"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Salgın Türkiye’de

Zeynep ÇAKIR
26 Mart 2020, Perşembe
Herkes canının derdine düştü. Fakat kimileri erzak stoklamak, kimileri can sıkıntısından hangi filmleri izleyelim derdine düştü.

Kimisi çeşit çeşit yemek pişirme, titiz ev hanımları zaten temiz olan evini kırklamak derdine düştü. İbadetine düşkün olanlar daha da sarıldı virdine, duasına, namazına, niyazına.

Kimi gününü kurtarmak, kimi ahiretini kurtarmak derdine düştü. Aslında nasıl yaşıyorsak bu olaya yüklediğimiz anlam da aynı. Hayatımızı sınırlandıran bir hadisede verdiğimiz tepkiler daha önce yaptıklarımızdan farklı değil. Duyarlı bir insan isek duyarlılığımız, merhametli bir insan isek merhametimiz, egoist, bencil biriysek kendimizi düşünmemiz daha çok arttı.

Demem o ki bu virüs toplumun genel ahlâkına tutulmuş bir aynadır. Ve ne olduğumuzu, ne olamadığımızı söze hacet bırakmadan ışık tutuyor haliyle. Bu süreçte bana dokunan en büyük ahlâkî zaafımızın büyüklerimize getirilen sokağa çıkma yasağının uygulamalarındaki bazı çiğlikler, çirkinlikler de ayan oldu. 

Gençlerimizin uzun süredir anne babayı ihmal edip tatillere çıkması memleket ziyaretlerini sıla- ı rahimi ihmal etmelerini son yıllarda yayılan sari bir illet olan yeni memleketler görme isteği ve bundan gelecek like/ beğeniler için çok meşakkate katlanırken; ana babasına yapacağı yardıma yüksünmesi içimi acıtıyor. Bu gidişatın iyi bir yol olmadığı bize uymadığı, bizim değerlerimizle uyuşmadığı, şımarıkça bir akım olduğu belli oluyordu. İşte, kader şimdi dün keyfin için gidip görmediğin ebeveynine, şimdi bil mecburiye gidemiyorsun diye fetva verdirdi.

Evet, bu yasak büyüklerimizi korumak için verildi. Yoksa onları rencide etmek, ti’ye almak, hoyratça “hadi evine” diye yollanmak, hele hele elde telefon “ben polisim” diye ihtiyar insanları işleterek beğeni toplamak şımarıklığına tevessül etmek için değildi.

Seriütteessür olan kalplerini incitmek ahlâklı bir gencin yapacağı düşkünlük hiç değildi. Hasta olan onlar değil. Bizde olması muhtemel olan bir virüsü onların zayıf bünyelerine taşınmasını önlemeye yönelik bir koruma metodu. İşte günlerdir Yalova’ya gidemiyorum. Görünüşte sağlığım yerinde, ama bilemiyorum ki ne taşıyorum? Yaşlı anne babam da  evinde izole…

Evet, canımız sıkılıyor, bir an önce onların yanına gitmeye can atıyorum, çünkü yardıma, evlatlarının yanında olmasına ihtiyaçları var. Fakat yine onların selamet ve sıhhati için bu geçici müddet ayrılığa katlanıyorum. Fakat sulu esprilerle yaşlılara ‘dayı, amca, teyze’ deyip her türlü aşağılamayı yapmaya kendilerinin sağlıklı olduğundan çok emin! olan ve zaten tavrı da, dili de büyüklerine karşı uzun zamandır sorunlu olan bu küstah gürûha hiç katlanamıyorum.

Onlara bulaşan bu virüsten kurtulmamız ahlâkî bir aşı ile aşılamamız, bizim en büyük seferberberliğimiz olmalıdır. “Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa belalar başınıza sel gibi yağardı” ikazının gereğince, onlara azamî hürmet, saygı ve hizmetle mükellefiz. O şımarık gencin yaptığı hareket ne kadar bizden uzaksa, Selçuklu ilçesindeki amcayla konuşan polislerin yaklaşımı, muamelesi, yardımı o kadar bizdendir, alkışlanmaya lâyık, yüreklerimize su serpmeye medardır.

İçimizi kurt gibi kemiren sari hastalıklarımızı gösteren bu virüs onlardan kurtulmak için de bir vesile bir ibret olsun. Hastalık maddî zarar verir, geçer gider. Ama manevî zarar gördüğümüz hastalıkların tamirine kendimiz, sevdiklerimiz, cemiyetimiz, ülkemiz, dünyamız ve ahiretimiz için muhtacız.

Virüsten nasıl korunacağız derdinden çok, bu ahlâkî zaaflarımızdan nasıl kurtulacağız gayreti şiarımız olsun. Sağlık olsun, lakin ihtiyarları ağlatan gençlik olmaz olsun!

Uysun dünya  sünnet ile Kur’ana

Defolsun tez zamanda bu dabbetül-arz Korona

Uzak dursun herkes temizlensin nerde varsa necis pis

Yüz bulup da gelemesin, tutunmasın bu  virüs 

Savaşırken nice güçlü dünya benim diye kıran kırana 

Bir mikrobu lisan-ı halle konuşturdu Kadîr-i Mutlak; 

Haddini bil, gururu at, kes sesini, geç bakalım sırana 

Arzusuna, hırsına, gem vurmayı bilmeyen nefs-i mağrur

Bir mikroba boyun eğdi amma o da vazifeli bir memur 

Dizlerin bağını çözen bu korkunun ilacı 

Koronanın da dizginini elinde tutan Allah inancı 

Virüs evet bir dert bir musibet

İstiğfar tevbe dua eden eder dû cihanda isabet

Okunma Sayısı: 5485
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı