"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul’u kazanıp Türkiye’yi kaybetmek

Ahmet BATTAL
20 Haziran 2025, Cuma
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı üst üste iki ve hatta üç defa Ekrem İmamoğlu’na kaptıran Erdoğan’ın bu yenilgiyi sineye çekmeyeceği ve CHS denilen ucube sayesinde tekelinde tuttuğu bütün devlet kuvvetleriyle işin üstüne gitmek isteyeceği açıktı.

Zira kendisinin de ezberi şuydu: “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder”.

Nitekim 2023’te Kemal Kılıçdaroğlu’na Türkiye’yi kaybetmekten, devletin bütün gücünü kendi lehine ve rakibinin aleyhine kullanmasına rağmen ancak %2’lik kıl payı farkla kurtuldu. 

Yeniden bir kayıp yaşamamak için İstanbul’u bir biçimde geri alması gerekiyordu. 

Biliyordu ki; aksi halde iktidarı gider ve hesap günü gelebilir. 

Biliyordu ki aksi halde AKP dağılır biter ve adalet tartışması başlayabilir. 

(Esasen bunlar her zaman mümkündür, ama ne kadar geciktirilirse o kadar iyidir. “Çıkmadık candan ümit kesilmez” denmiştir.) 

İşte bu sebeple, hazırlıklar yapıldı, düğmelere sırayla basıldı.

*** 

Birinci ayak mahallî idarelerin hizmet kapasitesine darbe vurmaktı. 

Merkezî hükümet bütçesinden gidecek paraları kesme kısmı zaten tek tıkla tamam. 

Kanunlarda yapılacak değişikliklerle mahallî idarelerin gücünü kısmak da kolay. Bir kısmı açıktan ve bir kısmı adeta çaktırmadan yapıldı ve yapılıyor. 

İç ses: “Yapılan kanunlar Anayasaya aykırıymış. Ne önemi var. AYM ‘iptal ettim’ deyinceye kadar biz Üsküdar’ı geçeriz!”  

İkinci ayak PR çalışmaları ile kamuoyunu mahallî idarelerin -yani aslında İstanbul’un- Erdoğan’ın elinde olması gerektiğine ikna etmek. 

Erdoğan’ın konuyla ilgili konuşma metinlerini hazırlayanlarca bu maksatla ciddi yığınak yapılıyor. Meselâ bir metin: 

“Belediye ve vatandaş arasından ciddi bir güven bunalımı oluşuyor. Milletin parası kimsenin şahsi PR arpalığı değildir, olamaz. Sorunlara neşter vurma vakti geldi. 86 milyonun tamamını ilgilendiren belediyeleri siyaset üstü olarak ele almak istiyoruz.”

Dostlar, “siyaset üstü siyaset”ten bahseden son cümle sizce ne manaya gelir?

Aklı başında herkes bilir ki bu cümle “üstünlerin siyaseti” manasındadır. 

Güçlü olan “güç bende artık” diye bağırınca kamuoyu “bir dakika, ne oluyor buna” der. Ama “gücüm siyaset üstüdür” diyen, kendisini ahlâkî sorgulamaların yapılamadığı mukaddes bir katmana çıkarmış olur. Bu laf da öyle…

Üçüncüsü de yargı operasyonları ayağı. Yürüyor, ama tökezleyerek yürüyor. Özgür Özel liderliğindeki bir kısım muhalefetin örgütlenme kapasitesi ve gençlerin apolitik uykudan uyanması yargıyı da kısmen yavaşlattı.

Bugün “ben halen de AKP’ye oy veririm” diyenlerin artık daha büyük çoğunluğu “başka rakip mi var, mecburum” diyerek oy vermeyi düşünür hale geldi.

Ama demokrasiye darbeler sürüyor.

***

Çare nedir?

Öncelikle şunu tekrar söyleyelim. Türkiye gibi ülkelerde mahallî idareler seçimleri ve siyaseti, neticeleri itibariyle ülke siyasetinden ve seçimlerinden bağımsız değildir, aksine onun bir aparatıdır. 

Demokratlar mahallî idarelerde zayıflamasaydı ülke idaresinde de zayıflamazdı. 

Siyasal İslâmcı gelenek 1994’ten itibaren mahallî idarelerde güçlenmeseydi ülke siyasetinde de güçlenemezdi. 

Ve asıl mesele Siyasal İslâmcı zihniyetin demokrasi ile başının hoş olmaması. 

Demokrasinin tohum evresi sayılan mahalle ve köy muhtarlıklarının ve demokrasinin fidanlıkları sayılan mahallî idarelerin demokrasiden uzaklaştırılması, bir nesil sonra, ülke demokrasisinin de can çekişmesine sebep oldu. 

İnsanlar da toplumlar da düştüğü yerden kalkar. 

Yeniden demokrasiyi ve yeniden demokratları bu sebeple istiyoruz. 

Demokratik devlet her şeyden önce müdaveledir. Rakibine yenildiğinde gitmekten korkmayan ve vakti geldiğinde halka yaslanıp güçlenip dönmeyi arzulayana demokrat derler. Bunlara değil. 

Okunma Sayısı: 2090
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    24.6.2025 08:23:36

    YENİASYA Gazetemizin haklarını gasp edenin,yazarlarımızın sarı basın kartlarını,gri pasaportlarını ancak mahkeme kararı ile aldığı şu müstebit ve katil sevici,terörist hamisi bir iktidarı savunan,din kardeşini katledenlere her türlü destek vereni bize yutturmaya çalışan aklı kıt,vicdanı yandaş ve havuz medyası ile sulanmışlara bu MİLLET KÜRSÜSÜ,HAKİKATIN GÜR SESİ YENİASYA yı iman dürübünü,hak ve hukuk,adalet ile değerlendirmesini beklemiyorum. Bir kere NE İSTEDİLERDE VERMEDİK,diyenin ne hak,ne hukuk,ne adalet ne de müslüman hassasiyeti olduğunu asla kabul etmeme.Zira ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz darb-ı meselince bakınca din tahripçisi,milleti fitne ve fesadıyla bölen,kamplaştıranlara karşı sesiz kalmamızı beklemeyin

  • Hüseyin İlhan

    22.6.2025 11:31:57

    YENİASYA Hakkı savunur.YENİASYA okuyucusu başta gazetesinin haklarını gasp eden,bir baş sağlığı için YENİASYA ailesinin mensubunu 58 gün haksızca hapse gönderen ve göndertenelri savunuyorsa onun YENİASYA gazetesi okuyucusu olması olsa dahi onun zalimin zulmüne destek vermekten kurtaramaz.CHP evet nedir.Amma CHP yi seçimlerle iktidara vatandaş getirmediği halde bugünkü siyasal islamcılar koalisyonla iktidara taşıdılar.74 Affı ile memleketi kan deryasına boğanlar bu iki hıyanet ve ifsad şebekeleridir.. Hele hele YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ namlı,BOP Eşbaşkanı olarak eli,vücudu masum kanlalrı ile banyo yapanı savunmak insanlığa ve islama asla yakışmaz.

  • Arda Yıldız

    20.6.2025 23:44:49

    Ne münasebet? Yeni Asya halk partisinin avukatı mıdır ki İmamoğlunu savunmaya soyunsun? Ben buna razı değilim. Kim razı ise kendisi savunsun gazetemizi alet etmesin.

  • Cem salih

    20.6.2025 21:27:39

    Abdullah yılmaz sen darbecilere siyasetçileri aynı mı görüyorsun ki" şimdiki demokrasi 28 Şubat döneminde yoktu "diye mukayese yapıyorsun? 28 şubatçı darbecileri de affeden, ibra eden şu andaki saray sakini değil mi?

  • Raşit örenel

    20.6.2025 14:41:03

    Demokratik sistem içinde işleyen partiler sindirilmeye, muhtemel rakip olmaktan çıkarılmaya çalışılıyor. Mesele o partinin tam bizim istediğimiz gibi olup olmaması değil. Demokrasinin sınırları içinde kaldığı sürece siyaset yapmaya hakkı olmasıdır. Vatan Partisi ve TKP için dahi bu geçerlidir. Demokraside cezayı seçmen keser. Eğer her canımızı sıkan partinin sindirilmesine alkış tutarsak, demokratik zemini tamamen kaybetme tehlikesi ortaya çıkar. Ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanı tutuklanıyor, yetmiyor bir de avukatı tutuklanıyor. Gazetemiz bu konuya temel demokratik değerler açısından yaklaşmalı. Gereken yayını yapmalıdır.

  • A. Yılmaz

    20.6.2025 13:40:42

    Bugün Ali Babacan, CHP ile yanyana durduğumuz için kaybettik demiş. Doğru söylemiş. Hangi sağ parti CHP ile yanyana gelirse kaybeder. CHPnin ne olduğunu sağcının ataisti bile bilmektedir. O yüzden CHP den bir umut beklemeyin. Yazık olur. Şu cemaatimizin tesanüdüne yazık olur. Taban CHP ile yanyana görünmek istemiyor. Fetö ile görünmek istemediği gibi.

  • A. Yılmaz

    20.6.2025 13:37:02

    Hem madem demokrasiye bu kadar önem veriyorsanız kendi parti kurultayında rüşvet ile genel başkan değiştirenler nasıl demokrat olabilir? Akıl izan kabul ediyor mu ?

  • A. Yılmaz

    20.6.2025 13:35:52

    Ekrem İmamoğlunun Tayyip Erdoğan dan ne farkı var? İkisi de karadenizli. İkisi de otoriter. Ekrem İmamoğlu hakkındaki iddiaları kendi partilileri dillendiriyor zaten. Yanlış anlamayın da hükumetin yaptığında yanlış olan işlerin muhalefet yaptığı zaman görmezden gelmek etik ve ahlaki değildir. Tayyip Erdoğan da belediye başkanlığından ihraç edildi. Siyasi yasak aldı. O zamanlar demokrasi varmış da şimdi yokmuş gibi bir algı kesinlikle yanlış. Bugün 28 şubat döneminden daha fazla özgürlük var.

  • Hüseyin İlhan

    20.6.2025 09:45:27

    Allah razı olsun hocam.Demokrasinin temel taşlarından başta muhtarlıklar gelir.Muhtarları temsil ve icrada bypas edenelr ,rüşvetleri ile teskin ettiler.Mesela yurtdışı gezilerle tatmin edilen muhtarın millet nazarında değeri kıyım kıyım kıyıldı. Yine dün 'devlet içinde devlet olmaz ,diyerek vatandaşın ihtiyacı karşılansın diye belediyelere bağış yapılan paraları gasp eden iktidar.Aynı iktidar şimdi neden çiftçi,işçi,emekli,esnafa yardım eden belediyelere mani olmuyor. Durun bu ezayı biz çektirdik biz düzeltiriz diyeceği yerde belediyelerin hakkı olan milyarları hala gaps eden AKPMHP koalisyonu değil mi. İktidar siyonist katillere destek olurken nedense milletin seçtiği beleidyelere NAZİ-KOMMÜNİST zulmü yapar.Çünküüüü siyonist kuklaları ve hamileri de ondan.

  • Hasan

    20.6.2025 08:45:40

    İyi hoş da o kadar rüşveti AKP mi verdi? Hırsızlara, arsızlara birkaç lafınız yok mu?

  • Halil İbrahim Karahan

    20.6.2025 01:02:18

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun.....

  • S. Pelin Kurukahveci

    20.6.2025 00:37:06

    Evet elbette demokratlar iktidara gelmelidir. Ancak CHP demokrat değildir. Kemalistlerden demokrat olmayacağı 100 senedir anlaşılmış olmalıdır. Demokratlar iktidara gelmelidir derken üçüncü bir yolu kastediyor olduğunuzu daha önce ifade etmiştiniz. Bu ülkede CHP iktidara kesinlikle gelmemelidir. Bir demokrat için İslamcılara rağmen dahi CHP iktidarın alternatifi olamaz. Üçüncü yol, demokrat misyonun ayağa kalkacağı ve kemalistlere karşı sağ cenahı iktidarda tutacak bir yoldur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı