"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öğrenciyi derse katacak formüller bulunmalı

Sebahattin YAŞAR
27 Mayıs 2019, Pazartesi 00:41
Eğitimcinin başarısı öğrenciyi derse katabildiği kadardır.

Bir şekilde derse kaldırmayan öğrenci, kendini dersin dışında bulur. Böylece ‘emek’ heba olur.

Üniversiteli gençlerle, haftalık dersimize, güncel bir konuyu şöyle biraz konuşarak başlıyoruz. Çocuklar canlanıyor adeta. Katılımlarla ders renkleniyor. Dersi hayatın içinde değerlendirip, düşünceler üretiyoruz. Kötü olan öğrencilerin pek çoğu kendilerine tanınan söz hakkını kullanmıyor, kullanamıyor. Herkesin kendine göre farklı konuşma engelleri var. Kim bilir o engeller aşılsa ne kadar renkli düşünceler, ortamı zenginleştirecekler. Konu özgüvenle alâkalı.

Özgüven oluşumunun da yetersizliğinin de kişiden kişiye değişen pek çok sebepleri var. Bu konuda çare olarak herkese uyan sihirli bir formül yok.

Geçenlerde sınıfın birisinde bir uygulama yaptım. Ders öncesi, ‘Ramazan ayı ve oruç’ ile ilgili biraz konuştum. Öğrenciler güzelce dinlediler. Sonra, ‘Peki, konuyla ilgili sizler ne düşünüyorsunuz?’ dedim. Bir, iki kişi birkaç cümle de olsa düşüncelerini paylaştı. ‘Başka, görüşlerini paylaşmak isteyen var mı?’ dedim. Baktım, yok. Bir daha sordum, yine yok. Pek çoğunun, düşünceleri olduğu halde parmak kaldıramadıklarını düşünüyorum. Bakalım öyle mi?

‘Tamam’ dedim. ‘Söz hakkı kullanmak istemiyorsunuz.’ Biraz bekledim. Herkes kendi iç dünyasında şöyle bir muhasebe yaptı. Sonra onlara, ‘Size samimî olarak bir şey sormak istiyorum.’ Merak ettiler ve dikkat kesildiler. ‘Ne düşündüğünüzü sormayacağım. Soruma cevap verin yeter. Tamam mı?’ dedim. ‘Tamam’ dediler. Sorum şu idi: “İçinizden, ‘aslında söz hakkı almalıydım. Söyleyecek bir şeylerim vardı.’ diyen, ama parmak kaldıramayan kaç kişi oldu?”

Sınıfın büyük çoğunluğu -biraz mahcubiyet de olsa- parmak kaldırdı. Onlara teşekkür ettim. Ama üzüldüm, kim bilir nice orijinal fikirler, o gelişmemiş özgüvenin arkasında kalmıştı. Bir eğitimci olarak, o engellerin arkasına ulaşabilmemiz gerektiğini düşündüm. Bizim için asıl başarı o olacaktır. 

Derse görüşünü katamayan öğrenci, kendini derse de katamıyor. Başarısızlık bu. Ne yapıp edip, öğrenciyi derse katacak formüller bulmalıyız. Yoksa derse katılmayan öğrencinin sınıfta olmasının bir anlamı olmuyor.

Okunma Sayısı: 1802
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Salih Aytemur

    27.5.2019 23:48:22

    Değerli Hocam; bir akademisyen olarak gördüğüm şu. Öğrenciler, eğitimin alt kademelerinden itibaren öz güven duygusu kazandırmayan bir sistem ile Üniversiteye geliyor. Halbuki öğrenciler, ilkokuldan itibaren özgüven kazandırılmalı, yanlış yaparsa birşey olmayacağını yanlış sonrası doğruyu öğrenebileceğini öğretilmeli. O eğitim aşamasından itibaren her öğrenci istinasız şiir okuma, piyeslerde rol alma, sesli okuma, sunum hazırlama sunma, nefes alma ve diksiyon eğitimleri verilmeli. Biz kendi okulumuzda akademisyen arkadaşlarımızla aldığımzı karar gereği (MYO) her bir öğrencinin birkaç tane sunum hazırlayıp sunmadan topluluğa karşı hitap edebilme özgüveni kazandırmadan mezun olmaması için not motivasyonunu da ekleyerek özgüven çalışmaları yapıyoruz. Soru cevap çalışmaları. Bunda da olumlu sonuçlar aldığımızı görüyoruz. Dediğim gibi bu tür çalışmalar ilkokuldan itibaren yapılmalı bunlar

  • Abdullah Tunç

    27.5.2019 11:20:56

    Derse katılmak için evvela bir birikim gerekiyor.Bu da çok okumayı gerek tiriyor.İkincisi medeni cesaret.Birde Öğrenci, yanlış yapacağım,mahcup olacağım endişesiyle hareket etme melidir.Sınıfta hoca bunun tefbirini almalıdır.Öğrencinin ne kadar deği şik,aykırı gibi görülen fikir ve düşünce lerine karşı musamahalı davranmalı, ayıplamamalıdır.Evvela öğrenci bun dan emin olmalıdır.Sonra azami bir serbestiyet içinde,tam bir fikir ve düşünce hürriye tiyle düşüncelerini ifade etmelidir.Bir öğrenci,aile fertleri, samimi arkadaşlarıyla nasıl rahat muhatap olup,konuşuyorsa o halet-i ruhiye içinde sınıfta söylemek istedik lerin ifade edebilmelidir.Bunlar ilk hatırıma gelenler. Elbetteki bu işin daha derin,ince ve detaylı sebepleri var.Uzmanlar buna kafa yormalı, gerçek sebeplerini ortaya çıkarmalı ve öğrencinin derse katılmaları sağlan malıdır.Aslında her öğrenci gizli bir hazinedir.Bu hazinenin içindekileri ortaya çıkarmak ta mahir uzman ve eğitimcilerimizin işidir...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı