Hz. Ömer’in (ra), İslâma hizmet söz konusu olduğunda, “Bana adam lâzım”; Ebû Ubeyde’nin isteği üzerine Hz. Ka’ka’yı yardımcı olarak gönderirken de, “Sana bin adam kuvvetinde bir adam gönderiyorum” dediğini biliyoruz. Bediüzzaman’ın, bir talebesine yazdığı mektupta, gayyur talebesi Atıf’ı kastederek, “Kemmiyete [sayı çokluğuna] ehemmiyet verilmez. Sen o havalide bir tek Atıf’ı bulsan, yüzü bulmuş gibidir” dediği malûmdur.
Gerçekten her yerde hizmetler böylesine yetenekli, gayyur, fedâkâr hizmet erleriyle yürüyor.
Elbistan’da olduğu gibi bir gün sonra, “Toplumsal Huzurun Şifresi” isimli konferansı vermek için Köprü Sanat, Eğitim ve İletişim Derneğinin dâveti üzerine gittiğimiz İzmit/Gebze’de de aynı hakikatin tecellilerini gördük. Gönül erleri ne ölçüde canla başla hizmete sarılırlarsa Allah o ölçüde önlerini açıyor, imkânlar ve kolaylıklar sağlıyor.
Açtığı “Al Götür Oku Getir” kütüphanesiyle güzel hizmetlere imza atan Elbistanlı Abdülkadir Bey gibi Gebzeli dostlar da istişareye dayalı faaliyetleriyle bir kaç katlı güzel bir bina kiralayarak değişik ve güzel hizmetlere mühürlerini basmışlar. Derneğin bir katını sohbetlere, bir katını kütüphane açıp öğrencilere, bir katını kültürel faaliyetler için seminer ve konferanslara tahsis etmişler.
9 Aralık Cumartesi günü saat 14.30’daki konferansımızda erkek ve kadınların doldurduğu konferans salonunda müdakkik bir dinleyici grubuyla birlikteydik. Toplumsal huzuru sağlayacak reçeteyi sunmaya çalıştık. Barışın, huzurun kaçtığı günümüzde bu reçeteye ne kadar muhtaç olduğumuzdan, bunun Kur’ân eczahanesinde mevcut ve bütün meselenin onu kullanmaktan ibaret olduğundan bahsettik.
1927’de Avrupa’da toplanan Hukuk kongresinde Resûl-i Ekrem’i (asm) insanlığın kurtarıcısı olarak gösteren Bernard Shaw; yine insanlığı, içerisine düştüğü anarşi, terör ve bunalımlardan Hz. Muhammed (asm) gibi, onun ahlâkı ve tarzında bir kimsenin kurtarabileceğini belirttiğini, bütün asırlara hitap eden Kur’ân’ın bu asrın hastalıklarına da ilâç sunduğunu örneklerle anlattık. Denizli canavarı gibi üç-dört adamı öldüren, Kasap Tahir gibi kafa uçuran canileri yola getiren manevî ilâçların tedavî edemeyeceği hastalığın bulunmayacağını izah ettik.
Akşam da Köprü Sanat, Eğitim ve İletişim Derneğinde yaptığımız sohbette sevgiyle, sevgiyi Allah adına kullanmakla ilgili 32. Söz’ün Üçüncü Maksadından ilgili bölüm üzerinde durduk. Sevginin hükmettiği yerde dostluk vardır, barış vardır, huzur vardır.
Bu arada dostlarla görüştük, hasret giderdik.
Kısacası huzur için Kur’ân hakikatlerine muhtacız.
12.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|