Abdullah Korucu: “Üstad hazretleri İmam-ı Ali’nin, İmam-ı Azam’ın, Gavs-ı Geylani’nin, İmam-ı Rabbani’nin ism-i azamı olarak altı isim sayıyor. İsm-i Azam’ı tarif eder misiniz? Her insanın ism-i azamı bu altı isim içinde midir?
İsm-i Azam Hakkında
İsm-i azam, kelime manası itibariyle en büyük isim demektir. Şüphesiz Allah’ın her ismi kendi özelinde en büyüktür. Ancak biz kendi kabiliyetimiz, kendi halikiyetimiz ve kendi fıtratımız çerçevesinde bir tasnifat yapıyoruz. Bazı İlahî isimler, ya Kendi Zât-ı Akdes’ini ve bütün esmasını ifâde cihetiyle, ya tecellîsinin şümûlü ve bize bakan yönü, yani mazhar olduğumuz hakikat cihetiyle, ya İslâm’da inkişafı cihetiyle, ya Tevhîdi ifade cihetiyle, ya da bilmediğimiz başka sırlar cihetiyle İsm-i Azam bilinmiştir.
Allah’ın isimlerinin hangisinin İsm-i Azam olduğu konusunda net bir delilimiz de yoktur. Şu ayette bir işaret var gibidir: “Zü’l-Celâl-i ve’l-İkram olan Rabb’inin ismi ne yücedir!”1 Kimileri bu ayetten hareketle, İsm-i Azam olarak Zü’l-Celâl-i ve’l-İkram ismi üzerinde durur.
Hadislerde İsm-i Azam
İsm-i azamı muhtelif ifadelerle bildiren hadisler de vardır: “Allah’ın, kendisi ile dua edildiğinde kabul ettiği İsm-i Azamı şu üç Surededir: ‘Bakara, Al-i İmran ve Ta ha.”2
“Allah’ın, kendisiyle dua edildiğinde kabul ettiği İsm-i Azamı şu ayettedir: ‘De ki: Ey mülkün Malik’i olan Allah’ım. Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çeker alırsın. Sen dilediğini aziz eder, dilediğini alçaltırsın. Bütün hayır Senin elindedir. Sen her şeye Kadir’sin.”3
Baştaki hadiste İsm-i Azamı Bakara, Âl-i İmrân ve Tâ hâ sûrelerinde aramamız tavsiye edilirken, sonraki hadiste, konu sanki belirginleştirilmek istenir ve ilgili âyetler verilir. Bu ayetlerde, Lafza-i Celâl olan “Allah” ismi, “Rahman” ve “Rahîm” isimleri, “Hayy” ve “Kayyum” isimleri ve “Kadir” ismi İsm-i Azam olarak öne çıkar.
İsm-i Azam’ı, insanın “mazhar” bulunduğu “haller” açısından incelemek, en azından bizi daha özel bir sonuca götürecektir. Nitekim Üstad Hazretlerinin, İsm-i Azam’ı daha çok “mazhariyet” çerçevesinde ele aldığını görürüz. Bedîüzzaman, kişiler ve mazhar olduğu halleri, Allah’ın o kişide tezahür eden ismi ile, yani o şahsa göre İsm-i Azam olan bir isim ile açıklar. Meselâ, Otuzuncu Lem’a’da İsm-i Azam olarak altı isim nazara verilir: Kuddûs, Adl, Hakem, Ferd, Hayy, Kayyûm.4
İsm-i Azama Mazhar Evliya
Bu altı isim Hazret-i Ali (ra) hakkında İsm-i azamdır. Bu isimlerden Hakem ve Adl isimleri İmam-ı Azam hakkında; Hayy ismi Gavs-ı Azam hakkında; Kayyum ismi İmam-ı Rabbanî hakkında ism-i azamdır. Bediüzzaman bu bilgileri aktardıktan sonra, “pek çok zatlar daha başka isimleri İsm-i A’zam görmüşlerdir.”5 Der.
Herkesin ism-i azamı bu isimler içinden birisi değildir. Daha başka evliya için daha başka isimler de ism-i azamdır. Her ismin a’zamî bir mertebesi var ki, o mertebe İsm-i A’zam hükmüne geçiyor. Evliyaların ism-i a’zamı bu nedenle ayrı ayrıdır.”6
Her bir mahlûkta ve insanda tecelli eden büyük isimler vardır.
Mesela Bediüzzaman hazretleri için bu altı isimle beraber Rahman, Rahim, Hakim ve Nur isimleri7; İbrahim Hakkı için Rahman ismi8; Hazret-i Yusuf’a aşık olan ve nihayet İlahî aşka yükselen Züleyha için Vedûd ismi9; Yusuf’un bir ömür hasretini yaşayan Hazret-i Yakup (as) için Rahman ve Rahim isimleri10; Hazret-i Musa için Mütekellim ismi; Hazret-i İsa (as) için Kadir ismi ism-i azamdır. Hazret-i Muhammed (asm) ise her ismin azamî mertebesine mazhardır.11
Dipnotlar:
1- Rahmân Sûresi, 55/78., 2- Câmiü’s-Sağîr, 1/592., 3- Âyet: Âl-i İmrân Sûresi, 3/26, hadis: Câmiü’s-Sağîr, 1/594., 4- Lem’alar, s. 298-333., 5- Lem’alar, s. 639., 6- Barla Lahikası, s. 375., 7- Barla Lahikası, s. 180., 8- Barla Lahikası, s. 392., 9- Mektubat, s. 42., 10- Mektubat, s. 43., 11- Sözler, s. 637; Barla Lahikası, s. 364.