenize kazandırdıkları nelerdir?

Yeni Asya’yı bekârken okumaya başladım. Bekârlığımızda faydalı olduğu gibi evlendikten sonra da hem hanımım için hem çocuklarım için bir mektep oldu. Bize siyasî yönde ve diğer birçok şeyde bizi hiç mahcup etmedi. Çocuklarım gerek gazete gerekse dergilerimizle büyüdüler. Evlendiler, halen de Yeni Asya medya grubunun çıkardığı gazete, dergi ve yayınları alırlar ve okurlar. Özellikle Can Kardeş ve büyüdükten sonra Köprü Dergisi’nin çocuklarımda önemli etkisi olmuştur. Büyük oğlum çocuk iken elindeki 80–100 Can Kardeş dergisini odaya serer, yere yatar sırayla onları defalarca okurdu, bunu unutamıyorum. Gazetemizin bütün yayınlarından ben ve ailem çok istifade ettik ve halen de ediyoruz.

- Son olarak Yeni Asya ve geleceği hakkındaki fikirlerinizi alalım.

Yeni Asya olması gerekene yakın şekilde zaten çıkıyor. Ufak bazı konular olsa da bunu biz genele hitap eden basın organı olmasına yoruyoruz. Biz bunları mazur görüyoruz. Burada geçmişte yaşanan bir tartışma olayını hatırladım. ‘Biz cemaat gazetesi mi olalım?’ yoksa ‘Cemiyet gazetesi mi olalım?’ diye. Bu tartışma tirajının artmaması konusu ile ortaya çıkmış bir tartışmaydı. Dâvâmızdan taviz vermemek için sonunda ‘Biz bir cemaat gazetesiyiz’ kararına varıldı. Bundan sonra da değerlendirilecek hemen her şey yapıldı aslında. Şu anda yeni atılımlarla ‘cemaat gazetesi’ hüviyetinde kalarak, tavizsiz bir şekilde ‘Cemiyet gazetesi’ olma yolunda ilerlediğini gözlemliyorum. Daha da ileri gitmesini arzu ediyoruz.

- Teşekkür ederim.

RÖPORTAJ: M. FAHRİ UTKAN
[email protected]

Okunma Sayısı: 4183
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ender Doğan

    12.8.2021 04:09:27

    Allah CC rahmet eylesin inşaallah.

  • Hıdır Yıldırım

    11.8.2021 11:56:02

    Allah Salih Ağabeye mağfiret eylesin. Kabri pürnur olsun. Çökren ailesine sabr-ı cemil ihsan etsin. Ruhuna el Fatiha.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı