Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle, neşriyatımızın çıkardığı “Kardeş Olalım” kitapçığı geçtiğimiz hafta içerisinde bir çok il, ilçe ve beldeye ulaştırılmıştı.
Anadolu’nun küçük bir ilçesinde, hizmeti ve himmeti geniş eli himmette ve hizmette uzun bir kardeşimiz de bu kitapçıktan yüzelli adet ister. Bir kısmını da, ilçesinde yapılacak olan ve Müftülüğün tertip ettiği Kutlu Doğum programında dağıtmak arzu eder. Pogram günü sabahtan Müftü Efendi ile görüşerek kendisine bir adet “Kardeş Olalım” kitapçığı takdim eder ve, “Hocam mahsuru yoksa sizin programda bu kitapçıkardan vatandaşlara dağıtmak istiyoruz” der. Müftü Efendi kitapçığı alır, ve şöyle bir baktıktan sonra, “Tabi dağıtabilirsiniz” der. Öğleyin namazdan sonra , Müftü Efendi o kardeşimiz ile görüştüğünde, “O kitapçıkları o gece dağıtmasanız iyi olur” diye fikir değiştirir. Küçük bir Anadolu ilçesinde yaşanan olayın kısaca özeti böyle...
Bir ilçe düşünün ki devletin din işlerinden sorumlu bir kuruluş, kutlu doğum nedeniyle bir program tertip ediyor. Ve programın yapılacağı gün gelip çatıyor. İlgili müessese personeli sokak sokak kapı kapı dolaşarak naylon gül dağıtıyorlar. Koku yok his yok mesaj yok... Hamiyet ehli kardeşimiz diyor ki güller sizden olsun biz de O Gül yüzlünün mesajlarını içeren Kardeş Olalım kitapçığıyla katkıda bulunalım diyor. Önce müsbet cevap veriliyor, fakat daha sonra her nedense, Yeni Asya Neşriyatı tarafından hazırlanan bu kitaplar, mahsurlu görülerek dağıtılması istenmiyor. İnhisarcı zihniyetin Bediüzzaman Hazretlerine ve O’nun eserlerine istinaden hazırlanan bir kitapçığa tahammülü olmadığı görülüyor.
Evet, dağıtımından rahatsızlık duyulan “Son Peygamberden İnsanlığa Mesaj: Kardeş Olalım” kitabın münderecatına ve takdim yazısına baktığımızda şu konu başlıkları çıkıyor karşımıza; Kur’ân’dan Ayetler, Hz. Peygamberin (asm) sözlerinden, hayatından örnekler ve Risale-i Nur’dan pasajlarla, bir arada kardeşçe yaşamanın parametrelerine işaret ediliyor. Irkçılığın zararlarına, iman kardeşliğinin önemine ve hakikî milliyetimizin İslamiyet olduğuna değiniliyor. Bediüzzaman’ın bilhassa Uhuvvet Risalesi’nden ve milliyetçilikle ilgili görüşlerinden çarpıcı tesbitlere yer veriliyor. İslam, mü’minleri birbirine kardeş kıldı. İmandaki tevhid, sosyal hayata da yansımalı. “Ey insanlar! Rabbiniz yalnız bir Rab; babanız yalnız bir babadır. Mü’minler birbirini Allah için sevmeli. Mü’min kardeşine, onu sevdiğini söyle” gibi kudsi mesajlara yer veriliyor. Kitabın sonunda Veda Hutbesi de var.
Bakanlar Kurulunun 2014/7007 sayılı Kararına göre Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin asarını sizin izin verdiğiniz kişiler işleyebilecek ve yayınlayabilecekti, değil mi? Son Peygamberin İnsanlığa Mesajlarından olan: ‘Kardeş Olalım’ mesajını size rağmen yayımladığımız için büyük hata ettik! değil mi? Biz sizi tüm engellemelerinize rağmen yaşanan bunca badireye rağmen Allah için sevmeye devam edeceğiz. Çünkü biz O gül-i Rana’dan (asm) kardeşlik dersini, Asrın İmamından ise uhuvvet ve de asayişi muhafaza, husumete husumet düsturunu almışız. Bizde iman kardeşimize kin, adavet olamaz. “Biz muhabbet fedaisiyiz, husumete vaktimiz yok.”
O ehl-i hizmet ve de himmet kardeşimizin teşebbüsü ise İnşaallah bu niyetimiz bilfiil gitmiş gibi kabul olup bu sıkıntılı halimizde hizmet-i imaniye ve Nuriyemiz öyle büyük bir Peygamber aşkı sevabını verecektir diye ümit ediyor ve o ağabeyimizi tebrik ediyoruz.