"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dine hizmet, yine onun kurallarıyla olur

Sebahattin YAŞAR
09 Eylül 2019, Pazartesi
Din ile siyaset, biri insanların dünya hayatına diğeri ebedî hayatına hizmet eden, iki alandır.

Birbirlerine güç verdiklerinde ‘adaletle hizmet etmek’ ortaya çıkar. Bu çerçevede hizmet eden de sevaplı bir iş yapmış olur.

Dinin yüce hakikatleri, siyasetin basit ve geçici menfaatlerine alet ve tabi edilemez. Edilse dine cinayet olur. Aklı başında olan bu yola başvurmaz.

Din siyasete yol gösterir; siyaset de dine hizmet eder. Siyasette güç olduğundan, dine hizmet iddiası da şüphelidir. Güç korkutur, riyakârlar üretir.

Dinin sahibi Allah’tır. Dine hizmet, kişinin nasibidir. Dine hizmet amaçlı tavizler, dünyalık kazanımlar, kesret-i etba çabaları yanıltıcıdır. Peygamberimizin  (asm) başvurmadığı bir yolla dine hizmet iddiası dine zarar verir.

İman ve Kur’ân hizmetine naehillerin dahil olması, gurupların oy deposu görülmesi, makam sevdalı, gururlu ve kibirli hasta ruhların vitrinlerde bulunması kutsî amaçları arzîleştirmiştir, siyasîleştirmiştir.

Talebelerini siyasete, idare işine ve hükümetin icraatına mümkün mertebe karıştırmayan Said Nursî, halisane Kur’ân hizmetinde olmanın, her şeye bedel ve kâfi geldiğini söylemesi Kur’ânî bir ölçüdür.

Şuâlar (s. 568) isimli eserinde Bediüzzaman: “..şimdi bu kadar kuvvetli cereyanlar içinde siyasete giren hiç kimsenin istiklâliyetini ve ihlâsını muhafaza edemeyeceği, birisinin hatasıyla onun masum çok taraftarlarını ezmek lâzım geleceği, Kur’ân’ın hiçbir şeye alet olmayan kudsî hakikatleri, bir propaganda-i siyasette alet olmuş tevehhüm edileceği, hem milletin her tabakası; muvafığı ve muhalifi, memuru ve âmisinin o hakikatlerde hissesi olduğu ve onlara muhtaç bulunduğu, Risale-i Nur Şakirtleri, tam bitarafane kalmak için siyaseti ve maddî mübarezeyi tam bırakmak ve hiç karışmamak lâzım geldiği..” şeklinde siyasete karşı duruşu ortaya koymuş ve bu konudaki ölçüyü de, ‘yalıda Kur’ân hizmeti’ teklifine karşı, ‘beni dünyaya çağırma’ diyerek göstermiş, elmas kıymetindeki hakikatlerin kömürle değiştirilmeyeceğini göstermiştir.

İman ve Kur’ân hizmetini yine onun ölçüleriyle yapmak icap eder, yoksa vebal büyüktür.

Okunma Sayısı: 1770
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir Turan

    9.9.2019 17:39:54

    Siyasetin kirli tarafını asla karıştırmadan dine hizmet etmek son derece mukaddes bi vazifedir.Dini siyasete alet etmeden yapılan tüm hizmetler İnşaallah kabule karindir.Harika bi yazıydı.Allah sizden razı olsun ağabeyim.Allah'a emanet olunuz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı