"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Dünya cereyanları” hangi cereyanlardır?

Süleyman KÖSMENE
04 Kasım 2025, Salı
Salih Bey: “Kastamonu Lâhikası’nda, ‘Sakın, sakın; dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassa hârice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın.’ cümlesinde geçen ‘dünya cereyanları’ ve ‘harice bakan cereyanlar’ kimlerdir? Hangi cereyanlar kast ediliyor?”

Büyük Kazançlar Elimizde

Bahsettiğiniz mektuba Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’un kazandırdığı çok büyük kâr, kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil, istediği bir fiyattan bahsederek başlar.

Risale-i Nur’un — gerek uhrevî amellerde ortaklık düsturuyla binler dua kazanmaya vesile oluşu, gerek iman hizmetini esas aldığından binler sâlih ameli ihtiva eden bir hizmeti ikame edişi, hem ebedî Cennet’i ispat edişi hem de ebedî Cennet saadetini müjdeleyen sırlarla dolu oluşu, gerek fikre ve amele istikamet verişi, gerekse birlik, beraberlik ve muhabbeti ön plana alarak enaniyeti mutlak surette kırması — hiç şüphesiz büyük kazançlar ve kârlar kazandırmaya yönelik hareketinin kıymettar neticelerindendir.

Bu neticelerin bir fiyat istediğini belirtir Üstad Said Nursî Hazretleri. Bunların fiyatını Üstad Hazretleri, “tam ve hâlis bir sadakat ile daimî ve sarsılmaz bir sebat” olarak zikreder.¹

Aksi takdirde, yukarıdaki büyük neticeleri elde etmek mümkün olmadığı gibi, büyük kazanç ve kârları da — maazallah — elimizden kaçırma tehlikesi kaçınılmaz olacaktır.

Aynı havuzda erimek

İhlası, sebatı ve sadakati kırabilecek en tehlikeli fiil ve davranış ise tefrikadır; ayrılıktır, gayrılıktır, ayrı baş çekmektir, ayrı çığır açmaktır, havuzda erimeye direnmektir, enaniyetini ön planda tutmaktır, cemaatle kaynaşmamaktır, kendi benliğini ve ihtiraslarını ayrılık sebebi saymaktır.

Bunun da temelinde, bir buz parçası olan enaniyetini tam bir havuzu kazanmak için o dairedeki âb-ı hayat havuzuna atıp eritmemek yatar.

Üstad Hazretleri, “dünya cereyanları”, “siyaset cereyanları” ve “harice bakan cereyanlar” namında birbirini açıklayan ve birbirini tefsir eden üç mefhuma dikkat çekerek, bunların hiçbir biçimde tefrika sebebi yapılmaması konusunda talebelerini önemle uyarır.

Bu cereyanlar, hedefleri bakımından Risale-i Nur’un mesleği ve hedefleriyle örtüşmeyen ve uyuşmayan cereyanların tümüdür. Meselâ partilerdir, günübirlik siyasî veya dünyevî yapılanmalardır, ideolojik görüşlerdir, seküler ve dünyevî düşüncelerdir, menfaat gruplarıdır.

Risale-i Nur’un hedefi ve maksadı bunlardan çok farklı ve çok nezihtir. Risale-i Nur, fertlerin “ruh” yapılarına yönelmiş; ruhların iman esaslarıyla imar ve ihyasına ağırlık vermiş, bütün mesaisini bunun üzerine yoğunlaştırmış, kalplere “Allah sevgisi ve Allah korkusu” yerleştirmeyi hedef bilmiştir.

İhlâs ve uhuvvet zedelenmesin

Böyle nezih ve pâk bir vazifeyi icra esnasında, dünyevî, siyasî veya ideolojik cereyanların ve görüşlerin hiçbirisi dâhile, yani camia içine sokulmamalıdır. Çünkü yolları ayrı, hedefleri ayrı, tarzları ayrı, usulleri ayrı, mesajları ayrı, cepheleri ayrı, kaygıları ayrı, amaçları ayrıdır.

Risale-i Nur talebelerinin Risale-i Nur adına aktif siyasete girmeyişlerinin ve dünyevî cereyanlarda aktif olarak yer almayışlarının bir nedeni de budur.

Aksi takdirde, çabuk cazibe merkezi olabilen dünyevî veya siyasî cereyanlar tefrikaya sebebiyet verecek, ihlas ve uhuvvet esasını zedeleyecektir.

Oysa ihlâs ve uhuvvet her şeyden önemlidir. Bunun hiçbir biçimde sarsılmaması gerekir ve hizmetlerin devamı ile bekası için şarttır. Değil haricî cereyanlar; kendisine herhangi bir haksızlık yapılmış olsa dahi, hiç kimse Risale-i Nur dairesi içinde, “Bu kardeşim bana haksızlık etti; ben buna küstüm!” dememelidir. Böyle bir lüksümüz yoktur! Bu, büyük hatadır.

Çünkü Üstad Hazretlerine göre, o arkadaşın sana bir gram zarar verdiyse, sen ona küsmekle bunun kırk katı olarak hizmete zarar vermiş oluyorsun.²

Dipnotlar:

1- Kastamonu Lâhikası, s. 88.

2- Latif Nükteler, s. 39.

Okunma Sayısı: 1345
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Recep Ayer

    4.11.2025 18:12:49

    "Hem Demokrata ezan-ı Muhammedî gibi çok kuvvet vermek ve Risale-i Nur’un neşrine müsaadesi gibi çok taraftar olmak ve âlem-i İslâmı, hattâ bir kısım Hıristiyan devletlerini de memnun etmek için, Ayasofya’yı muzahrafattan temizleyip ibadet mahalli yapmaktır. Bu ise, bu mesele için otuz sene siyaseti terk ettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim. Adnan Bey, Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zatların hatırı için başka yere gitmedim." ifadeleri üstadımızın siyasete nasıl baktığını gösteriyor.Biz siyasetçi değiliz ve olmamalıyız."35 senedir bakmadığım "ibaresi Emirdağ Lahikasında bir yerde daha var.Ya "hergün bakmak ve meseleleriyle meşgul olmak "onu da ayrıca düşünmek lazım.

  • Recep Ayer

    4.11.2025 18:08:53

    Risala i Nur un metodu ve hizmet tarzı bellidir.Hizmet Rehberinde Lahika mektuplarında Risale i Nur un bütününde.Ne kadar muhakkikane ve nefsimize okursak o oranda hadiseler berraklaşır hataları asgariye indiririz.Üstadın " Gerçi otuz beş seneden beri siyaseti terk etmiştim. Fakat Büyük Cihad gibi hâlisâne dine hizmet eden o cerideye ve onun sahip ve muharrirlerine din namına minnettâr oldum ve “Allah razı olsun” dedim. Haberim olmadan ve para da vermeden daima bana o mübarek gazete gönderiliyordu." ifadesi

  • Enes

    4.11.2025 15:50:04

    Burası bir cemaattir. Bizim bir muhalefet görevimiz yoktur. Bir partiyi iktidara getirmek ya da indirmekte görevimiz değildir. Elimizin yetişmediği işlerde bütün mesaimizi harcıyoruz. Sonra da neden hizmetler şahlanmıyor diyoruz.

  • Eda Gül Beyaz

    4.11.2025 07:53:14

    4- İktidarın değişimi ile ülkeye geleceği umulan "iman hizmetlerindeki şahlanış" neticesi meşkuk bir varsayımdır. Aynen Üstadımızın, Doğu'nun dağlarından Barla'nın dağlarına sürüldüğü o dönemde aldığı kararlara ihtiyacımız var. "Yeni Said" yeniden doğmalı Nurcular için.

  • Eda Gül Beyaz

    4.11.2025 07:50:02

    3- Sadece iktidara destek veren Nurculara değil, muhalefette bir pozisyon belirleyen Nurculara da bu vazife farz-ı ayındır. Risale-i Nurların hitabına muhatap olduğunu düşündüğümüz insanları, iktidar-muhalefet kutuplaşmasının ötesinde geniş bir alanda kucaklamak gerekiyor.

  • Eda Gül Beyaz

    4.11.2025 07:45:52

    2- Nurcular için tarihi kıracak bir karar alma zamanı gelmiş durumda. Önümüzde Üstadımızın "Yeni Said" dönemi bütün örnekliği ile duruyor. Siyasi sahada alternatifin kalmadığı bir vasatta, apolitik olmak kaçınılmaz bir sondur.

  • Eda Gül Beyaz

    4.11.2025 07:42:41

    1- Bugün karşı karşıya bulunduğumuz durum da "dünyevî cereyanlar" tasnifinde yer almaktadır. İktidar-muhalefet ekseni içinde sıkışmış durumdayız. İktidara destek çıkanlar kadar muhalefete destek çıkanlar da dünyevî bir cereyana kapılmış demektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı