Bediüzzaman Hazretleri günümüz insanının anlayabileceği şekilde Ramazan ayının ve Ramazan orucunun önemi, faziletleri üzerine özel bir Risale de telif etmiştir. “Ramazan-ı Şerif, bu fani dünyada fani ömür içinde ve kısa bir hayatta bâkî bir ömür ve uzun bir hayat-ı bakiyeyi tazammun eder, kazandırır” (Ramazan Risalesi) der Bediüzzaman.

İslam tarihi makalelerden okuduğumuz kadarıyla Müslüman olmayanların dahi bu aya hürmeten açıkta yemek yemedikleri, çocuklarını da bu konuda ikaz ettikleri zamanları yaşamıştır.

Modern zamanların(!) günlük hayatında Allah ve ahiret inancının unutturulmaya çalışıldığı küresel tüketim sisteminde tüm manevi değerlerle birlikte Ramazan ayı da nasibini almaktadır. Bununla birlikte dünyanın önemli merkezi şehirlerinde hükümet temsilcilerinin Ramazan ayı tebrikleri ve meydanlarda kılınan teravih namazları ise geleceğe dair yüreklerimizi ümit ve şevkle doldurmaktadır. “İstikbal İslamındır” müjdesinin gerçekleşmeye başladığının işaretleridir.

Ne çare ki gençlerimizin dini değerlerden hızla uzaklaştığı ülkemizde Ramazan ayına hürmet verilmeyen manzaraları da sıkça (büyük şehirlerimizde) görebilmekteyiz. 

RAHMET AYI GAZAP AYI OLMASIN!

Ramazan ayı bir Kur’an harfine binler sevap hele de Kadir Gecesinde otuz bin sevabın verildiği rahmet ayıdır. Rahmet hürmet ve şükür ister. Bediüzzaman özellikle İslam aleminde bu şerefli aya yapılan hürmetsizliklerin belalar ve korkulara yol açtığını belirtir ve ikaz eder:

“Ramazan’ın hürmetini tutmayan”, “Hem Ramazan-ı Şerifin teravih vaktinde, kemal-i neş’e ve sürur ile sarhoşçasına, gayet heveskârane şarkıları ve bazen kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübarek merkez-i İslâmiyet’in her köşesinde cazibedarane işittirilmesi, bu korku azabını netice verdi.” (Sözler)

“Şeair-i İslâmiyenin içinde en parlak ve muhteşem olan Ramazan-ı Şerif gibi, Asr-ı Saadet’ten şimdiye kadar bütün eâzım-ı İslâm’ın bağlandığı o nurânî zincirleri koparmaya, tahrip ve tahrif etmeye çalışanlar ve yardım edenler, düşünsünler ki, ne kadar dehşetli bir hataya düşüyorlar. Ve zerre miktar şuurları varsa titresinler!..”(Mektubat)

HÜLASA

Ramazan ayının kıymetini idrak edenlerin özelde Nur Talebelerinin adeta kırk bin dil ile zikreden melekler gibi tesanüd, uhuvvet, ihlas, muhabbet duyguları içinde Kur’an, virdler, iman ilmiyle meşgul olarak umumi rahmete vesile olmaları gerekir. Aksi bir durum türlü çeşit belalara ve korkulara davetiyedir.

Bediüzzaman Hazretlerinin Nur Talebelerinden istediği budur:

“Aziz, sıddık kardeşlerim, sizin mübarek Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyoruz. Cenab-ı Erhamürrahimin bu Ramazan-ı mübarekenin hürmetine, rahmetenlil-âlemin olan Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamın ümmetine rahmetiyle imdat eylesin! Amin. Asar-ı Gadab-ı İlâhî olan âfât ve dalâletlerden muhafaza eylesin! Amin. Ve Risale-i Nur Şakirtlerini neşr-i envar-ı Kur’âniyede muvaffak eylesin! Amin. (Kastamonu Lahikası)