"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ziller çalıyor artık!

Ali HAKKOYMAZ
24 Aralık 2022, Cumartesi
Babam, nazlanıp mızıkçılığı uzattığımda o meşhur sertliğini takınır: “İşi tadında bırak, işin tadını kaçırıyorsun, ha!” gibi çehresini eğerek son ikazlarını yapardı.

Öyle işi ağlamaya falan götürmek… mümkün mü! 

Bazıları bu benim çocukluğumdan hiç yaşatılmamış ki bu ne kadar ağlamak, bu ne kadar milletin önüne koyduğunu beğenmemek işinden bir türlü çıkmak istemiyorlar. 

Bak; babama söylerim. Zaman zaman babamdan da sert anneme de… 

Annem de o mütevazı soframıza konana yüzümü ekşitirsem; anneliğini bir kenara bırakır bütün korkutucu rolünü gözlerine yükler: “Senin canın “başka” bir şey “yemek” istiyor; şu nimetten ne istiyorsun, dini güdük; hemen ye de kalk; baban okul çıkışı depoya gelsin, dedi, dikimevine giderken.” sözleri işin bittiğini gösteren son kampanayı çalardı. Sessiz sedasız, o helal sofrayla baş başa idim artık. 

*

Bak; iki sefer İstanbul’u kaybettiniz. Bin yıl bu arayı kapatamazsınız. 

İstanbul hiç bu kadar rantın ve betonun hışmına uğramamıştı. 

Ve… günü gelince diyeceğini dedi; yakamdan düşün, diye nota verdi. İkincisinde de çok sert, net ve her türlü tartışmanın kapısını kapatacak şekilde susun ve oturun oturduğunuz yere dedi. Fakat siz duymazlıktan geliyorsunuz. İstanbul gibi hamfendi ve beyfendi şehri yani

bu halkın tercihini hiçten hiçe sayıyorsunuz. Halkla idişip çekişmenin ana baba ile karşı karşıya gelmekten farksız olduğunu bilmiyorsunuz. Lütfen, asgarîsinden nezaket, hürmet, edep diye bir şeyler var.  

Millet kendisini bir türlü tanıtır. Bu, bütün tarih boyunca böyle olmuştur, olacaktır.

Millet attığı oyun peşine öyle bir düşer ki… Türkiye “Demokrasihane” olur. Siz de bu arada seçim, sandık, meşveret nedir; belki öğrenirsiniz. 

*

Hani vesayet bittiydi?! Darbeler geberdi idi?! Siyaset yasakları bir daha gelmeyecekti?! Kanun önünde herkes eşit olacaktı?! Sandıkla gelen sandıkla gidecekti?! Gelir [adaleti] gelecekti. 

Ancak simit ve çaya yetiyordu ücretler. Bu fukaralıktan çıkacaktık. 

3Y ile mücadele edilecekti?! Falan feşmekan… 

*

Ve de bütün o eskilerden çok hem de çok uzun, çok imkânlı  koltuklardasınız. [Onlar yapışıp kalmıştı koltuğa da askerler gelip kaldırıyordu.]

*

Yani bir cennet manzarası çiziyordunuz. Milleti ikna ettiniz ve öylece geldiydiniz. 

*

Aldatmadığını bil ki malını geri al, der, Anadolu esnafı… Kokmuş et yemedim ki karnım ağrısın, diye de bir söz var. 

Millet emanetini geri aldı. Yok, vermem; öyle mi! Karar, hüküm milletin… Ötesi istibdatın ta kendisi…

*

Dertlerimiz azaldı mı! Kiralar, eskiden maaşların üçte biri idi; şimdi?! 

Dün pazarda, birilerinin, çöp diye atılanları topladıklarına şahit oldum. Kedilere bırakılmış balıkları bile… 

Bu sanal zenginlik binalar kimi aldatıyor; bilmem!

Heyhat! O arabesk şarkıyı hatırladım: “Bülbül derdin ortağı; feryaat, feeryat!” 

*

Ne kadar yürek varmış sizde, yahu! Yorup duruyorsunuz milleti. 

*

İstanbul, İstanbullulara ait. El atmaya kalkmayın. Milyonlardan üstün bir yanınız mı var! 

Hemen bu pazar -hattâ her pazar- seçim yapalım. En kazanacak adaylarınızı getirin. Devletin bütün imkanlarını kullanın. Yok mahkeme, yok kayyum, yok şuyum, yok buyum… bitsin bu hikâye! 

Şu sözü de ezberleyin: ”Hakkın razı olduğu insanlar; hakkına razı olanlardır.”

İktisat ve kanaat bizim yüzlerce yıllık kimliğimizdi. Bu her türlü israfın ve hırsın içinden bir türlü sıyrılmamız için ziller fasılasız çalıyor.

Okunma Sayısı: 1766
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    25.12.2022 15:08:49

    Duaya ve Sabra devam! Tasarruf eden bereket bulurmuşşş, lakin, "İtibardan tasarruf olmazmışşş mışşş da, mışş mış?" MÜSRIF olanlar da, DECCALLERİN DAMINA (TUZAĞINA) düşermiş, şimdilerde olduğu gibi yani. Faizlerin Faizlerini ÖDEMEKLE meşgül olmaktan, Ana BORCLARI ödemeye yetişemiyoruz artık. Battı balıklar yan yan gider! Zararın neresinden dönersen kârdır! Tabi dönebilene DÖNEK deyebilirler. Olsun. Barış MANÇO da, "Ana ben Memleketime, Köyüme Dönüyorum. Eğer bu Dönmek Döneklikse, ben DÖNEKYİM ANNEEE." diye haykırıyordu ya? Biz yine DOĞRUYA, İYİLİĞE DÖNELİM, Zarardan hemen dönelim, "DÖNEK" DESELER DE yani! Küfür devam eder, ZULÜM DEVAM ETMEZ, EDEMEEEZ, ETMEMELİ DE! ZALİMLER ićin yaşasın CEHENNEM! 😔😭❤🤲❤☝️

  • S.topuz

    25.12.2022 15:06:04

    اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ اٰخِرِ الزَّمَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ فِتْنَةِ الْمَس۪يحِ الدَّجَّالِ وَ السُّفْيَانِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنَ الضَّلَالَاتِ وَ الْبِدْعِيَّاتِ وَ الْبَلِيَّاتِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النَّفْسِ الْاَمَّارَةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شُرُورِ النُّفُوسِ الْاَمَّارَاتِ الْفِرْعَوْنِيَّةِ ٭ اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا مِنْ شَرِّ النِّسَٓاءِ ...Tesbihatdan! Duaya ve Sabra devam! İnnallahe meassabirîn. Allah c.c Sabreden ve müsbet hareket ederek HAK ve HUKUKUNU MÜDAFAA EDENLERLE BERABERDİR!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı