ÖLÜM MUHAKKAKTIR
Kıyametten sonra insanlığı ebedi bir saadet beklediğini Kur’ân-ı Kerim bin dört yüz yıldan beri âleme ilan ediyor.
Bu yüzden kıyametten değil; Kur’ân’ın müjde ettiği ebedi saadete hazırlanmayı ihmal etmekten korkmalıyız.
Kıyamet kâinat için mukadderdir; gelecektir.
Ölüm de bizim şahsımız için mukadderdir; o da gelecektir.
Esasen biz yaşarken kıyameti görmeyebiliriz; fakat ölümü göreceğimizde şüphe yoktur.
EBEDî SAADETİN GERÇEKLİĞİ
Bediüzzaman, ebedî saadetin gerçekliğini on maddede açıklıyor. Kısaca özetleyelim:
1. Ebedî sadet olmazsa, bu kâinatta her aklın teslim ettiği esaslı nizam ve baş döndürücü sistem, yalancı bir şekilden ve hayalî bir gölgeden ibaret kalır. Nizamı nizam eden, sisteme sistem ruhu veren, sistemin hemen arkasından gelecek ebedî saadettir. Öyleyse âlemdeki bu sonsuz düzen ve eşsiz ahenk, ebedî saadetten haber vermektedir.1
2. Kâinatta her şeyde tam bir hikmet ve tam bir fayda gözüküyor. Her şeyde gözüken bu eksiksiz fayda ve işe yararlılık ebedî saadetten haber veriyor.
3. Kâinattaki hadsiz israfsızlık ve hiçbir şeyin gayesiz olmaması;
Cenab-ı Hakkın her şeyi yaratırken tercih ettiği en kısa yol, en yakın cihet, en hafif suret ve en güzel biçim;
Allah’ın her bir şeye en az yüz vazife yüklemesi ve bin meyve ve gaye takması ebedî saadetin geleceğine delildir. Çünkü dönmemek üzere ölüm ve geri gelmemek üzere yok oluş, her şeyi israf eder, her şeyi boş yapar. Kâinatta böyle dehşetli bir israfa yer yoktur.
4. Kâinatta hemen her şeyin her zaman değişmesi, yenilenmesi, tazelenmesi, eski bedenlerin atılması ve ölüme mazhar edilmesi; ölüme benzeyen uykular, kıyamete benzeyen zelzeleler, sarsıntılar, yıkımlar ve yeniden yapılanmalar büyük Kıyametten ve ebedî saadetten haber veriyor.
FITRAT EBEDî SAADETİN HABERCİSİDİR
5. İnsanın fıtratına yerleştirilmiş sınırsız istidatlar ve hadsiz kabiliyetler, o kabiliyetlerden doğan sayısız meyiller ve yönelişler, bu meyillerin getirdiği hesapsız emeller, bu emellerin yol açtığı sınırsız fikirler, istekler, arzular, iştihalar, düşünceler ve duygular şu şahadet âleminin hemen arkasında bulunan ebedî saadete ellerini uzatmış, gözlerini dikmiş ve o tarafa yönelmiştir. Fıtrat hiçbir zaman yalan söylememiştir. Bu sarsılmaz “ebedî mutluluk meyli” ebedî saadetin varlığına işaret etmektedir.2
6. Allah’ın hadsiz rahmeti, büyük merhameti ve geniş şefkati ebedî saadeti haber veriyor. Çünkü nimeti nimet eden nimetin devamlılığıdır. Bu da ebedî saadetle mümkündür. Çünkü bütün nimetlerin başı, gayesi ve neticesi ebedî saadettir. Eğer ölümden sonra âhiret biçiminde yeni bir hayat olmayacaksa bütün nimetler boş ve boşuna olur. Bütün nimetlerin boş olması ise, kâinatı kuşatan sonsuz rahmetin varlığına zıttır.
VİCDAN VE KUR’AN
7. Şu kâinatta herkese gözüken İlâhî lütuflar, merhametler, ihsanlar ve ikramlar hakikî rahmeti gösterir. Hakikî rahmet ise ebedî saadeti haber verir.
8. İnsan uyanık vicdanının fısıltısını dinlese sonsuz bir mutluluğu ne kadar derinden istediğini işitecektir. Çünkü o vicdana kâinat bile verilse, ebedî mutluluk ihtiyacının yerini dolduramaz. Demek bu vicdanî cezbe ve fıtrî istek, hakikî bir gayenin ve cazibedar bir hakikatin çekmesi ve ağır basması ile olur. Bu hakikat da ebedî saadettir.
9. Hazret-i Muhammed’in (asm) sözleri ve verdiği haberler ebedî saadetin müjdecisidir.
10. Kur’ân’ın kesin haberleri de nihayet ebedî saadetin en hakikî müjdecisi ve cismanî haşrin anahtarıdır. Meselâ: “Kendi yaratılışını unuttu da, bize temsil getirmeye kalktı. “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” dedi. Sen, de ki: “Onu ilk önce kim yaratmış ise tekrar O diriltecek. O her şeyin yaratılışını hakkıyla bilendir.”3 Ayeti ebedî saadeti gösterecek dürbünleri insanoğlunun dikkatine sunmuştur.
Dipnot:
1 -Sözler, s. 479 2 . Sözler, s. 481 3. Yâsîn Sûresi, 36/78, 79 4- Sözler, s. 482