AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz” açıklaması yapmış. Yandaş medya manşetlerine taşımış.
Dezenformasyon uzmanı bir gazete, “Sosyal medyaya çeki düzen verilecek; bu alçakların peşini bırakmayız” Bir başkası, “Alçaklardan hesap soracağız” Bir diğeri, “Sosyal medya terörüne geçit yok” Öbürü, “Sosyal medyaya ahlâk ayarı” ifadeleriyle manşetten görmüş.
Evvelâ bizim de harfi harfine uymaya çalıştığımız “medya, sosyal medya” hususundaki görüşümüzü net bir şekilde ortaya koyalım:
Bediüzzaman, bir bakıma basın-ahlâk ilkelerini ortaya koymuştur.
En önemlileri şöyle sıralanabilir:
“Edipler edepli olmalı, hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddip olmalı.
Ve onların sözleri kalb-i umumî-i müşterek-i milletten çıkmalı.
Ve matbuat nizamnamesini, vicdanlardaki hiss-i diyanet ve niyet-i halisa tanzim etmeli.” (Bediüzzaman, Hutbe-i Şamiye, 109.)
Bu cümlelerin açılımı ise şöyle maddeleştirilebilir:
Yazarlar/gazeteciler ahlâka aykırı neşriyat yapmamalıdırlar. Edipler, kamuoyunun dinî hassasiyetlerine uygun yayın yapmalı.
Güzel düşünmeli, düşündürmeli, güzel görmeli, güzel göstermeli. “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.” (Bediüzzaman, Hutbe-i Şamiye, s. 123.)
Ümit, aşk ve şevke yönelik neşriyat yapmalı: “İnsanları canlandıran emeldir/ümiddir, öldüren yeistir.” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 57)
AKP’li Cumhurbaşkanı ve iktidar ve yandaş medya, niye kendilerine, sosyal medyaya, kontrollerindeki TV kanallarına 18 yıl boyunca çekidüzen vermediler? Tv kanalları, internet, medya, sosyal medya aileyi çökertmeye devam ediyor! Zina, 2004 yılında bu iktidar tarafından serbest bırakıldı. İstanbul Sözleşmesi 2012 yılında bu iktidar tarafından kabul edildi. Erdoğan ve yandaş medya samimî olsaydı teşebbüse geçerdi… Millet artık bu numaraları yutar mı?