İslâm, anne-babaya, çocuğa, insana, hattâ “hayvan-canlı ve eşyaya”, lâyık oldukları değeri verdiği gibi, kız ve kadınları lâyık oldukları mevkie çıkarmış.
Ona anne, eş, kız çocuğu, kız kardeş, hala ve insan olarak değer vermiş ve hak ve hürriyetlerini en ince noktalarına kadar sıralamış. Ki, “Asr-ı Saadetten evvelki zamanlarda kalb katılığı ve merhametsizlik öyle bir hadde baliğ olmuştu ki, kocaya vermekten ar ederek kızlarını diri diri toprağa gömerlerdi! Asr-ı Saadette İslamiyetin doğurduğu merhamet, şefkat, insaniyet sayesinde, evvelce kızlarını gömerlerken müteessir olmayanlar, İslamiyet dairesine girdikten sonra karıncaya bile ayak basmaz oldular.” (İşârâtü’l-İ’câz, s. 164.)
İslâm, kadının, dolayısıyla kızların üzerindeki “Cennet’ten kovduran” lânetini kaldırmıştır: Şeytan her ikisini birden aldatmıştır, bazı âyetlere göre hatâ sadece Hz. Adem’e (as) isnad edilmiştir, her ikisi tevbe etmiş ve tevbeleri kabul edilmiş.
İslâm, kız çocuklarının diri diri gömülmesini, horlanmasını, aşağılanmasını, kadının uğursuz sayılmasını yasaklamıştır. “Ey Peygamber, inanmış kadınlar, Allah’a şirk koşmamak ve hırsızlık etmemek ve zinada bulunmamak ve çocuklarını öldürmemek şartıyla biatlarını kabul et…” (Mumtehine Suresi, 12.) Peygamberimiz (asm), horlanıp diri diri gömüldükleri zamanda kız çocuğunu omuzuna almış, camiye kadar gitmiş ve o vaziyette hutbeye çıkarmıştır!
İslâmiyet, erkeklerin, kadınlara büyük şefkat ve nezâket göstermesini istemiştir. Kur’ân’da, kadın ismini taşıyan “Nisa, Meryem” sûreleri vardır.
İslâm, kadının ilim öğrenmesi için büyük tahşidatlar, teşvikler yapmıştır.
İslâm kadına varis olma hakkını, anne, kız, eş, büyük, küçük, hatta anne karnında iken bile tanımıştır!
İslâm, bülûğ çağına erene kadar vesayetini velisine vermiş; himâyesini temin etmiş; terbiye, eğitim, gözetme ve mallarına ihtimam edilmesini teminat altına almıştır.
İslâm, dindarlık ve ibâdet, kuluk mevzunda eşit tuttuğu gibi, erkek gibi ehil görmüş, ona göre mükâfat veya cezâ verileceği beyan edilmiştir. Dünyevî hükümlerde hak ve eşitlik sağlamıştır. Başka hangi kültürde, sistemde, hukukta, en ince teferruatına kadar, kadın hakları böylesine sıralanmış, eğitim ve terbiyesine önem verilmiştir?
Ey sefih medeniyetçiler! Çocuk ve kadınları ağır iş hayatı, reklam, fuhşiyat çukuruna diri diri gömerken; İslamın verdiği hakları görmezlikten gelmeye utanmıyor musunuz?