"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ahirete Bir Büyük Adam göçtü

04 Temmuz 2019, Perşembe
“Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?”

“Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.”

“Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?” “Hayır.”

“Büyük adam, çok yüksek makam ve rütbelere çıkmış olan adam mıdır?” “Hayır”.

“Ve nihayet büyük adam; herkes tarafından büyük tanınan, büyük sanılan, büyük gösterilen veya büyüktür diye ilân edilen adam mıdır?” “Hayır.”

Ya öyle ise, kimdir büyük adam?

Büyük adam, dâvâsı büyük olan adamdır. Büyük adam, himmeti büyük olan adamdır. Büyük adam, hedefi büyük olan adamdır. Büyük adam, dünyaya, menfaate, şöhrete, mala, paraya, makama ve nefsine esir olmayan adamdır. Büyük adam, meşrû lezzetleri dahi dâvâsı uğruna terk eden adamdır.

Ve nihayet büyük adam, bütün küçüklüklerden sıyrılmasını bilmiş ve bütün büyüklükleri şahsında cem etmiş adamdır. 

Ahirete göçtüğünden bahsettiğimiz o büyük zât, o büyük adam, yukarıda saydığımız bütün vasıfların ve sahip olduklarının pek çoğunu ise sayamadığımız büyüklüklerin sahibi, Mehmed Zübeyir Gündüzalp’tir.

Evet, Mehmed Zübeyir Gündüzalp, Risale-i Nur’la karşılaşıp, onu okuyunca aklıyla, kalbiyle, ruhuyla ve sair bütün lâtifeleriyle o nurun pervanesi olmuş ve en büyük dâvânın iman dersleri ile yapılabileceğini idrak etmiş ve bütün zerratı ile massettiği Risale-i Nur’un müellif-i muhteremi Bediüzzaman’ın yanında yer almıştır. 

Her şeyini feda ve terk eden bir İslâm fedaisi olarak zindanlar, tehditler, tazyikler, tecavüzler karşısında zerrece irkilmeden, onunla beraber zindanlar içinden, demir parmaklıklar arkasından, darağaçlarının altından, süngüler arasından dimdik yürüyerek geçmişlerdir.

Allah onu garîk-i rahmet eylesin; nur içinde yatsın; Cennetü’l-Firdevsine kabul buyursun, Peygamber-i Zîşânın (asm) ve Büyük Üstadını mes’ûd eylesin ve himmetini bu âciz ve günahkâr kardeşlerinin üzerinden eksik eylemesin. Âmin...

Bekir Berk

***

Dâvâ Adamının Notları...

Aziz Muhterem Kardeşim...

Mademki İslâm’ın her derdine razı olduğunu bildiriyorsun, bu müjdenle bize aşk ve şevk veriyorsun, o halde iyi dinle:

Vazifen: Dikenler arasında güller toplayacaksın. Ayağın çıplaktır, batacak. Elin açıktır, ısıracak. Buna sevineceksin!

Firavunlar kucağında büyüyen çocuk Mûsâları safına alacaksın. Aldığın için dövecekler. Konuştuğun için zindana koyacaklar; sevineceksin!

Çöllere sürülürsen, kanınla ağaç yetiştireceksin. Kutuplara sürülürsen, vücut ısınla sebze yetiştireceksin. Yeşilliği sevmeyenler olacak. Yakacaklar, yıkacaklar. Sen bunu sabırla seyredeceksin!

Karanlık zindanlara atarlarsa, ışık; paslı vicdanları görürsen, ümit; imansız kalplere rastlarsan, Nur vereceksin. Sen verdiğin için, suç; sen getirdiğin için, ceza; sen konuştuğun için, mahkûm olacaksın. Ve buna şükredeceksin!

Anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur’an’a sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kâğıt, kanını mürekkep edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse, Mecnun olup çöllere düşeceksin. Leylâ arar gibi Nur arayanları bulacaksın. Bulamazsan üzülmeyeceksin!  

Kaleler, fedailer ister

Makamlar, servetler verirlerse, nefsini unutacaksın...

Yalan, iftira, çamur fırtınasına tutulursan, hissiyatını terk edeceksin... Önünde demirden set yaparlarsa, dişinle deleceksin. Dağları toptan oymak gerekirse, iğne ile oyacaksın. Unutma, nerede olursan ol, küfrün ve cehlin ta temelini çürüteceksin!

Bir gün, Kur’ân etrafındaki surların yıkıldığını görürsen; hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin. Etrafına ilimden, irfandan, faziletten, ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedaî olacaksın.

Bu mektubu okuyunca, Mesnevî’yi okuyan Yunus Emre gibi “Uzun olmuş” diyeceksin. Onun gibi ben olsa idim:

“Ete, kemiğe bürünürdüm, Yunus diye görünürdüm” derdim dediği gibi, sen de ne lüzum vardı uzun uzun saymaya... Kısaca “Kur’ân talebesi olacaksın!” deseydin yeterdi, diyeceksin. Haklısın. Zira İslâm yoluna giren bilir ki, bu yol kıldan ince, kılıçtan keskindir. Her kişinin değil, er kişinin yoludur.

Seni bütün ruhu canımla kucaklar, gözlerinden öper, duâlarına mukabele eder, Allah’ın rızası dairesinde buluşmak üzere mektubuma son verirken, dalâlete düşen din kardeşlerimin, kısa bir zamanda sizin gibi hidayete ermelerini Cenâb-ı Vâcibü’l-Vücûd olan Hazret-i Allah’tan niyaz eylerim. Âmin.

Zübeyir Gündüzalp

***

İstikâmet

• Sabır, insana önce zehir gibi olur, fakat fıtrata yerleşince bal olur.

• En kötü iradesizlik, işbirliği hâlinde çalışanların birbirlerini sabit fikirlilikle itham edip; kendinin sabit fikrinden habersiz olmasıdır.

• Kudsî uhuvvetin tesisi için çokluğa lüzum yoktur. Üç-beş kişi kâfidir.

• İnsandaki kuvve-i gadabiye, kuvve-i şeheviye ve kuvve-i akliyenin hepsinin istikametli olmasıyla ancak insan sırat-ı müstakimde bulunabilir. Bir tanesinin ifrat veya tefriti, istikameti bozar; maazallah, insanı dalâlete atar.

• Nifakın cinayeti, İslâm üzerine pek büyüktür. Âlem-i İslâmî zelzeleye maruz bırakan, nifaktır. Bunun içindir ki, Kur’ân-ı Azimüşşan ehl-i nifaka fazlaca tahşidât ve takbihâtta bulunmuştur.

Zübeyir Gündüzalp

***

Tevazu ile muamele et

• Ölürse; iman ahlâkıyla, Allah’a ibadet ve takvasıyla, din kardeşlerine olan şefkat, hürmet ve sevgisiyle yer beğensin. Kalırsa el beğensin.

• Allah’ın rızasını kazanmak, aziz ve muhterem olmak istersen, din hizmetinde devamlı muvaffak olmanın sırrını ara; hizmet arkadaşlarının hürmete şayan olduklarını bil ve hürmet et.

• Dâvâ arkadaşlarınla ve ehl-i imanla bir iş göreceğin zaman tatlılıkla, mülâyemetle, mahviyet ve tevazu ile muamele et. Bu güzel ahlâklara riayetle hâsıl olacak bir hizmette, sertlik, şiddet, hiddet, inatçılık göstermek manasız, hatta ahmaklık olur.

• İslâm dini, hamiyet hissinin kaynağıdır. Her Müslüman, iman ve İslâmiyet’i, nâmus ve haysiyetini hizbü’l-Kur’ân müntesiblerini, birbirlerini; dinsizlere karşı korumak, müdafaa etmek ve ihtimam göstermekle mükelleftir.

Zübeyir Gündüzalp

***

İdealist genç!

• Bu asrın idealist genci; dünyevî ve içtimaî bir cereyanın kuvvetinden ziyade, imanî ve İslâmî bir kuvvet arıyor ve buna müştaktır. İşte samimî ve ciddî bir tahkikten sonra, bugünkü gençliğin ekseriyeti bu emsalsiz kuvvetin Risale-i Nur’da var olduğu kanaatine varmakta ve dört elle Risale-i Nur’a sarılmaktadır.

