Bediüzzaman, Risâle-i Nur’da yüzlerce kez kullandığı “meslek ve meşrep” mefhumlarına, “sadâkat, sebat ve metanetle” bağlanmak gerektiğini vurgular.
Meslek; usûl, tarz, tutulan yol, davranış, doktrin ve sistem demektir. Meşrep ise; tabiat, huy, mizaç, tavır, tutum ve meslek...
Meslek; sistem, temel hizmet stratejisi, anlatım üslûbu; içtimâî, siyasî hayatta “prensibe dayalı” duruşu da ifade eder.
Meselâ, tasavvuf yoluyla kalbi işleterek zikr ve hizmet etmeyi esas almak tarikat mesleğidir.
Meslek ve meşrebin daha iyi anlaşılması için şu misalleri de verebiliriz: Meşrep, o mesleğin, o duruşun, temel prensibin şeklini, tezahürünü gösterir.
Meselâ, kalbin kumandanlığında akıl, his, sair duygu ve lâtifeleri kullanarak tefekkürî imanî ile hareket etmek Nur mesleği, hakikat mesleğidir.
Meşrep ise; iman Kur’ân hakikatlerini yaşama biçimi, hayata geçirme şeklidir. Meselâ, kimi fıtratlar heyecanlı, hareketli ve dışa yöneliktir. Bazı fıtratlar ise, içe yöneliktir. Halim, selim, kendi hallerinde sakin tiplerdir.
Meselâ, medrese-i Nur’iyelerde Risale-i Nur’u okumak meslektir. Kimisinin sakin bir şekilde, düz; kimisinin ise, “şerh ve izah” yaparak okuması meşreptir.
Risale-i Nur okumakla birlikte, başka kitaplar da okumak, tesbihatın dışında farklı zikirler yapmak meslek değiştirmektir. Meselâ, öğretmenlik meslektir. Bazı öğretmenlerin masasında oturarak; bazılarının sınıfta dolaşarak hareketli bir tarzda anlatması ise meşreptir.
Öğretmenin vaizliğe veya vaizin öğretmenliğe geçişi, meslek değiştirmektir. Bir meslek ve cemaatin metot ve sistemine aykırı haller sergilemek; farklı bir mesleğe geçmek demektir. Meşrep farklılığı, dışlanmayı gerektirmez. Risale-i Nur’u tren, lokomotif olarak düşündüğümüzde meslek olur. Meşrep ise, raylar, yani, tren yolu veya tren türüdür.
Hedefe, Risale-i Nur raylarından gitmek gerektir. Makas değiştirip başka yollara sapmamalıdır.
Veya, Risale-i Nur, güftedir. Güftenin müzik olabilmesi için bestelenmesi gerekir. Lâhikalar, onun bestesidir. Dolayısıyla, meslek ve meşrebidir. Risale-i Nur’u okumak, ondan istifade etmek ayrı, onun prensiplerine, meslek ve meşrebine uymak ayrı şeydir.
Veya; farzedelim ki, mesleğiniz fırıncılık. Fırında kalıyor, fırından yiyor, içiyor, ama, ayakkabıcıda çalışıyorsunuz! İşte bu zıt bir mesleğe girmektir.