Risale-i Nur'un kara sevdalısı, derslerin müdavimi İsmet Koyu Ağabeyi dualarla ve rahmetle ahirete yolcu ettik.
Vay be İsmet Abi…
Ansızın, habersiz, kimseye sezdirmeden bırakıp gittin işte bizi. Daha düne kadar birlikte yürüyerek derse giderdik. Yürümeyi, derslere katılmayı, her daim yardım etmeyi ve hep iyiliksever olmayı şiar edinmiştin. Hep öyle bilirdik seni. Dershanemizin o kuzey köşesi artık bomboş kalacak. Seni ne zaman çağırsam, “Tamam…” derdin; hiç “hayır” sözünü duymamıştım senden.
En son, “Haydi İsmet Abi, camiye yürüyelim,” diye seslendiğimde, “Tamam, geliyorum,” deyip hemen çıkagelmiştin. Her zamanki gibi önümde yürüyor, ben peşinden zor yetişiyordum. Ama o son yürüyüşümüzde bir başkaydın. Arkamdan geliyordun. Yolun başında, “Ben döneyim, biraz rahatsızım,” demiştin; ama hiç belli etmemiştin derdini kimseye. Öylece bırakıp gittin bizi…

Okumayı çok severdin. Camide hiç boş durmaz, sürekli nafile namaz kılardın. Bir Risale-i Nur âşığıydın. “Ben bir şey bilmiyorum, ne biliyorsam Risale-i Nur’dan…” derdin. Külliyatı kaç kez devirdiğinin sayısı yoktu.
50 yıldır Nurların kara sevdalısı olmuştun. İçtimaî ve siyasî meşrebine son derece bağlı, ama bir o kadar da hoşgörülü ve yumuşak ve esnektin.
Seni çok özleyeceğiz İsmet Ağabey…
İnşallah ahirette yine buluşur, hizmet dolu o günleri yâd eder, hasret gideririz.
İsmet Koyu Ağabeyimizi rahmetle, dualarla ahirete uğurladık.
Fatih Yargı - Avustralya