Kelâm; bir mânâ ifâde eden söz dizisi; cümle ve cümleciklerdir.
Söz iki kısımdan meydana gelir: Lâfız ve mânâ. Asıl olan mânâdır. Ruh ve cesed, görmek ve göz gibi. Cesedi ayakta tutan, görmeyi sağlayan ruhtur. Göz bir penceredir, rûh âlemi bu pencereden seyreder.1
Bediüzzaman’a göre edebiyatta beyan; fikirlerin ve hislerin/duyguların tabiî mecraı olan mânâların düzenlenmesidir ve şöyle oluşur:
Nazm-ı maânî (mânâların; düzenlenmesi) mantıkla sağlamlaştırılır.
Mantıkın üslûbu ise, müteselsil/zincirleme olan hakikate yöneliktir. Hakikatlere giren fikirler ise, karşısında olan mâhiyetlerinin inceliklerine nüfûz ederler.
Mahiyetlerin incelikleri ise, âlemin/kâinatın en mükemmel düzenine uzanır ve yardım ister. Şu en mükemmel düzende herbir güzelliğin kaynağı olan hüsn-ü mücerred (soyut güzellik) içinde saklıdır.
Hüsn-ü mücerred ise; meziyetler, üstün vasıflar ve letâif/güzel söz, espri denilen belâgat çiçeklerinin bostanı/bağı/bahçesidir. Çiçeklerin bostanı, yaratılış bahçesinde tecelli eden, çiçeklere meftûn olan ve şair denilen bülbüllerin nağmeleridir. Bülbüllerin/şairlerin nağmelerine rûhanî ahenk veren ise, mânânın düzenlenmesidir.
Fikirlerin akışına mecrâ ve belâgat çiçeklerine çimengâh/çimenlik olmaya son derece eksik, kısa, kuru ve kır’av/çorak olan lâfzın düzeni; tabiî akışı olan mânânın düzenine mukabele ederek belâgatı perişan etmiştir. Ancak; güzel mânâlar, güzel, yüksek/âli sözlerle ifâde edilebilirler.2 Kelâmın iftihar edeceği elbisesi veyahut cemali/iç güzelliği ve sûreti, üslûb iledir. Yâni, kelâmın kalıbı iledir...3
Kelâmın kuvveti, kudreti/gücü ise, kelâmın kaideleri biribirine cevap vermek ve keyfiyatı biribirine yardım etmekle hepsi karınca, kaderince, asıl garaza/kast edilen şeye işaret ve herbiri parmağını maksad üzerine bırakmaktır.4 Yâni, seçilen kelime kalıpları; kastedilen mânâlara hizmet etmeli ve o hedefe gitmeye yardımcı olmalıdır. Seçilen kalıp; güzel olabilir, ama ana hedeften, ana yoldan çıkarıp, patikalara saptırmamalı.
Bir kelâm/söz, nasıl hayatlanır, hareket kazanır, canlanır?
Kelâmın hayatlanması ve neşv ü nemâsı/gelişmesi; mânâların vücut bulmasıyla ve donmuş olanlara ruh üflemekle bir mükâleme (diyalog) ve mübaheseyi/karşılıklı konuşmayı içlerine atmaktır...5
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 32.
2- Muhakemat, s. 79.
3- Age, s. 81. 4- Age, s. 83. 5- Age, s. 79.