"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhlâs Risalesi, beni vartadan kurtardı

Ali ATAÇ
22 Mayıs 2020, Cuma
Efendim birbirinin tersi iki kardeş güzel vilayetimiz var.

Ama iki vilayetin aynı zamanda birbiriyle ortak güzel yönleri de vardır. Birisi geçmişteki adıyla Urfa, diğeri ise Kars vilayetimizdir. Trafikte plâkaları birbirinin tam tersidir, sanki rakamlar yer değişmiştir. Şanlıurfa’nınki 63, Kars’ınki ise 36 rakamıdır. Biri Güneydoğu’da tam güneyde yazları çok sıcak ve meşhur “suya hasret’’ türküsüyle bildiğim ve insanı içten duygulandırıyor. (Gerçi çoktan Yedi Küpeli gelinden su aldığı için bu hasret tarihe karıştı.)

Diğeri ise, Doğu Anadolu’nun en kuzeyinde kışın oldukça sert geçen soğuk bir iklimiyle bildiğimiz Serhat şehri Kars vilayetimizdir. Bu birbirinden ayrı olan yönleridir.

Bir de her ikisinin en belirgin ortak yönü olan her iki vilayetimiz ceylanları ile meşhurdur. Hani nasıl “Urfa dağlarında gezer bir ceylan. Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar’’’… türküsü ile nasıl biliniyorsa, diğeri ise “Çimene bak çimene yeşil örtüye benzer. Ceylan ceylan’’... türküsüyle tanıdığımız yer.

İşte öyle sayalım ki sabahleyin Iğdır’dan Erzurum’a gitmek üzere arabayla yola çıktınız ve Tuzluca ilçesini geçerek Kağızman’a uğramadan yolunuz sarp ve yalçın kayalıklar arasından geçen ve Erzurum il sınırı yakınından doğuya, Rusya sınırına doğru akan ve oradan da Iğdır Ovası’nı sulayan Aras Nehri kenarından Erzurum’a doğru yol alıyorsunuz. Aras Nehri öyle dar ve derin bir vadiden geçer ki; sanki nehir boyunca iki tarafı da yalçın dağlar kuşatmış ve nehir kenarı nehri takip eden vadiden sanki dağlar Aras Nehri’nden başka hiçbir şeye geçit vermek istemiyorlar. Geçit öylesine dar ki karayolu zoraki nehir yanından geçer. Eğer dağların eteğinde ve nehre bakan yüzündeki sarp kayalıklardaki seken ceylanlar olmazsa ruhunuz sıkılır ve nefesiniz daralır. Tek tük ceylanlar kayalıklarda otlanıyor ve yeşil ot peşindeler koşuşurlar. İşte arabanız tam vadiden darboğazdan çıkıyor ve Karakurt’a (Paslı) varmak üzere iken; bir bakıyorsunuz karşınızda müthiş bir manzara; bir kara kurt sürüsü bir ceylan sürüsünü taciz ediyor. Bu beklenmedik manzara karşısında siz de irkilip dehşete kapılıyor ve hemen arabayı durduruyorsunuz. Birden elinizin biri vicdan üzerine, diğer elinizde ise cüzdan üzerine gidiyor.

Tabi bu bir ani refleksten sonra birden sabahleyin yola çıkmadan önceki okuduğunuz İhlâs Risalesi’ndeki “İhtilâfa düşmeyin; sonra cesaretiniz kırılır, kuvvetiniz de elden gider’’ (Enfal Sûresi: 46.) diyor. Bu beklenmedik manzara karşısında arkadaşınızla aranızda; mantık yürütmeye ve fikir üretmeye çalışıyorsunuz. Iğdır’lı olan arkadaşınız “Kardaş özüm deyir ki; bu ceyran sürüsünün bu yandan (Eliyle vadiye işaret ediyor.) geri gitmesinin imkânı yok. Bak sana kardaş kara kurtlar önünü sarmıştır.’’ Siz de diyorsunuz ki “Kardaş ha ben de diyirem ki; eğerçi ha ceylanlar buradan Horasan’a doğru gidip, ordan da Tahir Geçidi’ni geçtikten sonra Eleşkirt (Ağrı’nın ilçesi) üzerinden geri o yandan tekrardan Kağızman üzerinden dönebilirler. Özüm öyle deyir’’ diyorsunuz.

Bediüzzaman Said Nursî’nin İttihad-ı İslâm konusunda biat ettiği Yavuz Sultan Selim de, Çaldıran’a giderken ordusuyla Eleşkirt’te konaklamış ve

“İhtilâf ü tefrika endişesi,/ Kûşe-i kabrimde hattâ bikarar eyler beni;/ İttihadken savlet-i a’dayı def’e çaremiz,/ İttihad etmezse millet, dağıdar eyler beni’’… demişti. 

Gelelim ceylanların durumuna… “Ceryanım gel gel. Özü ceyran, sözü ceyran’’… (Kars türküsü).

Tabi ki ceylanlardan birisi önceden durumu sezmiş ve pusudaki kurtların farkına varmış da bakışlarını hemen kurtların üzerine çevirirmişler. Tabi onlarda aralarında vaziyeti istişare etmeye başlamışlar. Bakıyorlar ki; geriye dönmeleri imkânsızdır. İleriye gitmek için ise; Horasan ilçesi üzerinden Ağrı’ya Tahir Dağı Geçidi ve şirin Eleşkirt ilçesi üzerinden de geçmeleri imkânsız. Birbirleriyle yaptıkları fikir edinmeye ve görüş alış verişinde neticesindeki bir kısmı der ki; “Şu kurtlara olmazsa içimizden birimizi kurban verelim ve onlardan bir an evvel kurtulalım kendimiz yolumuza devam edelim. Bir kısmı der ki “Kardeşim siz kurtları bilmiyor musunuz? Onlar bir tanemizle yetinmezler, birimizi yeseler de geri kalanımız da yani hepimizi parçalayıp mahv edip telef ederler’’ der ve hikâye bu minval üzere devam eder.

İşte böyle İhlâs Risalesi’nde en baştaki âyet “İhtilâfa düşmeyin; sonra cesaretiniz kırılır, kuvvetiniz de elden gider’’ (Enfal Sûresi: 46.) diyor.

Selâmlar ve duâlar…

Okunma Sayısı: 1364
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı