"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güneş altında yanan çocuklar mı, insanlık mı?

Sebahattin YAŞAR
02 Ağustos 2021, Pazartesi
Uzak bir okulun penceresinden karşı yamaçtaki otoyoldan gelip geçen araçları izliyorum.

Kimi hızlı, kimi yavaş ilerliyor. Hızlılar da abartılı yavaşlar da. İki grup da incelenmeye değer. Biri hızdan, diğeri yavaş olmaktan trafiği zorluyor. Bir türlü normalleşemiyoruz anlaşılan.

Pencereden seyredip içine girmeden izliyorum hayatı. Benim için gerçek şu ki, hareketliliği seviyorum. Kuşların uçanlarını, bulutların sefer halinde olanlarını, yürüyen, koşan insanları, havlayan köpekleri, kıpırdayan kaplumbağaları seviyorum. Onun için pencereden akan hayatı izliyorum.

Sıcak bir coğrafyadayız. Dışarıda yakıcı bir güneş var. Uzaktan uzağa otoyol kenarında iki çocuk gözüme ilişti. Henüz daha ilköğretim öğrencisi gibiler. Gelen her araca el kaldırıyorlar, ama kimse durmuyor. Çocuklar yakıcı güneşin altındalar. Biri yoruluyor diğeri başlıyor el kaldırmaya. Ve onlarca, yüzlerce araç gelip geçiyor, ama duran yok. Durmalarından da ziyade bu çocukları adam yerine koyan yok. Burada el kaldıran iki çocuk adeta cansız iki varlık gibi orada kendi kendilerine kıpırdanıp duruyorlar. Hiç kimse onları hesaba almıyor. Ama belli ki ciddî acı çekiyorlar yakıcı güneşin altında.

Bu toprakların çocukları bunlar. Bir yerden bir yerlere gitmek istiyorlar. Yine çoğunluğu bu şehrin insanları olan sürücülerden kimse durup, ‘Nereye gidiyorsunuz, bir derdiniz mi var?’ diye sormuyor. Evet, pek çok güven kayıpları yaşandı, yaşanıyor bu ülkede, ama bu çocuklar yarınlara nasıl bir psikoloji ile ulaşacaklar? Bu toplum için ne düşünecekler?

Trafikte kimi hızlı, kimi yavaş yüzlerce araç akarken hiç kimse yol kenarında; yakıcı güneş altındaki, insanca duygularla insanlara el kaldıran çocuklara ilgi göstermedi, onlar hep yanmaya devam ettiler. O yol kenarında duran iki çocuğun iki köpek kadar değeri olmadı. Olsaydı, hiç değilse bazı gerçek hayvanseverler, ‘durun, durun çarpılırsınız’ diye trafiği durdururlardı. Ama yok, hayvanseverler de artık demek insanı hayvan kadar sevmez hale gelmişler. İki saat boyunca o çocuklar yakıcı güneş altında, belki bir duran olur diye akan insan trafiğinde el kaldırmaya devam ettiler, sonra onlar el kaldırmaya devam ettiler, ama biz bulunduğumuz pencereden ayrılmak durumunda kaldık.

Sizce o yakıcı güneşteki masumların durumu insanlığın dramı değil mi?

Okunma Sayısı: 1392
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahim Karahan

    2.8.2021 13:04:29

    Allah razı olsun

  • Ali

    2.8.2021 11:42:34

    Aslında arabyla alıp münasip yere kadar götürebilirdiniz hocam. Sonunu: sonra bir araba geldi çovukları aldı götürdü. Adları da şöyleymiş der işi bitirirdiniz..

  • cenk çalık

    2.8.2021 09:11:45

    Evet zaman ilerledikçe insanlığımızdan kaybetmeye devam ediyoruz. Maalesef her sene daha da kötü duruma geliyoruz. Mazeret bulabiliriz ancak kendimizi kandırmış oluruz. Oyalanmayı bırakmalı ve hakikatlerle yüzleşmeliyiz. Nur talebelerine yaşayarak örnek olmak yakışır vesselam...

  • Oğuz Yiğiter

    2.8.2021 05:48:30

    Allah razı olsun Hocam. Harikabir enfüsî bir tefekkür penceresi. Elbette güneş altında yanan insanlığımız. Bunun kadîm Harran kültürü ve Halîl-ül Rahman diyârından gözlemleyerek, sunuşunuz daha yakıcı... Bu iç ıztıraplar rahmet bulutlarına dönüşsün inşaallah...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı