Cemaatlerle ilgili tartışmalar gençlerin cemaatlere olan ilgisini arttırmış görünüyor. Haberi olmayanlar da böylece haberdar olmuş. Bizzat görüştüğüm veya iletişim araçlarıyla sorularına muhatap olduğum üniversiteli gençler, cemaatler üzerine onlarca soru soruyorlar.
Bu sorular iyiye âlâmet. Belli ki, gençler kimseyi tanımadan, tartışmadan, sormadan yargılama taraftarı değiller.
Bay/bayan üniversiteli gençlerin cemaatlerle ilgili soruları oldukça çok ve renkli? Cemaat nedir, ne zaman ve nereden doğmuştur, Said Nursî kimdir, Risale-i Nurlar’da demokrasi, insan hakları, adalet, hukuk, cumhuriyet, hürriyet gibi kavramlar nasıl ele alınıyor, Risale-i Nurlar’ın okunduğu evlerde bu kurallar nasıl uygulanıyor, gençlere dönük programları nasıldır gibi onlarca güncel soru.
Birilerinin cemaatleri karalamak için fırsat kolladığı hadiseler okuyan, düşünen, kritik eden, aydın gençler açısından hiç de öyle ele alınmıyor. Gençler daha insaflı ve daha sorup soruşturan bir özellikte. Arama motorlarında en fazla konu taraması yapan gençler. Şimdilerde zamanında cemaat evlerinde kalmış ve yetişmiş başarılı insanların hayatları konuşuluyor. Onlarla röportajlar yapılıyor ve hayatlarındaki olumlu değişiklikler kamuoyuna takdim ediliyor. Durum onu gösteriyor ki, bu günlere kadar onlarca yıldır cemaatler vatanına, milletine, ailesine faydalı binlerce, yüzbinlerce insan yetiştirmiş. Adeta Türkiye’nin aydınlık yarınlara taşınmasında oldukça hissedilir bir katkı sağlamış. Bunu insaf sahibi her aklıselim de görüyor. Bir olumsuz örnekten hareketle, bütün olumlu örnekleri karalamak ahlâk kuralları ile de adaletle de bağdaşmaz. Bir kişiyi veya bir topluluğu araştırmadan karalamaya kalkmak bu çağın da gençlerin de tercih ettikleri bir yöntem değil.
Hasılı, topluma hizmet eden sivil toplum kuruluşlarından cemaatler ve tarikatlar şeffaf, işlerini istişare ile yapan, iknayı esas alan bir anlayışla hizmetlerini yapmalılar ki, yapılan hizmetler Sünnet-i Seniyyeye uygun olsun.