"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Küresel Dinsizlerin Tetikçisi Olarak: Benjamin Netanyahu…

Şükrü BULUT
20 Haziran 2025, Cuma
Okuyucularımız, Yeni Asya’nın, Filistin meselesini ve bilhassa Gazze faciasını, diğer dindarlardan veya cemaatlerden farklı değerlendirdiklerini bilirler.

Joe Biden zamanında yapılması planlanan ve gecikerek uygulamaya konulan İsrail’in İran saldırısının, Neoconların 11 Eylül ihtilâliyle tatbikata koymaya başladıkları BOP’u tahakkuk çerçevesinde yapıldığını, medyadan okuyoruz. Yalnız bu gerçeğin, yani BOP’un devam ediyor gibi oluşu gerçeğinin, hakikatin bütününü dünya kamuoylarına gösteremediğini de bu vesileyle belirtmiş olalım.

Doğru düşünceleri, doğru bilgiler besliyorlar. Bilgi/bilişim çağında, global bilgi/medya şirketlerinin Neoliberallerin kontrolünde olması, hakikatin canını çok incitiyor. Çok şey bildiğini iddia eden Google, Wikipedya ve diğer küresel yapay zekâ şirketlerinin doğruları kararttıkları bir zamanı yaşıyoruz. Meselâ Neoconların faaliyetlerini, Neoliberallerin küresel ağlarını ve icraatlarını ve bu iki dinsizlik hareketinin temelleriyle ilgili şahsiyetlerin hayatlarını ve projelerini bu arama motorlarına veya programlara sorduğunuzda, zavallıların bilemediklerine şahit oluyorsunuz. Burjuvazinin global kuvveti ise, millî devletlerin veya demokrasilerin ihtiyaç duydukları bilgiye ulaşmamızı engelliyor.

Bu tesbitten sonra… Samuel Hunhington ve Henry Kissinger gibi Neoconların başlattıkları küresel programları tamamlamakla vazifeli BOP’çuların, Joe Biden zamanında başlattıkları çatışmaları tekrar hatırlamakta fayda görüyoruz (Ukrayna Savaşı, Gazze Savaşı, Kısmen Sudan ve Somali gibi…). Kabinesinin yüzde yetmişi Yahudî ve diğerleri de Neoconlara yakın isimlerden oluşan bunamış Biden’ın, dünyamızı getirdiği yeri gördük. ABD’de hükümet değişikliği olmadığı takdirde; Sırbistan-Kosova, Mısır-Etiyopya, Hindistan-Pakistan ve belki de Türkiye’nin de içinde olacağı yeni bir Ortadoğu savaşı için Neoconların; söz konusu bölgelere kurduğu düzeneklerle dünyamızın daha fazla alevlerle kıyamet gideceğini, ABD’nin başkanı itiraf ediyor.

Netanyahu’nun mahiyetini bilmeyenler, haklı olarak Trump’ı niçin dinlemediğini merak ediyorlar. Müzakerelere başlarken konuştukları altmış günü, saldırı için bir aralık olarak kullanan Netanyahu’nun içinde bulunduğu çıkmazları ve sıkıntıları da bilmiyorlar. İç siyasette halkından büyük tepki ve dünyanın merkezlerinden ise nefret gören Netanyahu’nun, BOP’u icra konseyinde olduğunu, siyasî ömrünün savaşlara/çatışmalara bağlı olduğunu ve yanlış politikalarından dolayı milyonlara varan Yahudî ailelerinin İsrail’i terk etmekte olduğunu da bilmiyorlar. Yani acelesi var, eceline… Ülkesini ve halkını haris menfaatleri için canlı kalkan olarak kullanan Netanyahu’ya Neoconlar silâh desteği ve siber destek verirlerken, Neoliberaller de yanlış bilgilerle âdeta kandırdılar. İran halkının molla rejimine kıyama hazır olduğunu, Güney Azerbaycan’ın İran’dan kopmak için müdahale beklediğini, Kirmanşah’ta ve Kürtçe konuşulan yerlerdeki halkların bağımsızlık savaşı beklediklerini ajanlarıyla yıllardır konuşuyorlar.

Netanyahu’nun ülkesi İran’ın füzeleriyle yıkılmasaydı da, ölümden çok korkan Yahudîler İsrail’de kalmaya devam eder miydi? Zira elli bin masum Filistinlinin kanları, burada yaşayan Yahudîleri çoktan tutmuştu. Çifte pasaporta sahip dört bin Yahudî’nin Türkiye’ye geldiğini, yetkililerimiz söylüyorlar. Bunların çoğunun Gazze’deki masumların kanlarına bulaşanlar olduğunu, devletimiz elbette biliyor. Netanyahu Neocon muydu, yoksa onların tuzağına mı düştü bilemiyoruz. BOP’ta yetkili olması, onun Yahudî kimliğinden ziyade (siyaseten de olsa) dinsizlik kimliğini öne çıkarıyor. Şayet Neoconluğunda samimi ise, esas iğfal edilenlerin cahil fanatik Yahudîler olduklarını kabul etmeliyiz. Tıpkı Ukrayna’daki dinsiz Yahudî Zelensky ’nin Hıristiyan milliyetçi Ortodoksları kandırdığı gibi… Her iki yerdeki halklara da yazık oldu.

İran açısından da müsbet gelişmeler bizi bekliyor. Üç bin senelik tarihiyle övünen Farsların bu musibetten ders çıkaracaklarını ümit ediyoruz: Demokrasi, hürriyet ve sosyal devlet… Bediüzzaman’ın; buradaki Şia’nın hürriyetle Ehl-i Sünnet’e yaklaşacağı müjdesinin arifesindeyiz. İran karşıtı her cümlenin veya sözün; insaniyete, İslâmiyet’e, millî devlete ve fıtrata karşı söylenmiş olduğunu kabul ediyoruz. İran Şia’sı devrim ihracından vazgeçtiği gibi, düşmanlarının da bu ülkeye demokrasi ihracından vazgeçmeye mecbur kalacaklarını belirtmekle yetinelim.

Okunma Sayısı: 318
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı