Ramazan Bey: “Sıla-i Rahim kimi kapsamına alır? Yurtdışında doğup büyüyen ve Türkiye de akrabaları olan fakat uzaklık nedeniyle samimi olmayanlara Sıla-i Rahim gerekir mi?”
Akrabalar
Sıla-i rahim temelde akrabaları kapsar. Kan ve soy bağı, evlilik bağı ve süt hısımlığı gibi bağlarla birbirine yakınlaşan kimseler birbirleri ile derece derece akrabadırlar. Örf ve geleneklerimize göre akrabalarımız, dinen de akrabalarımızdır. Akrabalarımız hastalık halinde bile, bizim için ilaç kadar etkili ele, dile ve duaya sahiptirler.1
Esasen insanların soy soy, sülale sülale yaratıldığını Kur’ân söylüyor ve bunu “tanışma ve sevme” hikmetine bağlıyor. Buyuruyor ki: “Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışıp muhabbet edesiniz diye milletlere, sülâlelere ayırdık. Fakat şu kadar var ki Allah katında en değerli olanınız, takvada en üstün olanınızdır.”2
Resulullah Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Rahim (sıla-i rahim, akrabalık bağı) Rahmân’dan bir bağdır. Kim bu bağı koparmaz ve akrabasına ulaşırsa, Allah’a ulaşmış olur. Kim de bu bağı koparırsa, Allah ondan rahmetini keser.”3
Bununla beraber, akrabamızın iyilik etmemizi hak etmesi için iman sahibi olması önemlidir. Nuh Aleyhisselam iman eden oğulları ile birlikte inkârcı oğlu Kenan’ı da gemiye almak istedi. Kenan gelmedi ve boğuldu. Nuh (as) şöyle yalvardı: “Ya Rabbi, elbette boğulan oğlum da ailemdendi, öz evladımdı.”4 Ama Cenab-ı Hak şöyle vahyetti: “Ey Nuh! O senin ailenden değil. Çünkü o, salih amel sahibi değildi.”5
Öte yandan yine Kur’ân “mü’minleri kardeş” ilan ediyor. Ve Din kardeşleri arasında bir tartışma, kavga veya husumet doğduğunda “kardeşlerinizin arasını ıslah edin” diye emrediyor.6
Sıla-i Rahim Vaciptir
1-Sıla-i rahim, akrabalarımız ile olan ilişkilerimizi canlı tutmak demektir. Bu vaciptir.
2-Fiziki olarak uzak yerlerde isek ve bizzat gidip görüşme imkânımız yoksa, farklı iletişim araçları kullanarak (artık iletişim çağındayız) onlara ulaşmamız halinde inşallah sıla-i rahim sevabını almış oluruz. Bu asırda uzaklar yakın oldu. Artık ulaşma problemimiz yok.
3-Onlara ulaşmak, varsa dertleriyle ilgilenmek, onlara iyilik yapmak bir yönüyle bizim imkânlarımızla da alakalı bir husustur. İmkânımız yoksa, yollar güvenli değilse, hiç olmazsa iyi dileklerimizle ve dualarımızla da onlarla birlikte olabiliriz. İmkânlar ölçüsünde bu da sıladan sayılır.
4-Sıla-i rahimde, akrabalar içinde bize kötülük yapmış olanlar varsa hukukumuzu korumayacağımız manası yoktur. Hukukumuzu koruyacağız. Bu durumda da söz konusu kötülük sahibi akrabamıza kin gütmemek, düşmanlık yapmamak, darılmamak, zarar vermemek ve haksızlığa uğratmamak sıladan sayılır.
Fesatlık Görsek Bile…
5-Akrabamızın bize hep fesatlık düşündüğünü ya da iyiliğimizi suiistimal ettiğini varsayıyorsak eğer, bunda iki durum vardır:
Bu ya bizim kuruntumuzdur. Ya da gerçektir.
Kuruntumuzsa problem bizdedir. Böyle bir kuruntu ile hareket edip sılayı kesersek günahkâr oluruz.
Gerçekse, tedbir almamızda bir sakınca yoktur. Bu durumda da düşmanlık yapmamaya, kötülük yapmamaya, zarar vermemeye ve hiç olmazsa selam vermeye ve almaya özen gösterirsek bu da inşallah sıladan sayılır.
Dipnotlar:
1- Lem’alar, s. 342.
2- Hucurat Suresi: 13.
3- Tirmizi, Birr 16, (1925).
4- Hud Suresi: 45.
5- Hud Suresi: 46.
6- Hucurat Suresi: 10.