Bir ağırlık var bugün üzerimde. Kiloma bakıyorum aynı, boyumda bir değişiklik yok ama ağır bir yük var sırtımda. Yürüyemiyorum, yollar zor geliyor, uzuyor da uzuyor.
Gülemiyorum, ağır duygular sevinçlerimi eziyor. Birazcık uyuyayım diyorum, rüyalarıma giriyor, dağıtıyor her yeri duygular.
Cismimin bir önemi yok, etten kemikten varlığım. Ama o duygular da neyin nesi öyle. Küçücük cismin sığmaz olur aleme. Omuzlarımın çökkünlüğü, çatık kaşlar, büzülmüş, üzgün dudaklar; yürüyor olduğum halde ilerleyememem, bir ileri iki geri hareketlerim hep taşıdığım duygulardan.
Sonra bir şeyler olur ve ben diriliyorum yeniden adeta. O önceki kişi olmaktan çıkar, yeni bir varlık kazanır dünyam. Bir öncesi ile bir sonrasını tanımak imkânı yoktur. Ne oldu sana böyle? Az önce şöyleydin, şimdi böyle… Kilom aynı, boyumda bir değişiklik yok; bedenimi etkileyecek bir şeyler de yiyip, içmedim. Nedir yaşananlar?..
Bütün indirdim sırtımdaki yükleri. Ohhh deyip bir rahatlama hissettim derinden. Ve sonra ayağa kalkıp yürümeye başladım. Aman Allah’ım o da ne? Ben yürümüyorum sanki, uçuyorum. Attığım her bir adım, üç beş metre ötelere ulaşıyor sanki. Neden hafifledi bedenim, ama neden kilom aynı? Nerede duygular, o ağırlık nerede? Ve ben şimdi neden bir tüy gibi uçuyorum havalarda? Neler oluyor bana, anlamaya çalışıyorum, olsa olsa ‘duygu etkisi’dir diye yorumluyorum kendi kendime. Maddî varlığı olmayan bir şey ne de çok etkiliyor, ağırlık oluşturuyor, yoruyor, çekilmez hale getiriyor hayatı. Bir o kadar da kolaylaştırıyor, hafifleştiriyor, yaşanmaya değer hale getiriyor her şeyi. Varlığa bakış açısı ne de önemli duruyor. Aynı varlığı yük yapan bakış açısı, yine aynı varlığı yükü taşıyan hale getiriyor.
Duygular belirliyor hayat kalitesini. Ulvî duygular yükseklere taşıyor insanı. Süflîler ise diplere çekiyor taşıyanı. Her an düşüşün de yükselişin de sebebi duygular. Cennet ve cehennem bir duygu yolculuğu. Beden yükünü duygu belirliyor. İmtihanı duygu kazanıyor, kaybediyor.
Zor soru bu galiba: Beden mi duyguyu taşıyor, duygu mu bedeni?
Aynı bedenle aynı yolu yürürken neden yol uzar ve neden yorulur beden? Ya da farklı duygularla aynı yol, aynı beden neden bizi Cennete taşır? Neden bir zaman uçarız ötelere, neden bir zaman çökeriz diplere? Biz mi akıp giden hayatı çekilmez hale getiriyoruz kendimize? Bir duygu yolculuğu hayat. Nereye, nasıl gideceğimize biz karar veriyoruz. Yorucu yolculuklar ya da huzura bırakmak kendini kendi irademizde. Yaratıcı, senin istediğin yolculuğu nasip ediyor sana. Yaşadığın, tercih ettiğindir. Sonuca şikayet anlamsızdır. Sonuç, sebebe bağlıdır.