"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kızıl Îcaz üzerine bir deneme

Ali SARIKAYA
26 Ocak 2011, Çarşamba
Kızıl Îcaz kitabı, Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin “Süllem” adlı mantık kitabı üzerine yazdığı bir şerhtir. Kitabın orijinal adı “Kızıl Îcaz Menbâu’l-Elğaz La Cevaze Lihalliha ve Lamecaz”dır. Eski Said dönemine ait bir eserdir.
Adından da anlaşıldığı gibi çözümü mümkün görünmeyen bilmecelerin ve mecazların kaynayıp aktığı yer olarak gösterilmektedir.
Üstadın yazdığı şerh çok veciz, anlaşılması çok zor olduğu için üzerine kardeşi Abdülmecid Nursî ikinci bir şerh yazarak Üstadın ifadelerini açıklamaya gayret etmiştir. Abdülmecid Nursî’nin bu şerhi milâdî 1965, hicrî 1385 tarihinde tamamlanmış ve iki yıl sonra Muhammed Zahit Doğru tarafından Dımışk, Berekat Matbaasında hicrî 1387 tarihinde basılmıştır.
Kitabın girişindeki “İfade-i Meram” başlığı altında Üstad şu notu düşmüş: “Sathî zihinleri dikkate alıştırmak için her nasılsa eskiden böyle bir eser yazmıştım. Madem ki yazılmış, neşir de olunsun. Hiç olmazsa ‘İ’lem’le başlayan mebâhise bakılsın.”
Kitabın genel gidişâtı ile pek ilgisi olmayan 9. Sayfa’daki “İ’lem” bölümünü elimizden geldiği, dilimizin döndüğü kadar ifade etmeye çalışacağız:
“Bil ki; bir şahsın ruhu tek olmakla beraber cismi hayat sahiplerinden bir cemaat, belki cemaatlerdir. Hatta hücrelerinden her bir hücre başında beş duygusu bulunan bir canlıdır. Bir şahıs, ‘Yâsîn’ (Yâsîn Sûresi’nin adını ifade eden iki harf) sûreti gibidir. O yâsîn harflerinin içinde Yâsîn Sûresi yazılmıştır. Hayatın ve duygularının şiddeti, cismin küçüklüğü ile ters orantılıdır. İstersen bir insanın duyguları ile mikroskopla görünen küçük bir canlının duygularını kıyasla. Çok gariplikler göreceksin. O küçük canlı, kendisi bin defa büyütüldüğü halde ancak görülebilirken kendi parmağının ucunu görür, arkadaşının sesini işitir. Diğer hissiyât ve duygularını buna kıyas et. İnsan böyle bir canlının parmağını nasıl görsün, sesini nasıl işitsin! Madde küçüldükçe hayat şiddetlenir, keskinleşir, incelir ve parlar.
“Bu hâl gösteriyor ki, varlıkta hâkim unsur, nâfiz başlangıç, ilk yaratılan, ruhtur, hayattır ve duygudur. Madde ise onun katılaşmış veya köpüğüdür.
“Kezâ; bir tek ruh, canlı maddelerden bir cemaati yüksek bir ceset olarak istihdam ettiği gibi; başka bir ruh daha küçük maddeleri istihdam eder. Onlar ancak o ruha dayanırlar. Aynı şekilde toprak âlemindeki küçük bir çekirdek, hava âleminde büyük bir ağaçtır. Şehadet âleminde hayat sahibi olan bu küçük madde, misâl ve mânâ âleminde ruhun ona istinadı ile sümbül vermesi caizdir.”
Kızıl Îcaz bir mantık kitabı olmakla birlikte, Üstadın eserlerindeki ana tema olan iman hakikatleri hedeften kaybolmamaktadır. Teknik bilgilerin arasına bile bu hedefler yerleştirilmekte, ana temanın her şart altında muhafaza edilmekte olduğu görülmektedir.
Seksen küsûr senelik bir ömürde hedefini hiç kaybetmeyen bir insan, hizmetini bina ettiği temel meselelerden hiç ayrılmayan, hedefini hep canlı tutan ve hayatı boyunca hizmet çizgisini hiç eğip bükmeyen bir insan alkışlanmaya, arkasından gitmeye gerçekten lâyık bir insandır. Onun kıymetini bilmeyenler, haksız yere zulmedenler utansın.
Okunma Sayısı: 6447
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • fuad

    12.6.2019 17:36:58

    Tesekkurler guzel yazi icin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı