"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ne israf, ne cimrilik!

Süleyman KÖSMENE
02 Temmuz 2025, Çarşamba
Çorum’dan Ömer Güney: “İhtişamlı camiler, lüks medreseler, gösterişli hizmet binaları… Acaba zengin Müslümanların zekât vermelerine veya karz-ı hasen ve borç vererek fakirlere yardım etmelerine mâni oluyor mu?”

İsraf Haramdır

İsraf her alanda haramdır. Çünkü, “Allah israf edenleri sevmez.”1

Hazret-i Sa'd abdest alıyordu. Resulullah (asm), onun suyu aşırı kullandığını görünce, 

"Bu israf nedir?" diye sordu.

Sa'd, 

“Ya Resulallah! Abdestte de israf olur mu?” dediğinde, Hz. Peygamber (asm),

"Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile israf olur." buyurdu.2  

Dünyevî işlerimizde gereğinden fazla harcamaya israf diyoruz. Uhrevî işlerimizde de gereği kadar harcamak gerekir. Fazlası israf olur.  

Aşırılığa Kaçmayalım

Fakat ölçülü olmak da dinin emirlerindendir. Camileri, medreseleri, hizmet binalarını gereği kadar güzelleştirmek de ilgili binaların hakkıdır. Aşırılığa kaçmadıkça bunda bir sakınca görülmez. 

Peygamber Efendimiz (asm) varlıklı bir Müslüman’ın, gururdan ve gösterişten uzak kalmak şartıyla, kendisine verilen nimetlerin belirtisini üzerinde göstermesinin Allah’ın hoşuna gideceğini işaret buyurmuştur.3 Huzurunda pejmürde kılıklı birisini görünce:

“Allah sana mal verdiyse, O'nun nimet ve ikramı üzerinde görülmelidir."4 buyurmuştur. 

Bir elbiseyi bile, durumuna uygun biçimde ve gösterişten uzak olmak kaydıyla üzerinde göstermek sünnet olarak tavsiye edilmişse, özellikle manevî alanlarda mekânın durumuna uygun bir mimarî özellik aynı tavsiyenin emir kapsamına girer. Bunun için bir harcama olacaktır şüphesiz. Buna israf denmez. Çünkü yapılan harcama söz konusu mabedin hakkı olmakta ve nesiller boyu insanlara mesaj vermektedir. Nitekim burada kamu hakkı vardır. Burada, bütün insanlığın hukuku namına harcama yapılır. Ama israf hiç şüphesiz yapılmaz.

Yüzyıllar boyunca ibadet mahalleri konusunda Müslümanlarda aşırıya kaçmayan bir şıklık ve güzellik ölçüsü, sadelik özünde bir ihtişam ve heybet biçimi yerleşmiştir. Bunu korumak gerekir. Söz konusu görsellerde, ilgili mabedin manasına uygun muhteva, her zaman insan ruhunu okşamaktadır.   

Yerinde Harcamak

Fakat israf etmemek her zaman en öncelikli hassasiyetimiz olmalıdır. 

Buralara katkı yapmak için zekâttan veya karz-ı hasenden kesmek de doğru değildir. Bir tarafta aç ve açık Müslüman varsa, elbette doyurmak ve giydirmek toplumun öncelikli görevidir. 

Allah aslında yeteri kadar harcama kalemini bütün Müslümanlara vermiştir. İsraf olmayan ve yerinde harcamalarla bütün ihtiyaçlar karşılanır. Ama bizim önceliklerimizi belirlememiz ve ona göre harcama yapmamız gerekir. 

Bu konuda hayır kurumları sistemli bir çalışma geliştirebilir. Ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verir. 

Bediüzzaman Hazretleri böyle durumlarda “taaddüd-i gayat”tan bahseder. Yani “gaye çokluğu”. Taaddüd-ü gayata göre harcamak israf sayılmaz. Der ki: 

“İşte bu taaddüd-ü gàyâttandır ki, birbirine zıd ve münâfi görünen hikmet ve iktisad, cûd ve sehâ ve bilhassa nihayetsiz sehâ ile sırr-ı tevfîkı” içindedir. 

 “Birer gàye nokta-i nazarında cûd ve sehâ hükmeder; ism-i Cevâd tecellî eder. Meyveler, hubûblar, o tek gàye nokta-i nazarında bigayr-i hisâbdır; nihayetsiz cûdu gösteriyor. Fakat, umum gàyeler nokta-i nazarında, hikmet hükmeder, ism-i Hakîm tecellî eder. Bir ağacın ne kadar meyveleri var, belki her meyvenin o kadar gàyeleri vardır ki, beyân ettiğimiz üç kısma tefrik edilir. 

Şu umum gàyeler, nihayetsiz bir hikmeti ve iktisadı gösteriyor. Zıd gibi görünen nihayetsiz hikmet, nihayetsiz cûd ile, sehâ ile içtimâ ediyor. Meselâ, asker ordusunun bir gàyesi temin-i âsâyiştir. Bu gàyeye göre ne kadar asker istersen var ve hem pek fazladır. Fakat, hıfz-ı hudud ve mücâhede-i a’dâ gibi sair vazifeler için, bu mevcud ancak kâfi gelir, kemâl-i hikmetle muvazenededir. İşte, hükümetin hikmeti haşmet ile içtima ediyor. O halde, "O askerlikte fazlalık yoktur" denilebilir.”5

Dipnotlar:

1- Araf Suresi: 31.

2- İbni Mâce, Taharet, 48.

3- Tirmizî, Edeb, 54.

4- Ebu Davud, Libas, 17, Tirmizî, Edeb, 54.

5- Sözler, s. 96.

Okunma Sayısı: 405
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı