"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İnsandan ne saklanıyor?” - Ân diyarı (31)

Ali HAKKOYMAZ
13 Nisan 2024, Cumartesi
Bilgin Abi! İnsanlığın nefes almasına fırsat tanımayan şu cehalet ne zaman çekip gidecek, geberecek?

Bu cehalet var ya...

Bu kelimesizlik...

Bu, kitaptan uzaklık...

 

Bu fukaralık var ya...

Bu, evlerden uzak olası...

Bu, boyun büktüren...

 

Bu İnat Efendi var ya.. 

Bu Mösyö Gevezelik...

Bu, sarhoş makamperestlik...

 

Bu, dev aynalarımız var ya...

Bu sırrı dökülesi, kırılası...

Bu, kalbimizi terk var ya...

Sait Faik: "İnsandan ne saklanıyor?" diyor Selim Ali. Nedir sence de? Ve bir şeyler sürekli kaçırılıyor aklımızdan, kalbimizden, gözümüzün önünden. Cehaletimiz hep sürsün, sürsün; insanlık sürünsün diye…

Birileri birilerinden üstün mü? Üstünleri tarih tan/ıt/ır. 

Muhabbetin hastalandığını görüyorum, diyordu  Bilgin Abi.

Sükûnete ihtiyacımız var. Paylaşamadığımız bir şey mi var. Bu ülke herkese yeter. Denizi, havası, dağı, ekmeği, zeytini bol bir ülke... Güneşi hemen her gün gülen bu topraklardaki fukaralık niye bitmez Bilgin Abi?

Sevgi dağıtan Mevlânâ, Yunus torunlarına da sevgi yaraşır. Bırakın dünya bizi merak etsin. Burada sevgi denizi var, desin. Gelsinler de o denizde huzurlanıp nurlanıp gitsinler. Kötü mü olur! 

Afâkî meseleler hayatımızı alt üst etti. Dönebiliriz. Sakinleşebiliriz. Vakit var. Yeni nesilleri olsun kaybetmeden... Dünyada bile bitmiş ruhbanlığı mı diriltmek niyetimiz? Tarikat dersen yerini hakikate bırakmış. 

Hiçbir şeyin değil; kitaba uzaklığın bedelini ödüyoruz. Elli katlı binalar dik; tek katlı olsun kütüphane yapma. 

Baksana ne bestekâr yetişiyor ne şair... 

Bu döngü çok kısır çok kusur çok kışır çok hışırtılı... Her şeye rağmen ümitliyim. Az da olsa farkında olanlar var Selim Ali. Var.  Bir yer var ki adı konulmamış buluşmaların adresinde herkesin yüzünün güldüğü… Aklında olsun Selim Ali ya perde olacaksın bu dünyada ya da ayna… Aynaya bakabilirsin. 

*

PERDE VE AYNA

Tuhaf…

Sancılı…

Haksızlığın adım başı olduğu…

Dostlukların solduğu…

Aceleci…

Gürültülü…

Geveze…

Gevşek…

Sınırsız sorumsuz…

Yanlışların alkışlandığı…

Doğruların kışkışlandığı…

İnsanlığın dışlandığı…

Çok cahil…

Çok fukara…

Çok kavgalı…

Meşveretsiz…

Dediğim dedik…

Zamlı, gamlı, hazanlı…

Yaprakları dökülmüş…

Çok katkı maddeli…

Silik, sönük, dökük…

Okumasız yazmasız…

Türkçesiz…

Kaba saba/estetik fukarası…

Kâr değil; haksız kazanç peşinde…

Dışın içi bastırdığı... günlerden geçiyoruz. 

Geçebilecek miyiz; bilmem! 

Ümitsiz miyim; hayır! 

Kader var; keder yok! 

Ne peki?

Selim Ali alıp verdiği nefeslerin farkında olduğunda daha bir keyfine varıyordu yaşamanın.

Mevsimlerden selâmını alıyordu Sanatkâr'ın. 

Bütün mevsimleri benim için güldürüyor.

O beni çok seviyor, diyordu.

Bahçeme meyveler gönderiyor; daha ne demekten kendini alamıyordu. Onun ağaçlara sarıldığını da görenlerde nedense bi’ tuhaflık vardı. Japon’lar da tuhaf adamlardı demek ki yılda bir sefer ağaca sarılma merasimleri vardı.

Okunma Sayısı: 675
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı