T. Kaplan isimli bir okuyucumuz, “Ülkemizde hak ve hürriyetler kısıtlanıyor!” mealinde yazdığımız bir yazıya getirdiği yorumdan bir bölümü şöyle:
“Bugün dünyanın hiçbir ülkesinde olmayacak kadar fazlasıyla Türkiye’de hürriyet var. O kadar çok ki bir başkasının hürriyetini ihlâl edecek kadar. Yollarda, caddelerde, sokaklarda, parklarda hatta kamuya açık otobüslerde bile her türlü ahlâksızlığı yapıyor ve hiç kimse dokunamıyor. Bir şey söylemeye kalkarsanız Demokrasi var hürriyet var ne karışıyorsunuz diyorlar…”
Evet, aziz kardeşim; işte söylediğimiz bu. Bugün ahlâksızlık ve sefahat hürriyeti var; insan hak ve hürriyetleri 1990’ların çok gerisinde! Zira, ahlâksızlık hürriyeti, “Hürriyeti değil, belki sefahet ve rezaletlerini ilân ediyorlar ve çocuk bahanesi gibi hezeyan ediyorlar. Zira, nâzenin hürriyet, âdâb-ı şeriatla müteeddibe ve mütezeyyine olmak lâzımdır. Yoksa, sefahet ve rezaletteki hürriyet, hürriyet değildir. Belki hayvanlıktır, şeytanın istibdadıdır. Nefs-i emmâreye esir olmaktır.
“Hürriyet-i umumî, efrâdın zerrât-ı hürriyâtının muhassalıdır. Hürriyetin şeni odur ki, ne nefsine, ne gayrıya zararı dokunmasın.”1 İşte, dindarlar iktidarında “her türlü ahlâksızlığın hürriyeti, hatta hayvanlığın hürriyeti” var, ama; Fikir, yazma hürriyeti yok! Zira, yazarlar, gazeteciler içerde veya mahkemelerde!
Hâkimlerin karar verme hürriyeti yok!
Seçim Kanunundaki (kanunsuzluğundaki) yüzde 10 baraj yüzünden seçme-seçilme hürriyeti yok!
Eğitim hürriyeti yok!
Kemalizm, Atatürkçülük dayatılıyor Kur’ân ve Arapça derslerinde bile.
Cemaat olma hürriyeti yok! Birkaç cani, birkaç casus, birkaç hain, sahtekâr yüzünden cemaatin bütün fertleri, hatta bütün cemaatler zan altında, tehlikeli ilân edilmiş!
Ekonomik hürriyet yok! Şirketler, iş yerleri kanunsuz ve keyfi muamelelere maruz!
Seyahat hürriyeti yok! Bugün istediğiniz her ile, her ilçeye gidemezsiniz!
Hatta ve hatta Risale-i Nur Külliyatı’nı basma hürriyetiniz yok! Metin dayatılıyor, belli kitaplar, bölümler çıkarılıyor!
Mahkeme, Anasaya Mahkemesi, Danıştay, bu kepazeliği engellediği, iptal ettiği halde keyfi yasaklar devam ediyor!
Risale-i Nur basma yasağının 560 günleri civarındayız!
İşte dindarlar iktidarında, ahlâksızlık serbest, hayvanlık serbest, ama, dindarlık yasssaaaahhh!
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 55.