Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nermin Gündüz, pandemi süreciyle birlikte ruhsal rahatsızlıkların çeşitliliğinde ve mevcut hastalardaki rahatsızlıkların şiddetinde artışlar meydana geldiğine dikkat çekti.
HABER: SEYHAN ŞENTÜRK
[email protected]
Ülkemizde Mart ayından beri etkili olan Koronavirüs salgını sürecinde ruhsal rahatsızlıkların çeşitlerinde artış görüldüğünü belirten uzmanlar, en çok depresyon, panik atak, bipolar ve Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) gibi hastalıkların şiddetlendiğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, koronavirüs salgını önlemleri kapsamında tıbbi yardım alamayan bazı hastalarda atakların görüldüğünü söyledi. Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nermin Gündüz, pandemi süreciyle birlikte ruhsal rahatsızlıkların çeşitliliğinde ve mevcut hastalardaki rahatsızlıkların şiddetinde artışlar meydana geldiğine dikkat çekti.
Hastalık çeşitlerinde ciddi artış oldu
Mart ayından itibaren önüne geçemediğimiz ve halen devam eden, daha da önemlisi ne kadar süre devam edeceğini bilmediğimiz bir sürecin içerisinde olduğumuzu belirten Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nermin Gündüz, “Pandemi başladığından itibaren hastalarımızla ilgili ya da yeni ilk atak ruhsal hastalık geçirenlerle alakalı çeşitlilikte ciddi bir artış gördük” dedi. Hastanelere ulaşma konusunda pandemi döneminde birtakım kısıtlamalar getirildiğini hatırlatan Doç. Dr. Nermin Gündüz, “Devlet hastanelerinde hastalar randevusuz kabul edilmemeye başlandı. Bu da hastaların hekime ulaşmasını, randevu almasını zorlaştıran bir süreç oldu. Aslında bu uygulamanın çok mantıklı bir sebebi vardı. Altta yatan sebep pandemi döneminde bu salgının daha fazla artmasını, hastaların çok gerekmedikçe hastane ortamına gelmemeleri ve böylelikle salgının daha fazla büyümemesini engellemekti Sağlık Bakanlığının bu uygulaması, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da önerildi” ifadelerini kullandı.
Panik atak geçirenler arttı
Pandemi sürecinin daha ne kadar devam edeceğinin bilinmediğini belirten Doç. Dr. Nermin Gündüz, bu durumun anksiyete ve kaygı bozukluklarını artırdığını kaydederek şunları söyledi:
“Dolayısıyla bu belirsizlik de kişileri anksiyete ve kaygı bozukluklarına yatkın hale getiriyor. Çünkü insan zihni, bir soru varsa mutlaka ona bir yanıt bulmak ister, beynin belirsizliğe tahammülü yoktur. Her şeyin belirli olmasını ister ve o belirli çerçeve içerisinde gelecekle ilgili kaygılanmak istemez, plan yapmak ister. Belirsizliğin devam ettiğini bildiğimiz bu süreçte, kaygı bozukluklarında da ciddi bir artış gördük. En başta panik atak geçiren hasta sayısında ciddi bir artış oldu.”
Uykusuzluk bipolar rahatsızlığı tetikledi
Bipolar hastalarında uykusuzluğun rahatsızlığı tetiklediğine dikkat çeken Doç. Dr. Nermin Gündüz, “İlk açıklamaların yapıldığı dönemde yoğun bir panik hali vardı herkeste ve Sağlık Bakanlığı tarafından genellikle açıklamalar akşam geç saatlerde yapılıyordu. Geç saatlere kadar bekleyen, özellikle vaka sayılarında düzenli bir artış olduğunu gören ve kaygı sebebiyle uyuyamayan hastalarımızın maalesef atak geçirdiklerini gördük. Depresyon hastalarında ‘ben kötüyüm, geçmiş kötü, bundan sonraki hayat kötü olarak, çevre kötü’ gibi dünyaya dair görüşleri, bundan sonraki süreçte her şey olumsuz olacak düşüncelerinin pekiştiğine şahit olduk” dedi.