"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tesettür yaratılışın bir gerçeğidir

06 Kasım 2015, Cuma 10:00
“Örtünmek hürriyettir” kitabı üzerine konuştuğumuz gazetemiz yazarı ve Bizim Aile dergisi genel yayın koordinatörü Yasemin Güleçyüz, çağımızdaki müstehcenlik probleminin sosyal hayata olan zararlarını ve tesettürün ehemmiyetini değerlendirdi.

Yayınladığı eserler ile büyük bir ilim ve kültür hizmeti yapan Yeni Asya Neşriyat, bir anlamlı eseri daha okuyucuyla buluşturdu. Yeni Asya Gazetesi yazarı ve Bizim Aile Dergisi Genel Yayın Koordinatörü Yasemin Güleçyüz’ün kaleminden çıkan “Örtünmek Hürriyettir” kitabı tesettürün yaratılışa uygunluğunu tüm boyutlarıyla ele alıyor. Kur’ân-ı Kerîm, Sünnet-i Seniyye ve Bediüzzaman’ın perspektifinden konuyu ele alan Güleçyüz, kitabına feminist bir yazarın yazısından etkilenerek başladığını ifade ediyor. 

Örtünmek Hürriyettir kitabı üzerine konuştuğumuz Yasemin Güleçyüz, “Müstehcenlik yaradılışımıza uygun bir hal değil. Batı toplumlarını görüyoruz” diyerek tesettürün toplumsal yaşama etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Röportaj: N. Nur Ener / [email protected]

Tesettürün modernizmin kıskacında kaldığı bir zamanda ve bireyleri kısıtladığı görüşünün yaygın olduğu bir asırda “Örtünmek Hürriyettir” başlığıyla bir kitap yayınladınız. Fikrî hazırlık aşamasında çıkış noktalarınız neler oldu?

Seksen kuşağı gençlerinin gündeminden tesettür konusu hiç eksik olmadı. İhtilâl döneminin başörtülü üniversiteli öğrencileri, başörtüsü yasağından çok çekti. Öğrenim gördükleri alanda mesleklerini icra edemediler. Kazanılmış hakları ellerinden alındı. Takip edebildiğim kadarıyla benim kuşağıma mensup arkadaşlarımdan başörtüsü yasağı ile ilgili çok romanlar, hikâyeler, şiirler, hatıratlar yayınlandı. Yayınlamaya da devam edecek sanırım…

Zaman geldi, elimizden alınan haklar iade edildi. Üniversitelerde büyük ölçüde başörtüsü yasağı kalktı. Fakat şimdi de, ifade ettiğiniz gibi modernizmin kıskacındayız. Haz ve hız çağının insanları olarak moda ve tüketim ekonomisinin çarkları başörtüsü ve tesettür kavramını da tehdit ediyor. Gençlerimizde modanın etkisiyle hadiste ifade edilen “giyinik çıplaklar” manasını hatırlatan bir örtünme anlayışının yaygınlaştığını görüyoruz. Kavram kargaşasının yaşandığı bir dönemde aslî kaynaklarımıza dönüp yeni okumalar yapmamız gerekir. Kitap böyle bir fikrî çabanın neticesi.  

“Çok etkilenmiştim! Bu çalışmayı adeta bir ev ödevi olarak gördüm”

İşin ilginç yanı kitap sürecini fişekleyen ana faktörün feminist bir hanım yazar olması. 30 Mart 2008’de Risale-i Nur Enstitüsü’nün organize ettiği “Meşrûtiyetin 100. yılında Türkiye’nin Demokrasi Serüveni” konulu panele dinleyici olarak katılan bu hanım yazar Radikal gazetesindeki makalesinde Bediüzzaman Hazretlerinin kadınlarla ilgili tesbitlerine yer vererek Tesettür Risalesi’nin Birinci Hikmet’ini aynen alıntılayıp yazısını, “Tesettür bir toplumsal öneridir. Tüm Türkiye sathında bu önerinin sahipleri ve gerekçeleri vardır. Dolayısıyla ben Türkiyeli bir feminist olarak bugün Said Nursî’nin görüşlerini benimseyen ve hoş gören herkesten, bu risalenin en azından “Birinci Hikmet” bölümü ile ilgili olarak ne düşündüğünü yazmasını beklediğimi söylemek isterim” cümleleriyle bitirmişti.

Çok heyecanlanmıştım, bu çağrıyı adeta bir ev ödevi olarak gördüm. Yeni Asya gazetesinde dizi yazı olarak Tesettür Risalesi’ni analiz etmeye çalıştım. Bu süreçte Bediüzzaman Hazretlerinin telif ettiği Hanımlar Rehberi her zaman başucu kitabım oldu. Hatta Hanımlar Rehberi’nin farklı baskılarından bir koleksiyonum olduğunu bile söyleyebilirim… Özellikle de Tesettür Risalesi’ni kitabın hazırlık sürecinde kelimelerine ayırarak tahlil etmeye çalıştım. Kitabın çekirdeği böyle oluştu. 

Müstehcenlik probleminin sosyal hayata ve aile hayatına zararları nelerdir, bu hususta kitapta neler bulabiliriz?

Müstehcenlik yaratılışımıza uygun bir hal değil. Batı toplumlarını görüyoruz. Kitapta da yer alan bir anekdotta Hıristiyan bir kadın yazarın hemcinslerini, “Çıplaklık bizi nereye götürüyor? Müslüman kadınların tesettürünü örnek alalım. Meryem Ana da tesettürlüydü” tarzındaki ikazlarını görüyoruz. Boşanmaların artması, aile içi şiddet olayları, gayr-i meşru çocuklar, cinsel suçlardaki artış müstehcenliğin zakkum meyveleri… Bu hastalıklı yapının İslam toplumlarına da bulaştığını görüyoruz. Bu hastalığa etkili tek ilaç iman hakikatleri.

Neden tesettür...

Halk arasında “Neden örtünmek hürriyettir? İnsan beyniyle, iradesiyle özgürlüğünü sağlayamıyor mu da örtünün altında özgür olduğunu düşünüyor?” şeklinde bir düşünce var. Bu konuya açıklık getirir misiniz?

Tesettür başörtüsünden ibaret olmayan çok geniş bir hakikattir. Hepimizin “Tek başında örtüsü eksik” dediği dostlarımız var. Konuşma tarzı, yürüyüşü, hatta ayaklarını yere basma tarzı bile tesettür hakikati ile irtibatlıdır. Tesettürün nasıl insanı özgürleştirdiği Tesettür Risalesi’nde dört hikmet üzerinden çok güzel anlatılır. Tek bir Sultana köle olmak özgürlüğün ta kendisidir.

Açık saçıklık zahiren hür, hakikatte gözlerin hapsinde olan kadınları fıtraten rahatsız eder. Moda, kozmetik sanayii, tüketim ekonomisi kadını manen esaret altına alır… Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti’nin “Kur’ân kadınları kafeslerin arkasına hapsediyor diyenler kadınları kafeslemek isteyenlerdir” tesbiti de bu hakikati çok güzel özetler…

Neden Settar ismi?

Tesettür genelde Cenâb-ı Hakk’ın ”Settar” ismi ile açıklanıyor. Settar ismi celalî isimlerden. Buradaki incelik nedir? Neden cemalî isimlerden değil? Fakat sadece bununla sınırlı mı? Başka hangi isimleri kapsar?

Her esma-i İlâhî gibi Settar ismini de sonsuza uzanan şekliyle varlıklar üzerinde görmek mümkündür. Settar isminin gereği olarak tesettür hakikati bitkilerin kendilerine has kabuklarından hayvanların derilerine, gezegenlerin atmosferlerinden hücreler âlemine varıncaya kadar zerrelerden güneşlere bütün varlık âlemini kuşatır, örter, gizler, korur.

Tesettür, kâinatın inkâr edilemeyen bir gerçeğidir… Settar olan Rabbimiz âlemlerin Efendisine (asm) ezelî kelâmı olan Kur’ân’da “Ey örtüsüne bürünen Resulüm!” “Ey bürünüp sarınan Resulüm!” şeklinde hitap eder. Âlemlerin Efendisi de bizlere “Ben örtünmekle emrolundum!” diyerek seslenir.

Celalî isimlerde azamet, ihtişam, büyüklük nazara verilir. Settar isminin bütün yaratılmışları kuşatması cihetiyle celâlî isim olması hikmet yönlerinden biri olabilir. Hafiz ismi de tesettür hakikatiyle ilgilidir.

İlginçtir, Tesettür Risalesi bu ismin anlatıldığı bir bahsin akabinde yazılmış, sonrasında ehemmiyetine binaen müstakil olarak 24. Lem’a olarak esere konulmuştur.

Tesettür deyince sadece kadın mı aklımıza gelmeli?

Örtünmek deyince akla sadece kadının tesettürü geliyor. Fakat günümüzde Müslüman erkekler de giyim ve kuşamlarıyla dikkat çekici ve hatta rahatsız edici giyim tarzları içinde. Bu hususta neler söylemek istersiniz?

Tesettür ayetlerini incelediğimizde bütün insanlara seslendiğini, sonrasında mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara hitap edildiğini görüyoruz. Söz gelimi Nur Sûresi’nin 30 ayetinde öncelikle mü’min erkekler harama bakıştan sakındırılıyor. Akabinde 31. âyette de kadınlara aynı ikaz yapılıyor. Peygamberimizin (asm) erkeklere “Hanımlarınıza Nur Sûresini öğretiniz” demesinde de bu hassasiyetin takip edildiğini görüyoruz. Kadınlara yönelik tesettür ölçüleri olduğu gibi mü’min erkeklere yönelik tesettür ölçüleri de 14 asır boyunca İslâm toplumlarında uygulanmış. İmanın köklerine hücum edilen asrımızda Kur’ân’ın tesettür emri de tahrip edilmeye, mü’min erkekler de moda ve tüketim ekonomisinin kıskacına sıkıştırılmaya çalışılıyor. Tek ilaç iman hakikatlerini anlamaya ve yaşamaya çalışmak.

Mü’min erkekler dikkat etmeli 

Bediüzzaman Hazretlerinin 1910’lu yıllarda kaleme aldığı ve Tesettür Risalesi’nin çekirdeği olarak ifade ettiği Lemeat’taki şu tabirler erkeğin mesuliyetlerini hatırlatma adına ilginçtir: “Sefih erkekler, hevesâtlarıyla kadınlaşırsa, o zaman açık saçık kadınlar da hayâsızlıkla erkekleşirler.” Erkeklerin hazlarının esiri olması şahsî, ailevî, içtimaî hayatı alt üst eder. Tesettür Risalesi’nde ifade edilen “Yirmi adamdan bir tanesi karısından daha güzelini görmüyor” ifadesi mümin erkeklerin zaaflarına dikkat etmeleri gerektiği hakikatini de gözler önüne serer…

Müstehcen siteler adeta bir şeytan gibi 

Kitabınızda “teknolojik gelişmeler ve tesettür” başlığı da yer alıyor. Müslüman kadın ve erkeklerin kendilerini sosyal mecralarda sergilemesiyle sıklıkla karşılaşıyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Sosyal medya dediğimiz sohbet ve resim paylaşımı zeminleri de çoğu insanın kendini kontrol edemediği alanlardır. Sanal âlemde erkek ve kadınların sohbetleri, fotoğraf paylaşımları da tesettür sınırları içinde değerlendirilmeli değil mi? İnternet ortamında müstehcen siteler de âdeta şeytan gibi insanı günahlara teşvik ediyor. Ülkemizde boşanmalarda ve hane içi şiddet olaylarında internetin etkisi istatistik verilerinde ilk sıralarda yer alıyor.

Mü’min kadın ve erkeklerin böyle ortamlardan yüzlerini çevirmeleri gereğini vurgulayan “Gözlerini haramdan sakınsınlar” âyeti sanal âlemde de geçerlidir.

Nur Sûresi’nin ilgili ayeti bakış konusunda erkekler gibi kadınları da ikaz eder: “Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar. Ziynetlerini ise görünmesi zaruri olan kısımlar müstesna açığa vurmasınlar. Başörtülerini de yakalarının üstünü kapayacak şekilde iyice örtsünler.” 

Hülâsa; teknoloji nimetinin şükrü onu rıza-ı İlâhî dairesinde kullanmaktır.

Tesettür Risalesi

Yeni Asya EuroNur Video Ekibi sizler için yine İzmir Yeni Asya Kültür Merkezi’ ndeydi. Kültür Merkezi’ nin konuğu İlahiyatçı Eğitimci-Yazar Süleyman Kösmene’ ydi. Sayın Kösmene; 8.Mart Dünya Kadınlar Günü için kadının tesettürünün ehemmiyetini ifade etmek üzere 24.Lem’a’ dan ders yaptı.

Fotoğraf: Erhan AKKAYA

Okunma Sayısı: 6413
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • M Numan

    6.11.2015 08:03:56

    tesettür emir ve gereklilik. Lakin tesettür anlayışı farklı. kimisi pantolon giyer üzerine uzun gömlek giyer, birde ufak bir makyaj ve baş örtü hop ben tesettürlüyüm olur. kusura bakmasınlar ESKiDEN BAŞÖRTÜSÜ MADURLARI VARDI. ŞİMDİ İSE MAĞDUR EDİLEN BAŞÖRTÜSÜ VE TESETTÜR. Abuk subuk giyinip başı kapalı olup, bedeni çıplak olanlar türedi. avrupai kül(üs)tür milleti haşat ediyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı