Gazeteci-yazar Ahmet Altan, “Ve insan acı çekiyor. İnsanlar işkence görüyor, aç kalıyor, sokaklarda öldürülüyor, zulme uğruyor, haksız yere hapse konuyor, sen bu kalemle bu insanlara yardım etmeye çalışacak mısın?” şeklinde feryat etmişti. (https://t24.com.tr)
“Ya siz ne yapıyorsunuz ey siyasal dinci/dindar siyasalcılar ve bazı dostlar!?!”
Meali, “Gerçekten de insan çok zâlim, çok cahildir.” (Ahzâb Sûresi: 72) şeklinde olan âyete masadak olmaktan korkmuyor musunuz?
“Kendi aleyhinizde, anne-babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa dosdoğru şahitlik edin.” (Nisa Sûresi, 135) mealindeki İlâhî ferman bilhassa dindarlara hitap etmiyor mu?
Peygamberimizin (asm), “Bir kötülüğü gördüğünüzde elinizle, elinizle düzeltemezseniz dilinizle, dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğz edin. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, İman, 78) direktifini yerine getirmek gerekmez mi? Ve “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” kelâm-ı kibarına masadak olmaktan çekinmez misiniz?
AKP eski milletvekili gazeteci-yazar Mehmet Ocaktan’ın vicdanının sesi de vicdanlarda ma’kes bulmuş: “Hukukun işlemediği, insan hayatının en değerli varlığı olan özgürlüklerin askıya alındığı bir ülkede yaşamanın ne kadar acıtıcı olduğunu anlamak için sanırım sadece Kavala dâvâsına bakmak bile yeterli olacaktır. (...) İfade özgürlüğünün ortadan kalktığı, kimsenin kendini güvende hissetmediği, gençlerin gelecek hayallerini kaybettiği bir ülkenin insanları nasıl mutlu olabilir ki…” (Yeni Asya/19 Eylül 2021)
Ayrıca, yazısında AKP iktidarının her şeyi biat esasına dayandırdığına işaret eden Ocaktan, “Galiba, iyi başlayan, ama vicdanlardaki kirliliğin tahammül sınırlarını aşması yüzünden umutsuzluğa dönen bir iktidar hikâyesinin sonuna geliyoruz” diye yazdı.
Siz hiç acı çekmiyor musunuz? Haksızlık, zulüm ve işkenceler karşısında duyarsız kalınamaz. Kalanların vicdanını kanatmaz mı bu? Belâ ve sıkıntıların çoğu bundan değil mi?
“Zalimlerin zulmünü semavata işittirecek derecede” bağırmıyorsunuz, sesiniz kısıldı ve kıstırıldı veya ümüğünüzün sıkılmasından korkuyorsunuz, kısıyorsunuz! Bari bağıranlara engel olmayın!