• Allah’ı bilmenin, dinimizi öğrenmenin, milletimizi sevmenin, gerçek milliyetimize sarılmanın yolu; Risale-i Nur yoludur.

• Ne zaman ki iman zaafiyetine düştük, o zamandan itibaren gerilemeye başladık. Bu bedihi bir vakıadır. Bunun için şimdi biz, bütün kuvvet ve kudretimizle iman hakikatlerini tahsil edip; hem şahsımızın, hem milletimizin imanını inkişaf ettirmekle kendimizi mükellef bilmeliyiz. 

• Allah’tan başka bir istinadgâhımız yoktur. Ne yapacaksak Allah’a dayanarak biz yapacağız. Bedeli ne olursa olsun dinimizi yaşatacağız. Risale-i Nur’la dinimize hizmet edeceğiz. Risale-i Nur’u okuyarak ve yayarak, dinimizin izzet ve şerefini muhafaza edeceğiz. Böylece İslâmiyetin terakkisine, bu can bu kafesten çıkıncaya kadar çalışacağız.

Zübeyir Gündüzalp

***

Dikkat dehâyı verir

• Bir insan meş’ûr (şuurlu) ve sebatkâr bir şekilde çalışmasını ve nizamlı yaşamasını bilmezse, kabiliyetlerini inkişaf ettiremez.

• Kişi, çalışmak, sadâkat ve sebat etmek suretiyle kendisini yetiştirmek iradesine sâhip değilse, kabiliyetlerini geliştirmekte muvaffak olamaz.

• Bir mücâdelede mağlûp düşmek, bir ahd ve gayrette muvaffakiyetsizliğe uğramak, mücâhede ve gayretin icaplarındandır. Gayeye erişmek ve yükselmek isteyenlerin “beklemeye mecbur oldukları” faydalı bir imtihandır.

• Düşünmek demek, meselenin neden ibaret olduğunu tesbit ettikten sonra lâzım gelen tedbirleri sükûnetle almak demektir.

• Nefsini kusurlarla âlûde bil. O zaman yüz kusuru yirmiye indirebilirsin. Birisi bir şey yapsa ve o sana yıkılsa, “Benim kusurumun cezasıdır.” de.

• Dehâ dikkati değil, dikkat dehâyı verir.

Zübeyir Gündüzalp

***

Sen farklısın dostum!

Sen farklısın dostum! Allah sana başkalarının dertleriyle dertlenme fazileti vermiş. Senin beynin enbiyalar, evliyalar, salihler, sıddıklar ve mücahidlerin mefkûresiyle doldurulmuş. O nurânî zincire bir küçük halka olmak, o ulvî kervanın peşinden koşmak, o mukaddes ayaklarına toz olmak istediğimiz dâvâ ehlinin, bir küçük ferdi olmak arzusu vermiş; ne diye küçük düşünüp, hislerini dünya için heba edeceksin?

Sen, farklısın dostum çok farklı! Ömründe seni bir kere dahi düşünmeyen, sana zerre kadar menfaati dokunmayan kişinin, imanını kurtarmak için çırpınıyorsun, onun için çalışıyor, programlar yapıyor, diller döküyorsun. Neylersin ki elinde değil, başkasını düşünmeden edemiyorsun. “Boş versene!” diyemiyorsun. “Aldırma da geç git” diyenlere kulak asmıyorsun, “Milleti sen mi kurtaracaksın?” diyenlere “Evet, ben kurtaracağım! Var mı bir diyeceğiniz?” diye haykırıyorsun.

Zübeyir Gündüzalp

***

Hizmete devam

Sana bazen ağlamak yasaktır. Kan kussan kızılcık şerbeti içmiş gibi duracaksın. Sana bakıp şevk alanları üzmemek için gözyaşlarını içine gömüp, bağrına taş basacaksın.

Sana, bazen gülmek yasaktır. Herkes şen şakrak iken sende derin bir tefekkür hali, bir ağırbaşlılık, bir vakar görülür. Belki tebessümünle iktifa edersin; çünkü sen zerre kadar zamanda kaybolmaz, asırlar ötesini düşünürsün.

