"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aslî vazifemize dönelim

Sinan Özden
29 Nisan 2020, Çarşamba
“En küçük dairede, en büyük ve ehemmiyetli ve daimî vazife var. Ve en büyük dairede en küçük ve muvakkat, arasıra vazife bulunabilir.” (Asa-yı Musa-20)

Büyük dairenin vazifelerini zihnimize o kadar yerleştiriyoruz ki küçük dairenin vazifeleri için sürekli “Hafıza dolu!” uyarısı alıyoruz. Bu durumda da hafızaya erişim sağlanamıyor ve ayarlar (fıtrat) bozuluyor, sistem çökmeye başlıyor...

Yazının başında geçen vecize, çok önemli bir düsturu ihtiva ediyor. İki daireden, dairelerin mâhiyetlerinden ve hangi daireye ne ölçüde bakmamız gerektiğinden bahsediyor. 

Günümüzde o kadar çok hâdise yaşanıyor ki hangi birini tâkip etsen, hangisinin ardından gitsen, bir paradoks gibi dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsun ve elinde kocaman bir hiç kalıyor. Neden mi? Çünkü çoğuna maddî cihetle bakıyoruz ve sanki tek vazifemiz yaşanan bütün hâdiseleri takip etmekmiş gibi bütün zamanımızı o olaylara hatta detaylarına kadar hasrediyoruz. Bu hasrediş; bizlerin âlemini dağıtıyor ve ayarlarımızı bozuyor hatta mâlaniyatla bazen o kadar çok iştigâl ediyoruz ki insan olduğumuzu, sorumluluklarımızın ne denli büyük olduğunu ve en önemlisi ise aslî vazifemizi unutuyoruz. Sahi, neydi bizim aslî vazifemiz? Biz neciydik? Nereden gelmiştik? Nereye gidiyorduk? Bu dünya denilen yere niçin gelmiştik? 

İşte asıl merak etmemiz ve takip etmemiz gerekenler; bu sorular ve cevaplarıdır. Evet, insan çok unutur. Hatırlatıcılar çoktur, ancak hafıza o kadar doludur ki hatırlama kabiliyeti ekarte edilmiş, etmişiz. İşte, hatırlama kabiliyeti ekarte edilen hafızaya bir menfez açıp teneffüs vermek, zihni fazlaca meşgul eden bilgileri atmak gerekir. Sorgulama sürecini başlatmamız gerekir. Uyanma vakti gelmedi mi ey insan! Ne zaman uyanacaksın? Kabirde mi aklın başına gelecek? Geç kalmadan, bu gafletten uyan. Seni yaratanı düşün, çeşit çeşit nimetleriyle seni memnun eden Rabbini tanı, O’na imân ve itaat et. Aslî vazifen olan Allah’a kul olmaya yönel. Senin için bu dünyada aslî vazifenden başka daha önemli ne olabilir ki! Büyük dairenin hadiselerindeki cazibedarlık seni aldatmasın. Aslî vazifenden seni koparmasın. 

Bir kaç aydan beri, tek gündemimiz koronavirüs oldu. Haberler koronavirüsle başlayıp, koronavirüsle bitiyor. Ne yazık ki, bazı ehli iman da bu gündemin peşine takılmış gidiyor. Halbuki bu virüs, ne en büyük ne de tek gündemimiz olmamalıdır. Çünkü bu virüs sadece bu dünyamızı tehdit ediyor, ama âlem-i İslâm içerisine yay(dır)ılan virüs (zulüm, nifak, tefrika tohumları) ise sonsuz hayat olan ahiret hayatımızı tehdit etmektedir. Bizleri aslî vazifemiz olan kulluktan gafil bırakıp malayaniyatla iştigal ettiriyor, hadiselere olan şedit alâkadan kaynaklanan öfke ile de ittihad rabıtalarımızı mahvediyorlar. 

Elhasıl: Evet, şu anda bir koronavirü salgınının içerisindeyiz. Ancak bilinmelidir ki bizleri de, bu virüsü de Allah yarattı. O’nun izni olmadan koronavirüsün hiçbir tesiri yoktur. Her şeyin dizgini O’nun elinde, her şeyin programı O’nun yanındadır. Dilerse bozar, dilerse yapar. Çünkü bilinsin ki tek ve hakikî tasarruf sahibi, Allah’tır. O virüs de, kendisine has vazifesi bulunan Allah’ın bir memurudur. O yüzden, koronavirüsü nasıl kendi vazifesini yapıyorsa bizler de vazifemizi hakkıyla ifa etmeliyiz. Yani ona karşı tedbirleri alıp, bu tedbirlere uymalıyız. Virüs, bir memur olduğundan vazifesini tamamladıktan sonra gidecektir. Bizlere düşen; Allah’a karşı sorumlu olduğumuz kulluk vazifesini en güzel şekilde yapmaktır. Virüsün, Allah’ın izni olmadan herhangi bir tesirinin olmadığına ve onun dizginlerinin Allah’ta olduğunu bilmek; tıbbî noktada da gerekli tedbirleri de almaktır. 

Okunma Sayısı: 1427
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı