"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un gözüyle bakmak

14 Ekim 2013, Pazartesi
Bediüzzaman Hazretleri, şuhur-u selâse ve muharremeden sonra, kendisinde ve yakınında bulunan Nur Talebelerinde bir yorgunluk ve şevkte bir fütur gördüğünü Kastamonu Lâhikası’nda yazıyor. Bu hâli, manevî havanın bozulmasına bağlıyor.

Maddî hava bozulunca fena tesir ettiği gibi, manevî hava, zararlı buharlarla zehirlenince aynı fena tesiri yapıyor. Şuhur-u selase ve muharremeden sonra, ahiret pazarı ve sergisi kapanıp, dünya pazarı ve meşheri açıldığından, herkes derecesine göre zarar görür. İşte bu manevî havanın zararından kurtulmanın çaresi olarak da, “Risale-i Nur’un gözüyle bakmak ve ne kadar müşkülat ziyadeleşse, kudsî vazife itibarı ile daha ziyade ciddiyet ve şevkle hareket etmektir” diyor Üstadımız.
Demek şartlar ne kadar ağır olursa olsun, ciddiyetle kudsî iman hizmetini aksatmamak gerekiyor. Daha bir şevkle hizmete sarılmak lâzım. Çünkü Risale-i Nur’dan öğreniyoruz ki, bu dünya darü’l-hizmet ve meşakkattır. Öyle ise şartların ağırlığı, zorluğu bizi fütura sevk etmemelidir. Azmimizi, ciddiyetimizi arttırmalıdır. Üstadımızın hayatına baktığımız zaman en ağır şartlarda en büyük hizmeti yaptığını görürüz. Yani hizmet için müsait zaman beklememiştir. Engellere takılmamış, Nur hizmetinin kerameti olarak, engeller inayet-i Rabbaniye tarafından bertaraf edilmiştir.
Yine mevzu ile alâkalı Kastamonu Lâhikası’nda: “Ben tahmin ediyorum ki, bütün kürre-i arzın bu yangınında ve fırtınalarında selâmet-i kalbini, istirahat-i ruhunu muhafaza eden ve kurtaran yalnız hakikî ehl-i iman ve ehl-i tevekkül ve rızadır. Bunların içinde de en ziyade kendini kurtaranlar, Risale-i Nur’un dairesine sadakatla girenlerdir.”

Peki neden en ziyade Risale-i Nur Talebeleri kendilerini bu yangın ve fırtınalardan kurtarabiliyor? Bunun sebebini, Üstadımız şöyle beyan ediyor: “Çünkü bunlar Risale-i Nur’dan aldıkları iman-ı tahkiki derslerinin NURUYLA ve GÖZÜYLE her şeyde [sınır koymuyor] Rahmet-i İlâhî’nin İZİNİ, ÖZÜNÜ, YÜZÜNÜ görüp her şeyde KEMAL-İ HİKMETİNİ, CEMAL-İ ADALETİNİ müşahede ettliklerinden, kemal-i teslimiyet ve rıza ile RUBUBİYET-İ İLÂHİYENİN İCRAATINDAN olan musîbetlere karşı kemal-i teslimiyetle, GÜLEREK karşılıyorlar, rıza göteriyorlar. Ve merhamet-i İlâhiyeden daha ileri şefkatlarini sürmüyorlar ki elem ve azap çeksinler.”
İşte Rabbanî icraat olan musîbetlere Nur’un gözüyle bakmak! Musîbetlere bu gözle bakınca, onlarda kemal-i hikmet ve cemal-i adalet müşahede edilir. Kemal-i hikmet ve cemal-i adalet görülünce de hadiseler gülerek karşılanır. Zahiren elim görülen yönleri de insana azap çektirmez. Çünkü kader ciheti güzel ve nuranidir. Bir de burada dikkat çekilen çok önemli bir hakikat var, o da şu: “Merhamet-i İlâhiyeden ileri şefkat sürmemek.” Sürülürse ne olur? Sahibini elim bir azap içinde bırakır. Evet burada nazara vermek istediğim en önemli husus; musîbet ve hadiselere “Risale-i Nur’un gözü” ile bakmak, görmek ve değerlendirmektir. İçtimâî meselelerle ilgili çok mektup vardır. Bunlar bizim için birer miyar, ölçü, pusula, dürbün, projektör ve haritadır. Bunlarla baksak kolay kolay yanılmayız. Çünkü bu nur gözü, hadiselerin her tarafını gören bir gözdür. Eğer küçücük kafa fenerimizle baksak, hadiselerin ancak bir iki yönünü görüp hükmederiz. Yanılma ihtimali yüksek! Yani yıldız böceği gibi olmayalım. Güneşin ışığına çıkalım… Eğer hadiselerin kader cephesini tek başımıza göremezsek; o zaman kollektif bir şuur ve akılla görmeye çalışmak lâzımdır.

Okunma Sayısı: 1711
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı