“Allah’ın rızası itaatinde, gazabı da isyanında gizlidir.”
Bu güzel ifade Allah’ın rızasını kazanmanın ona itaatte, gazabının da ona isyankâr hareketlerde gizli olduğunu ifade eder. Onun için mü’min yapılması gerekenleri eksiksiz yapmaya, kaçınılması gerekenlerden de bütünüyle kaçınmaya çalışır. Bazan küçük bir hareketinin rıza-yı İlâhîyi yakalamaya, bazan da hafife aldığı küçük bir söz ve davranışının gazab-ı İlâhîyi celbedebileceğini düşünür.
Rıza-yı İlâhîyi kazanmak da, gazab-ı İlâhîyi celbetmek de bu dünyada. Sonuçları ise âhirette. Rıza-yı İlâhînin mükâfatı Cennet, gazab-ı İlâhînin sonucu ise Cehennemdir.
Cennetin bu dünyanın en güzel yerinde bin sene yaşamaktan daha büyük ve değerli olduğunu, o güzelim Cennette de Cenâb-ı Hakk’ın cemâlini bir saat seyretmenin bin sene Cennet hayatından üstün olduğunu biliyoruz.
Cennette Cennet kadar güzel başka bir nimet daha var. Nedir bu diyeceksiniz. Bunun cevabını bir hadis-i şeriften öğreniyoruz. Meşhur Kütüb-ü Sitte kitaplarında belirtildiğine göre Cenâb-ı Hak Cennetliklere şöyle hitap eder:
“Ey Cennetlikler!
“Buyur ey Rabbimiz, emriniz başımız üstüne! Her türlü iyilik Senin elindedir.”
“Halinizden memnun musunuz?”
“Nasıl razı olmayız ki, yaratıkların içinde hiç birine vermediğin nimetleri bize lutfettin.”
“Size bundan daha üstününü de ihsan edeyim mi?”
Böyle bir soruya muhatap olmak nasıl sevindirir Cennetlikleri. Merak ve heyecana boğar şüphesiz.
Bundan daha büyük bir nimet ne olabilir ki? Nitekim Cennetlikler, “Hangi nimet bundan üstün olabilir ki?” demekten kendilerini alamazlar. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, “Ben size rıdvanımı, hoşnutluğumu ihsan ediyorum. Bundan sonra size aslâ öfkelenmeyeceğim.”1
Bir insan için Allah’ın razı ve hoşnut olduğunu bildirmesi kadar daha üstün ne olabilir ki?
Dipnotlar: 1- Buharî, Rikak: 51; Müslim, Cennet: 9; Tirmizî, Cennet: 18.
11.11.2008
E-Posta:
[email protected]
|