Gün olur, bir ulu hizmetin peşinde yalnız koşturur, türlü fedakârlıklara katlanırsın. Belki umduğunu bulamaz, belki destek beklediklerini ilgisiz görürsün.

Nice zamanlar, doğru bildiğin yolda yalnız yürümeye mecbur kalırsın. Sakın sakın, sana el uzatmayan zavallılar grubunun sahte saadetlerine imrenme.

Onlara kızma, adavet etme. Sadece acı...

Zübeyir Gündüzalp

***

Sen öyle bir duygu girdabındasın ki, kurtulamazsın. Sen, gülmek ağlamak, sevmek sevilmek, konuşmak susmak gibi zıtların belki de vefasızlıkların, kadirşinassızlıkların sahillerine uğrayan helezonik bir güzergâhın yalnız yolcususun.

Senin yolunda, yalnız dikenler ve çakıllar değil, pusu kurmuş çakallar da var. Senin yolunda, maddî ve mânevî menfaatlerden öte, bir ulu gaye için, çırpınmak var.

Neylersin, sen buna gönüllü talip olmuşsun! Sen kâinatı kucaklayan bir ulu ideale baş koyacak fıtratta doğmuşsun. Küçük hülyalarla nasıl avunursun?

Sen, her şeyin sahibine gönül vermişsin, bir şeyde nasıl boğulursun? Sen, kendini başkasıyla mukayese edemezsin; çünkü sen farklısın!

Zübeyir Gündüzalp

***

Gülmek sana yasak dostum

Sana daha önce “Ağlama ne olur, gül artık. Gülmek senin hakkındır” demiştim. Şimdi ise “Gülmek sana yasak” diyorum.

Sanma ki bu bir çelişki, sanma ki bunlar birbirine mani. Aksine bunlar birbiriyle iç içe..

Gülmek, üzerine yüklenen ebedi dâvânın ardından gafleti anlatıyorsa, o sana yasak! Eğer ebedi davanın bayrağını bir adım ileriye götürme nimetine nail olmanın şükür ve sürurunu temsil ediyorsa elbet, gülmek hakkındır.

Ağlamak, bedbinliğe ve şevksizliğe alem olmuşsa, ağlama! Yazıktır gözyaşlarına, eğer iman bayrağını ötelere götürmenin ıztırabı, gayrın dertlerini düşünmek faziletinin ifadesi ise ağla, hem de sel gibi gözyaşı dök! O yaşlar bir gün rahmet bulutu olup, seni gölgeler, hatta yağmur olup abı hayat sunar. 

Zübeyir Gündüzalp

***

Muhtelif Tarifler...

Okumak: Okurken iş hatırına gelirse “Sonra yaparsın, vakit kaçmıyor” demek. Uyku gelirse “Bu bahsi bitir, öyle uyursun” demek, nefsi ikna etmek...

Üstada Mutlak İnkiyad-Sadâkat: Z. Ağabey, “Bir taş gibi Üstadımız oraya vurur, oraya. Buraya vurur, buraya. Şuraya vurur, şuraya gideriz.” diye Urfa Emniyeti’ne cevap veriyor. “Üstadımız bir şey demeden hareket etmeyiz, hizmetkârız” diyor.

• Sabah ve ikindi yarım saat hava almak, zihni açar. Üstad ikindi zamanı da çıkardı.

• Bir zamanlar ben hizmette, 15-16 saat mesaiye kanaat etmiyordum...

• Asabiyet halinde his hâkimdir...

Üstada Mutlak İnkiyad-Sadâkat: 

Z. Ağabey, “Bir taş gibi Üstadımız oraya vurur, oraya. Buraya vurur, buraya. Şuraya vurur, şuraya gideriz.” diye Urfa Emniyeti’ne cevap veriyor. “Üstadımız bir şey demeden hareket etmeyiz, hizmetkârız” diyor.

• Sabah ve ikindi yarım saat hava almak, zihni açar. Üstad ikindi zamanı da çıkardı.

• Bir zamanlar ben hizmette, 15-16 saat mesaiye kanaat etmiyordum...

• Asabiyet halinde his hakimdir...

Meşveretin Şartı: Uykusuzluk asabiyet verir; akıl, fikir yerine his konuşur. “Saat 24.00’dan sonra; istişare yapmayın, müdavele-i efkâra girişmeyin, Risale-i Nur’dan bir bahis dahi sormayın” diye ağabeylere söylendi...                                 

Zübeyir Gündüzalp

***

Zübeyir Gündüzalp'ten...

• Konuşmanın temel hammaddesi, okumaktır.

• Tarih insanın idrakini, edebiyat nükte ve mizacını, matematik dikkatini, dinî eserler fikir ve ruh derinliğini arttırır.

• Az değiliz. Az olduğumuza üzülmeyeceğiz. Çünkü kâinat, kuruldu kurulalı bu böyledir. Cemâdat fazla, nebatat az... Nebatat fazla, hayvanat az... Hayvanat fazla, insanlar az... Kâfirler fazla, müslimler az... Âmiller fazla, veliler az... Asfiyalar fazla, enbiyalar az...

• Anlamak iki çeşittir:

1. İbareyi anlamak,

2. Hakikatini anlamak.

• Uhuvvet Risalesi’ni okuduğu halde münakaşa eden, tartışan adam ibâreyi anlamıştır, hakikatini anlamamıştır. Çünkü hakikatini anlayan insan kardeşiyle çatışmaz.           

***

Dikkat ve hafıza

Dâvâ Adamının Notları...

• Anlatılan hakikatin, muhatabın kalbine yerleşmesinin, sebeb-i manevî ve sebeb-i zahirî olmak üzere, iki sebebi vardır.

Sebeb-i manevî şöyledir:

1. İhlâs: İvazsız, sırf rıza-i İlâhî için konuşmak.

2. Fena: Hakikatte fâni olmak. “Nefsini ıslâh edemeyen, başkasını ıslâh edemez.” Önce nefsini tezkiye et ki; tezkiyeye vesile olasın. Önce nefsini öldür ki, nefisleri öldüresin. Anlattın anlattın tesir etmedi, diyeceksin ki “İhlâssız anlatmışım, manen kirliyim.”

3. Salâhat: Takva sahibi oldukça, sözün müessiriyeti artar. Fakat takva azaldıkça lâfızlar kalbden çıkmaz, ıslatsa ıslatsa dili ıslatır, kalbden gelmez. Onun için manevî hayatın, temiz ve tâhir olması şarttır.

***

Dâvâ Adamının Notları...

Sebeb-i zahirinin bazı şartları vardır,

1. Fizikî yapı: Tebliğin, sureten müessirine tesir eden faktörlerden birisi, yüzün temizliğidir. (saç sakal birbirine karışmış olmama).

2. Libas: Giyiniştir. “Bir insan bir muhitte giyinişiyle karşılanır, fikirleriyle ağırlanır.” Üstadımız onun için “Kravat takın.” demiş.

3. Yaş.

4. Şahsiyet.

5. Fizikî bakım: Dinç ve sağlıklı görünüş.

6. Lisan hâkimiyeti. Müdellel konuşmak, terkip kabiliyeti, cümle kurma, mantıkî, ilmî, beliğ-fasih konuşmak. Bunun için ilim şarttır.

Zübeyir Gündüzalp

***

• Lillâh için muhabbetin karşılığı sonsuzdur, saymakla bitmez.

• Her Nur Talebesi: Takvası, şefaati ve duâsı ile manen yağmur gibi olmalıdır. Rahmetin yağdığı topraklar Cennete döner. Nur Talebesinin vazifesi; yağmur gibi gittiği yere ihlâs, muhabbet ve hakikat götürmek, etrafı aydınlatmaktır.

• Nur Talebeleri herkesin dostudur. Çünkü Risâle-i Nur dersleriyle Allah’ı öğrenmeye ve öğretmeye çalışıyorlar. Allah da onları seviyor. O muhabbet sâyesinde dünya ayakta. Çünkü muhabbet kâinatın sebeb-i vücudu, râbıtası, nuru ve hayatıdır. Allah’ın dünyada sevdikleri kaldığı müddetçe, kıyamet kopmayacak.

Zübeyir Gündüzalp

***

Dâvâ Adamının Notları...

Risâle-i Nur’da merhaleler vardır. Bunlar:

1. Şevk devresi: Ruhun hakikatleri kavrama ve kapsamasıyla olur.

2. Muhabbet devresi: Risâle-i Nur kalbde mekân tutar. Bu devrede tehlike yoktur. Evinde tavuk pişer, fakat o medresede çorbaya koşar. Evinde kuş tüyü yatak vardır, o dershanenin kırpıntı yatağına gelir.

3. Sebat devresi: Tehlikeli olan devredir. Ülfet ile sebatın kırıldığı görülür. Enaniyet ve süflî arzular çok olur. Bu devre sebatı güçlendirmek gerekir. Gaye en az zayiatla bu dönemi atlatmaktır. İrtibat azalır, içtimâî meseleler aklını kurcalar.

Sebat: Günahlardan çekinmek ve Risâle-i Nur’un kutsiyetine inançla, Nurlar’la meşguliyetle, derslere devamla olur.

4. Sadâkat devri: En son merhaledir. Arabistan’dan Kutb-u âzam da dâvet etse, hürmet eder, fakat Risâle-i Nur’a koşar.

5. Sıddıkiyet makamı: Niyet ve nazar ile olur.

***

Dâvâ Adamının Notları

Bir Nur Talebesini makam-ı sıddıkiyete götüren iki yol vardır:

1. Sadâkat

2. Fedakârlık,

İhlâs; kelimelerin ruh-u manevisidir. İhlâs olmadığı zaman kelimeler eğitim mermisi gibi, hedefi bulsa da tesir etmez. İhlâs olmayınca attığın fikir mermileri hedefi bulamıyor, tesirsiz kalıyor.

Bir Nur Talebesinin manevî dengesi onun samimî ve hâlis hizmetidir. Ne nispette hizmet edersek o nispette dengedeyiz demektir.

Allah bizi dâvâyı Kur’âniyede büyütsün, yürütsün, çürütsün. Âmin.

Dikkat ve hafıza...

• Merhum ve Muazzez Üstâdımızın Ceylân Ağabeye Üç Tavsiyesi Var. Merhûm Ceylân Ağabey’in Bu Tavsiyelerden Aldığı Derslerin Beyanı:

1. İktisada tam riayet et.

2. Nazar-ı dikkati kendine celbetme. Hevesâtına uyma.

3. Herkese açılma.

• Avam-ı nâs’ın imanını kurtarma vazifesini şefkatkârane yükleneceğiz. Risale-i Nur’la ilgili her şeye sâhip çıkacağız. “Bu dâvâ benim, Sözleri ben yazdım.” anlayışına sâhip olacağız.

• “Risâle-i Nur vazife-i fıtratım. Risâle-i Nur gaye-i hilkatim. Risâle-i Nur sebeb-i saadetim.” deyip; Hizmet-i Nuriyeyi hayatımızın birinci vazifesi bileceğiz.

***

Dâvâ Adamının Notları...

• Ezberleme ya aynen, ya mealen olur. Aynen ezberlemeyi itiyat etmemeli. Bir şeyin hülâsasını bellemek itiyadını kazanmalı.

• Zihnen çalışan insanlar, yalnız arzu ettikleri şeyleri hatırda tutmaya muvaffak olurlar.

• Biz dikkatimize -mevzumuzu tekrarlamak suretiyle- büyük mikyasta hâkim olabiliriz.

Zübeyir Gündüzalp

***

Dâvâ Adamının Notları... Başarıya götüren prensipler...

• Sarf edilen gayret, fikirde birçok bağların vücuda gelmesine sebep olur.

• Hafızada fasılalı tekrar, fasılasız tekrardan daha faydalıdır. Çünkü zihin, fâsılalar esnasında şuursuz bir surette o mevzu hakkında faaliyette bulunur.

İyi bir hafızanın bazı vasıfları şunlardır:

* Kolaylık ve çabukluk, yani az zamanda ve fazla zahmet çekmeksizin bir mevzuyu anlama kabiliyeti.

* Sağlamlık, yani uzun zaman değişmemesi.

* Kavrayış, yani hafızanın mümkün olduğu kadar fazla şeyleri muhafaza etme kabiliyeti.

Zübeyir Gündüzalp

***

Dâvâ Adamının Notları...

• Bir şeyi unuttuğumuzda Üstad; “Ben tabiatperestliği inkâr ettiğim gibi, unutmayı da inkâr ediyorum. Unutma yoktur. Himmetsizsiniz” derdi.

• Hâfızanın, tecrübe ile âdeta ihtisas peyda ettiği görülmektedir. Hâfıza, zekânın en büyük sermayesidir.

• Tatbik edilmeyen tecrübeler, malûmat yığınından başka bir şey değildir.

• İntiba ne kadar şiddetli olursa, hâfıza o kadar kuvvetli olur. Meselâ; heyecanla öğrendiklerimizi unutamayız.

• Hıfz, dikkat ve alâkanın gücü derecesinde kuvvetli olur.

• Çok defa kolayca öğrenilen şeyler çabuk unutulur.

Zübeyir Gündüzalp

***

Dâvâ Adamının Notları...

Konuşmada Dikkat Edilecek Hususlar:

• Düşman meçhul olduğu zaman daha zararlı olur. Kandırıcı olursa daha habis olur. Aldatıcı olursa fesadı daha şedit olur. Dâhilî olursa zararı daha azîm olur. Çünkü dâhilî düşman, kuvveti dağıtır, cesareti azaltır. Haricî düşman ise, bilâkis asabiyeti, millî duyguları şiddetlendirir, salâbeti arttırır.

• Nifakın cinayeti, İslâm üzerine pek büyüktür. Âlem-i İslâmî zelzeleye maruz bırakan, nifaktır. Bunun içindir ki, Kur’an-ı Azimüşşan ehl-i nifaka fazlaca tahşidât ve takbihâtta bulunmuştur.

• Başkasının sözünden ziyade, içinde beraber çalıştığımız, yakinen tanıdığımız arkadaşlarımızın sözünü dinlemeliyiz.

• Sabır, insana önce zehir gibi olur, fakat fıtrata yerleşince bal olur.

• Kudsî uhuvvetin tesisi için çokluğa lüzum yoktur. Üç-beş kişi kâfidir.

Zübeyir Gündüzalp

***

Önceki içerikler...

Dâvâ Adamının Notları...

Konuşmada Dikkat Edilecek Hususlar:

• İnsandaki kuvve-i gadabiye, kuvve-i şeheviye ve kuvve-i akliyenin hepsinin istikametli olmasıyla ancak insan sırat-ı müstakimde bulunabilir. Bir tanesinin ifrat veya tefriti, istikameti bozar. Maazallah, insanı dalâlete atar.

• Hizmet-i Nûriyenin esîri olan, esaret zincirinden kurtulmak istemeyen bir esirdir.

• Hastalıklara su-i ihtiyarımız sebep olursa, mes’ul oluruz. Değilse kader-i İlâhî der, sabrederiz.

• Aman sıhhatinize dikkat ediniz. Yoksa hizmet kısa olur.

• Namazın hakkını vermek için 9. ve 21. sözü sık sık tekrarlayınız.

• Günlük evrada, azamî ihtimam göstermek gerekir.

• Evrat hizmetin zevk ve tesirini çoğaltır.

Zübeyir Gündüzalp

***

Dâvâ Adamının Notları...

Konuşmada Dikkat Edilecek Hususlar:

• Bu hizmette “Birisi bana tahakküm ediyor” diyen, kendisi mütehakkim kimsedir. Tahakküm etmek ister.

• Hilm ve teenni ile davranmak, kıyassız derecede sertlikten daha fazla lâzımdır.

• Tehevvür eden, daima haksız görülür ve görünür.

• Hiddet eken, nefret biçer.

• Arşa değmek istidadında olanların ayakları altına omuzlarımızı koyarız.

• En kötü iradesizlik, işbirliği hâlinde çalışanların birbirlerini sabit fikirlilikle itham edip; kendinin sabit fikrinden habersiz olmasıdır.

• Cemaat ruhundan istifade edilmelidir.

Zübeyir Gündüzalp

***

Konuşmada dikkat edilecek hususlar...

• Sağırların en beteri, kusurunu işitmek istemeyen insandır.

• Dünyada mağrur olan, din yolunda gidemez.

• Büyüklüğüne kapılan kimse kibirlenir. Bilmez ki, büyüklük; hilm ve yumuşaklıktır.

• En büyük nisyan, bir insanın kendisini kusursuz bilmesi, mesai arkadaşlarını kusurlu bilmesidir. Kendini beğenmek gururdan, kibirden, kıskançlıktan ileri gelir.

• Büyük bir mevki ve makam sahibi olduğun zaman, akıllı isen, düşkün kimselere gülme. Çünkü nice makam sahibi kimsenin düştüğü, düşkünün onun yerine geçtiği görülmüştür.

• Allah’a kul olan insanda benlik olmaz.

Zübeyir Gündüzalp

***

• Konuşmalarda en küçük bir alaylı kelime dahi kullanmaktan sakınınız.

• İstihza, alay edilende kapanmaz bir yara açar.

• Kalpler kırılınca ruhta kin ve adavet başlar.

• Şakacı olmayınız. Zira şaka muhabbetin sonu, adavetin başlangıcıdır.

• Şekva etmek, arkadan çekiştirmek iradesiz kişilerin işidir.

• Tenkit, bir zehr-i katildir.

• Ciddiyeti esas tut.

• Gülmemek ciddiyetin başıdır. Şaka muhabbetin kezzabıdır.

***

Tıklayınız:

Dâvâ Adamının Notları

Başarıya götüren prensipler...

Dâvâ Adamının Notları

Zübeyir Gündüzalp'ten başarıya götüren altın prensipler...

Başarıya götüren prensipler - 1

***

Konuyla benzer içerikler:

Zübeyir Gündüzalp ilgili benzer içerikler:

Zübeyir Gündüzalp ve “Ford”un serveti!

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/cetin-acar/zubeyir-gunduzalp-ve-ford-un-serveti_431950

Örnek dâvâ adamı: Zübeyir Gündüzalp

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/alper-ozcan/ornek-dava-adami-zubeyir-gunduzalp_430001

Zübeyir Gündüzalp'ten dikkat çeken 'Mutlak Vekil' değerlendirmesi

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/zubeyir-gunduzalp-ten-dikkat-ceken-mutlak-vekil-degerlendirmesi_428492

Zübeyir sisteminde

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/abdulbaki-cimic/zubeyir-sisteminde_427985

Bir dâvâ adamı portresi: Zübeyir Gündüzalp

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/hasan-bulut/bir-dava-adami-portresi-zubeyir-gunduzalp_391882

Risale-i Nur’dan doğru İslâmiyet dersini alan bir genç

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/prof-dr-huseyin-uzun/risale-i-nur-dan-dogru-islamiyet-dersini-alan-bir-genc_399785

Zübeyir Gündüzalp ve gazete

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/ibrahim-ersoylu/zubeyir-gunduzalp-ve-gazete_414297

Bir dâvâ adamı portresi: Zübeyir Gündüzalp

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/hasan-bulut/bir-dava-adami-portresi-zubeyir-gunduzalp_391882

Bediüzzaman: Risale-i Nur kâfidir Gündüzalp: Risalelerde herşey var

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/dizi/bediuzzaman-risale-i-nur-kafidir-gunduzalp-risalelerde-hersey-var_377664

Yeni Asya'nın manevi mimarı, sadakat ve istikamet örneği: Zübeyir Gündüzalp

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/yeni-asya-nin-manevi-mimari-sadakat-ve-istikamet-ornegi-zubeyir-gunduzalp_363510

Nur’un kara sevdalısı: Zübeyir Gündüzalp

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/abdulbaki-cimic/nur-un-kara-sevdalisi-zubeyir-gunduzalp_391867

''Bu gazetenin Bediüzzaman'dan başka yazdığı bir şey yok ki''

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bu-gazetenin-bediuzzaman-dan-baska-yazdigi-bir-sey-yok-ki_389134

Okunma Sayısı: 4415
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı