"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

'Yeni Asya şahıs değil, şahs-ı manevî hareketidir'

31 Mayıs 2021, Pazartesi
Genel Yayın Yönetmenimiz Kâzım Güleçyüz, Independent Türkçe’de Naman Bakaç’ın sorularını cevaplandırdı.

15 Temmuz Darbe sonrası eleştirel bir yayın çizgisine sahip olan Yeni Asya Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde vefat etmişti. Gazetenin yayın çizgisini, güncel sorunlara bakışlarını ve Mehmet Kutlular sonrası Yeni Asya camiasının geleceğini konuşmak için yaklaşık otuz yıldır Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan gazeteci-yazar Kâzım GÜLEÇYÜZ ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Güleçyüz ile Kemalizm ve Kürt Sorununa yaklaşımından, 15 Temmuz Darbe kalkışmasına, Milliyetçiliğe bakışından Yeni Asya Camiası’nın gelecek projeksiyonuna, Türkiye’deki Adalet, Demokrasi ve Hukuk Devleti alanında yaşanan ihlâllerden sergiledikleri çizgiye ve son olarak da Risale-i Nur’un referanslık boyutuna dair birçok başlığı içeren bir röportaj oldu.

***

Naman BAKAÇ: Üniversite eğitiminiz hukuk üzerine, ama yıllarca gazetecilik, yayıncılık ile dergi ve kitap editörlüğü alanında çalıştınız. Bize biraz Kâzım Güleçyüz’ü; çocukluğunu, gençliğini, Yeni Asya Gazetesi’ne giriş serüvenini, hobi ve varsa fobilerini vs konuşarak söyleşiye başlasak diyorum.

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Çocukluğum ve ilk gençliğim, doğduğum Kütahya’da geçti. 1977’de hukuk fakültesini kazanmam vesilesiyle İstanbul’a geldim. 1978’de Yeni Asya Yayınevi’nde çalışmaya başladım. Tashih, editörlük, dergicilik yaptım. 1992’den beri gazetenin genel yayın yönetmeniyim ve günlük köşe yazıları yazıyorum. Son yıllarda Youtube üzerinden canlı yayınlarla gündemi değerlendiriyorum.

Okumayı, seyahati, yeni yerler görmeyi severim. Ailemle birlikte sade, huzurlu bir hayatımız var.

Bildiğim kadarıyla herhangi bir fobim yok:)

“Yeni Asya bir şahıs değil, şahs-ı manevî hareketidir”

Naman BAKAÇ: Yakın tarihte Gazetenizin İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular vefat etti. Ölümü neredeyse medyada çok yer almadı gibi. Mehmet Kutlular sonrası için gazeteniz ve Yeni Asya camianızın gelecek projeksiyonuna dair neler söylemek istersiniz?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Merhum Mehmet Kutlular, Bediüzzaman’ın önde gelen talebelerinden Zübeyir Gündüzalp’ın verdiği görevle, kuruluşundan beri Yeni Asya’nın sevk ve idaresini üstlenmiş çok önemli bir şahsiyetti. Bu görevini cemaatle birlikte meşveretle yaptı. Kendisinin de her zaman vurguladığı gibi, Yeni Asya bir şahıs değil, şahs-ı manevî hareketidir. Onun sağlığında bu hizmet nasıl yürüdüyse, ondan sonra da aynı sistemle devam edecek.

Naman BAKAÇ: Genel olarak Risale-i Nur camiasının iktidar ilişkileri nasıl bir seyir izledi? Mesafeyi korudular mı yoksa iktidarlarla içiçe mi oldular? Devlet kontrolünde mi yoksa müstakil mi oldular sizce?

Kâzım GÜLEÇYÜZ:  Yeni Asya iktidarlara da, siyasete de her zaman mesafeli olmaya özen gösterdi. Ama özellikle AKP döneminde mesafeyi koruyamayıp, kendilerini iktidarla çok fazla özdeşleştirenler oldu. Bu konuları Cemaatler: Toplum-Siyaset-Devlet adlı kitabımda işledim.

“Cemaatlerin işi devleti yönetmek olmadığı gibi, devletin işi de cemaatlere nizam vermek değildir”

Naman BAKAÇ: Fikri, dini ve Risale-i Nur’a ilişkin yapılan/yapılacak hizmetler bağlamında Yeni Asya camiası ile Fethullah Gülen Örgütü arasında hangi parametreler noktasında ayrışıyorsunuz, hangi noktalarda örtüşüyorsunuz?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Ayrıştığımız noktaları başından beri deklare ettik. Detayları kitaplarımızda mevcuttur. Maddeler halinde özetleyecek olursak şunları diyebilirim:

- Yeni Asya kişileri ve kişisel görüşleri değil, Risale-i Nur’daki Kur’ânî ölçü ve prensipleri esas alır.

- Yeni Asya devletçi ve kavmiyetçi bir yaklaşımı kabul etmez.

- Yeni Asya her zaman demokrasiyi savunmuş; bütün darbe ve müdahalelere (12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz...) karşı çıkmıştır.

- Yeni Asya cemaatlerin manevî hizmetler için var olduğuna ve o alanda kalmaları gerektiğine inanır. Siyaset ve ticareti, cemaatler için en tehlikeli tuzaklar olarak görür.

- Cemaatlerin işi devleti yönetmek olmadığı gibi, devletin işi de cemaatlere nizam vermek değildir. Demokratik hukuk devleti cemaatlere karışmaz.

- Yeni Asya devlet içinde cemaat eksenli tekelci kadrolaşma girişimlerine karşıdır. Devlette görev almanın kriteri ehliyet ve liyakattir. Münhasıran cemaat mensubiyeti tercih sebebi de olmamalıdır, dışlama sebebi de.

- Yeni Asya, hizmetlerini sürdürmek için devlet desteğine ve imkânlarına hiçbir zaman talip olmamıştır. Ölçüsüz “himmet” kampanyalarına da tevessül etmemiştir. Çünkü din hizmeti, kimseden karşılık beklemeden, sırf Allah rızası için yapılır. Bu, Kur’ân’da ifade edilen bir Peygamber prensibidir. Maddî menfaat, ihlâsı kırar. Zübeyir Gündüzalp’ın dediği gibi, “Para veren, emir de verir.” Dışarıdan alınan destek, alanı bağımlı kılar.

- Yeni Asya Risale-i Nur’un orijinal metniyle muhafazasını çok önemser; metnin sadeleştirilmesine karşı çıkar; eserlerin anlaşılması ve anlatılması için yapılması gerekenin sadeleştirme değil, şerh ve izah çalışmaları olduğuna inanır.

Naman BAKAÇ: Neredeyse 2010 yılına kadar FETÖ’ye karşı çok sert eleştiriler yapmış ve doku uyuşmazlığı ayan beyan olan bir camiasınız. Ne oldu da 2013 sonrasında FETÖ’ye yönelik bu keskin muhalefetiniz ya da doku uyuşmazlığınız uçucu hale geldi ya da eridi? Bu bir Nurculuk dayanışması mı bir zikzaklık göstergesi mi yoksa Millî görüş çizgisindeki İslamcılığa karşı geçmişten beri gelen muhalefetiniz mi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Öncelikle, son süreçte herkesin diline yerleştirilen “FETÖ” kelimesi için Perinçek’in şu sözlerini hatırlatmak isterim: “Fetullah Terör Örgütü adını Vatan Partisi verdi. Doğu Perinçek verdi. Türkiye devleti de 10-15 yıl sonra kabul etti. O adı ‘FETÖ’ diye veren ve Yargıtay kararlarına iliştiren biziz.”

Gülen’le ayrıştığımız hususların öne çıkanlarını yukarıda aktardım. Bunları başından beri ifade eden biziz ve bu süreçte de yeri geldikçe seslendirmeye devam ettik. Hem yazılarımızda, hem kitaplarımızda, hem konuşmalarımızda.

Ama 15 Temmuz gerekçesiyle başlatılan 20 Temmuz sürecindeki hukuksuzluk furyası ve eşzamanlı olarak yapılan algı operasyonları, bunların kasıtlı olarak gizlenip örtüldüğü ve karartıldığı bir tabloyu netice verdi.

Bizim duruşumuzda bir zikzak yok. Dün ne dediysek bugün de aynı şeyi söylüyoruz.

“Kürt sorununun çözümü; ırkçılığın terki, İslâm kardeşliğinin güçlendirilmesi ile demokrasi ve hukuktan geçer”

Naman BAKAÇ: Kocatepe Camii’nde Bediüzzaman Said Nursî için yapılan bir Mevlit etkinliğinde “Eğer Bediüzzaman anlaşılsaydı, Kürt meselesi olmazdı. Suriye bu halde olmazdı” diyorsunuz. Yeni Asya camiasının Kürt sorununa bakışı geçmişten bugüne değin nasıl bir seyir izledi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ: Bediüzzaman “Bizim milliyetimiz İslâmiyet’tir” diyor. Türkü, Arabı, Kürdü, Acemi, Arnavutu... buluşturan ortak paydanın İslâm kardeşliği olduğunu vurguluyor. Ama Avrupa tarafından içimize atılan bir “Frenk illeti” olarak nitelediği milliyetçilik, kavmiyetçilik akımları bu ortak paydayı tahrip etti. Öncesinde Türklük, Kürtlük, Araplık... kaynaklı hiçbir sıkıntı yaşanmazken, zincirleme şekilde birbirini tetikleyen Türkçülük, Kürtçülük, Arapçılık... dayatmaları çatışma doğurdu. Çözüm, ırkçılığın terki, İslâm kardeşliğinin tekrar güçlendirilmesi, demokrasi ve hukuk.

Naman BAKAÇ: Özelde gazeteniz genelde Yeni Asya camiasının 15 Temmuz Darbe sonrasında iktidara, muhalefet dozunu arttırdığı şeklinde kamuoyunda yaygın bir kanaat var. 15 Temmuz Darbe girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Muhalif söyleminizin arttığı tesbitine katılıyor musunuz? Katılıyorsanız, muhalefetiniz hangi konularda?

Kâzım GÜLEÇYÜZ:  15 Temmuz, bütün çelişkileri ve soru işaretleriyle birlikte, arka planı hâlâ karanlıkta olan bir kalkışma. Meclis, olayı aydınlatmak için araştırma komisyonu kurdu, ama bir sonuç çıkmadı. Tek taraflı bilgilendirme ve algı operasyonlarıyla doğru ve sağlıklı bir neticeye ulaşılması da mümkün değil. Bu noktada bizim muhalefetimiz, 15 Temmuz gerekçe yapılarak 20 Temmuz’da ilân edilen ve 2018’de şeklen kalkmış olsa da olumsuz etkileri hâlâ devam eden OHAL sürecinde zirve yapan hukuksuzluklara. Hukukun en temel prensipleri çiğnenerek gerçekleştirilen çok yoğun ve yaygın hak ihlâllerine. Masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsîliği ilkelerini, savunma ve âdil yargılanma haklarını hiçe sayarak yapılan tutuklama ve yargılamalara. “Darbecilerle hesaplaşma” adı altında yapılan operasyonlarda, darbeyle de, terörle de hiçbir ilgisi olmayan insanların teröristlikle suçlanarak mağdur edilmesine. Kanunla bile yapılamayacak son derece vahim, çok yönlü ve çok boyutlu ağır hak ihlâllerinin KHK’larla hayata geçirilmesine. Bir itirazımız da, bunlar olurken, bedelini ödemeyi göze alarak gelip yargı önünde iddiaları cevaplamaktan istinkâf eden ve buradaki yakıcı mağduriyetlere seyirci kalan Gülen ve ekibinin bu tavrına.

—DEVAMI YARIN—

Okunma Sayısı: 3883
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Feyzullah Ayhan

    31.5.2021 20:28:55

    Bir itirazımız da, bunlar olurken, bedelini ödemeyi göze alarak gelip yargı önünde iddiaları cevaplamaktan istinkâf eden ve buradaki yakıcı mağduriyetlere seyirci kalan Gülen ve ekibinin bu tavrına. Not:Yukarıdaki düşünce ve ifadeyi köşenizde defalarca dile getirdiniz. Bunu bildikleri halde Yeni Asya camiasını itham edip iftira atanların sui niyet sahipleri olduğu aşikardır. Camianın tavrı, düşüncesi bu iken hala başka türlü konuşanları helal etmiyoruz. Helal etmiyoruz sözünü bilerek ve ısrarla nazara ermek istiyorum.Çünkü cahilane değil, şuurluca iftirayı meslek haline getirenler var ve çok incittiler, incitiyıorlar.. Camianın bir ferdi olarak böylesi insanları helal etmiyorum, helal etmiyorum, helal etmiyorum.

  • Halil İbrahin KARAHAN

    31.5.2021 11:49:29

    Allah razı olsun.Tebrikler.

  • Oğuz Yiğiter

    31.5.2021 08:42:40

    "Yeni Asya; şahıs değil, bir şahs-ı manevî hareketidir." sözü, rastgele, basmakalıp ve ezbere söylenmiş bir söz değildır. Hem mazisi itibariyle, maruz kaldığı muhtelif imtihanlarla testten geçmiş, bu iddiayı anlının akıyla göstermiş, hem de istikbale yürürken "Kutlular Cemaati" olmadığını, dosta düşmana göstereceğini, başta Üstadımız ve bânîsi merhum Zübeyr Gündüzalp ve Onun tavizsiz çizgisini bir ömür boyu sürdüren Kutlular Ağabeyler, emanetlerinin bu şahs-ı manevinin omuzlarında devam ettiğini berzah istirahatlerinde sürûrla seyredeceklerdir. Veminallah'it tevfik...

  • Sebahattin

    31.5.2021 06:07:30

    Allah Râzı olsun Kazım bey kardeşimizden. Meselleri çok güzel olumlu müspet delilli öz olarak izâh etmiş. Cenab-ı Hak, kalemini Kendi Rızasına en muvafık,en hayırlı şekilde kullanmayı her zaman Nasip ve Müyesser Eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı