"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi hangi âyette geçiyor?

Süleyman KÖSMENE
29 Ekim 2021, Cuma
Ercüment Evyapar: “Demokrasi hangi âyette geçiyor?”

Dindar Cumhuriyetçilik

İsimlere ve resimlere takılı kaldığımızda demokrasiyi kavrayamayız. İstibdada şeriat külâhını geçiririz. Şeriatı da kavrayamayız. Feleğimiz ters döner.   

İslâmiyet hürriyet dinidir. Herkese din ve inanç hürriyetini tanımıştır. Vicdan ve fikir hürriyetini tanımıştır. İrade ve teşebbüs hürriyetini tanımıştır. 

Kamuyu rahatsız eden davranışlar ise, hürriyet mefhumunun dışında tutulmuştur. Dolayısıyla senin hürriyetin, başkasının hürriyetinin başladığı yere kadardır. Bu, bütün demokrasilerde de böyledir. Hiçbir demokratik ülkede kötülük yapma hürriyeti yoktur. Başkasının hürriyetini çiğneme hürriyeti de yoktur. Hürriyet-i şer’iyenin tarifi de budur. Bu tarife bağlı kalmak şartıyla İslâmiyet’in demokrasi ile problemi olmamıştır.

Bediüzzaman, “Ben dindar bir Cumhuriyetçiyim.” der.  “Selef-i salihîne muhalefet ediyorsun.” diyenlere ise, “Hulefa-i Râşidin; herbiri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddîk-i Ekber (ra), Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat mânasız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan, mâna-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler.” 1 demiştir.   

Şeriatın Demokrasi Tarifi

Bediüzzaman Hazretleri bu cümlesinde, şeriatın demokrasi tarifini de açıklamış bulunuyor. Şöyle ki: Hakikî adalet hâkim olacak. Gerek devlet için, gerek vatandaş için hürriyet-i şer’iye esas olacak. Emirler, yönetmelikler, yasalar, kanunlar milletin efkârını yansıtan ve milletin seçtiği şûrâ ile alınacak. 2 Bütün icraatlar muhalefetin denetimine, değerlendirmesine ve eleştirisine açık olacak. İcraatlarda şeffaflık ve cevap verilebilirlik esas olacak. Vatandaş istediği anda devlet yöneticisine ulaşabilecek, yönetime eleştirisini aktarabilecek, fikirleriyle katkı sunabilecek. Devlet başkanı, içinden çıktığı milletin kralı değil, hizmetkârı olacak.

İslâmiyet’in devlet yönetiminde aradığı temel değerler bunlardır. Günümüz demokrasisinin aradığı çağdaş değerler de bunlardır.   

O zaman isimlerde neden takılıp kalalım ki? Bu niteliklerde bir yönetime biz şeriat diyoruz. Çünkü bu niteliklerin her biri İlâhî emirlerle ihdas edilmiştir. Haydi, siz de demokrasi deyin. Çünkü gelişmiş demokrasiler de bu kurallardan vazgeçmiyor.  Şimdi; şeriat ile demokrasiyi bilerek karşı karşıya getiriyorlar. Ve ne Asr-ı Saadette, ne Hulefa-i Raşidin döneminde görülmemiş gayr-ı meşrû görüntüleri şeriat devleti adına servis ediyorlar. Ardından şeriatı yuhalatıyorlar. 

Böyle bühtan olmaz! Böyle iftira olmaz! Böyle çamur algı kabul edilemez. Gayr-ı meşrû ve müstebit görüntüler şeriatı temsil edemez.   

Şeriat despotizme, tek kişi veya zümre istibdadına, halkın denetimine ve katkısına kapalı uygulamalara izin vermez. Böyle bir yönetimin adı şeriat olmaz.

Kelimenin Özüne İnelim

Demokrasinin özünde: Muhatabının kanaat ve inancına saygı ve tahammül, kendi kanaat ve inancını muhatabın üzerinde baskı konusu yapmaktan imtina, herkesin kendi kanaat ve inancını şahane hür biçimde ifade ve temsil etmesi… Yaklaşımı vardır. Bu yaklaşımın aslı ve orijinali şeriatta vardır. Şeriattaki bu mükemmel yaklaşımları başka cereyanlara neden kaptıralım?  

Âyet mi dediniz? İşte âyetlerden bir kaçı: Kur’ân-ı Kerîm’in “leküm dinüküm veliye dîn” dediği şey, yani, “senin dinin sana, benim dinim bana!” 3 Yaklaşımı muhataba istediği dini tercih etme hürriyeti getiriyor  Keza Kur’ân-ı Kerîm’in, “femen şae fe’lyü’min ve men şae felyekfur”, yani, “Dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin!” 4 Yaklaşımı inançta irade hürriyetinin kapısını açıyor.  Keza Kur’ân-ı Kerîm’in, “Leste aleyhim bimusaytır”, yani “sen onların üstünde zorba değilsin!” 5 Âyeti de her türlü irade ve teşebbüs hürriyetini teminat altına alıyor.  

Keza Kur’ân-ı Kerîm’in, “La ikrahe fi’d-dîn”, yani, “dinde icbar, ikrah ve zorlama yoktur” 6 âyeti vicdan hürriyetini emrediyor. 

Bu âyetler, demokratik yaklaşımların, aslının Kur’ân’dan geldiği hususunda yeterince fikir vermiyor mu?    

Dipnotlar:     

1- Tarihçe-i Hayat, s. 423.

2- Şûrâ Sûresi: 38; Âl-i İmran Sûresi:159.

3- Kâfirun Sûresi: 6.

4- Kehf Sûresi: 79.

5- Gaşiye Sûresi: 22.

6- Bakara Sûresi: 256.

Okunma Sayısı: 4751
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bilal uçar

    2.11.2021 21:04:40

    Ve emruhum şura beynehüm, fe şavirhum fil-emri, de bu anlamda eklenmelidir

  • Ali TAM

    30.10.2021 00:15:36

    Cumhuriyet BAYRAMI böyle hakikati izah ederek kutlanir. Te'sirsiz gelip gecici KURU LAFLARLA DEGIL. Yeni Asya Hakikatlere HIZMET ederek Cumhuriyet'in gercek anlam ve yasam tarzi oldugunu KÖRLERE bile gösteriyor. Binler TEBRIKLER. Bu manada gercek CUMHURIYET BAYRAMINIZ kutlu olsun.

  • Sebahattin Aslan

    29.10.2021 21:46:16

    Maşallah çok güzel; istifade ve istifazamızı artıran bir yazı. Teşekkürler.

  • Ali

    29.10.2021 14:04:08

    "On üç asır evvel Şeriat-ı Garra teessüs ettiğinden, ahkâmda ( hukukta) Avrupa’ya dilencilik etmek, din-i İslâm’a büyük bir cinayettir ve şimale müteveccihen namaz kılmak gibidir." Eskişehir Müdaafasından

  • Nahit Topaloğlu

    29.10.2021 11:09:37

    S.A. Kösmene kardeşim. Verilmek istenen ana mesaj itibariyle çok güzel bir yazı kaleme almışsınız. Tebrik ediyorum. "Dolayısıyla senin hürriyetin, başkasının hürriyetinin başladığı yere kadardır. " Bu sınır biraz bol çizilmiş o kadar: "Ne kendine, ne gayrıya zararın dokunmayacak." hususu gözden kaçmış. Rabb'im kalemine kuvvet versin. Bâki selam ve muhabbetlerimle Fî emânillah!

  • Ahmet Cinali

    29.10.2021 11:02:07

    Maşaallah, bu yazı sadece alkışlanır. Anlayabilene... 👏👏👏

  • R.Kalyoncu

    29.10.2021 08:40:08

    Demokrasi beşerî bir sistemdir, şeriat ise vahye dayanır. Ikisini aynîleştirmek doğru olmaz. Demokrasinin Islâma muvafık ve muhalif yönleri vardır. Seçim sistemi umumî istişare mahiyetinde olup Islâma uygundur, fakat LGBT'ye tanınan serbestlik değil. Mürtedin hakkı hayatı yoktur, namaz kılmayana şu ceza verilir gibi hükümler demokrasi ile bağdaşmaz. Şeriatla demokrasi arasında fark yoktur diyenler ikisini de bilmeyenlerdir.

  • H.ibrahim Karahan

    29.10.2021 06:21:25

    Allah razı olsun

  • Ali

    29.10.2021 06:15:42

    Hocam Allah razı olsun. İnce Bir Nokta: Demokrasiyi doğrudan yönetim değil, geliştirilmiş bir yönetim tekniği olarak görmeliyiz.Her teknik ülke şartlarına göre uyarlanır. Demokrasi bir macun gibi; yunan aklı roma dehası yahudi dünyeviliği yedirilmiştir. Aynısını alamayız ama son yönetim tekniği gibi uygulayabiliriz.Mesela içine; "nefsine zarar veremezsin"i katmalıyız."Vücut benim; zehirler veya adice kullanırım" batıda bir gerçek bize gitmez, lgbt+ gibiler. Amma demokrasi çıkarcı bir vasıta otobüs de değil! İşime gelmezse bırakırım da olmaz.Bugün öyle bir hava hakim..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı