TÜİK’in açıkladığı Haziran ayı enflasyon rakamlarından sonra memur ve emeklinin zam oranları da netleşti. Haziranda yıllık enflasyonlarını TÜİK’e göre yüzde 35,05, ENAG göre ise yüzde 68,68 olarak açıklandı.
Uzun süredir TÜİK’in enflasyon verilerine güven duyulmuyor. Vatandaş, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının çarşı pazardaki fiyatlara uymadığını görüyor. Bu yüzden de vatandaş gerçek enflasyona göre zam yapılmasını beklese de iktidar TÜİK’in rakamlarına göre zam yapıyor. Hükümet “vatandaşı enflasyona ezdirmiyoruz” dese de vatandaş enflasyon karşısında eziliyor, âdeta inim inim inliyor.
16 milyon emeklinin büyük kısmının aldığı en düşük emekli aylığı açlık sınırının çok altında.
2008’de yürürlüğe giren kanun, adaletsizliği arttırdı. O tarihten bu yana aylık bağlama oranını düşürmesiyle emekliler arasında ciddî farklar oluşurken memur emekli aylıklarının dahi asgarî ücretin altına gerilediği bir dönem yaşanıyor. Her yıl emekli ve yeni emekli olacaklar için daha kötüye gidiyor. 2016 yılında asgarî ücret 1.018 lira iken, en düşük emekli aylığı 1.663 idi. Bugün asgari ücret 22.104 lira en düşük emekli aylığı 16.881 TL’ye çıkacak.
Daha önce asgarî ücretin üzerinde maaş alan emeklilerin büyük kesimi hem açlık sınırının hem de asgarî ücretin altında maaşa mahkûm edildi. İktidar adaletsiz ücret politikalarıyla ile sistemi bozdu. İcat ettikleri “kök ücret” uygulamasının altından kalkamıyor. Kök ücrete yapılacak zam bütün emeklilere yansıtılmadığı için ücret adaletsizliği ve çarpıklığı devam edecek. Daha az pirim ödeyenlerle daha çok prim ödeyenler arasındaki makas daha çok daralacak.
***
AYNI OYUN YİNE TEKRARLANDI
Enflasyona göre zam yapıldığından 2024’ün Aralık ayında enflasyon aylık 1,03 çıkarken, Ocak enflasyonu yüzde 5,03 çıkmıştı. Buna göre memur ve emekli yüzde 4 daha az zam alabilmişti. Bu da bir anlamda çalışanın cebinden çalmak, milletin ekmeğiyle oynamak olmuştu.
2025’in ilk zammında olduğu gibi bu sefer de Memur ve emeklilere yine aynı oyun sergilendi.
İlk altı ayın enflasyonuna dâhil olacak süre geçtikten hemen sonra 1 Temmuz’la birlikte doğalgaza yüzde 25 zam gelirken, birçok ürüne zamlar ardı ardına geldi. Tıpkı Ocak ayında olduğu gibi Temmuz ayında enflasyon yüksek çıkacağı şimdiden görülüyor. Ocak ayında olduğu gibi emekli ve memur yine daha az zam almış olacak, geçim sıkıntısı artarak devam edecek.
Rakam oyunlarıyla ekonominin düzeleceğini sananlar milletin cebinin yangın yerine döndüğünü, milletin ezildiğini görmezden geliyor.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kayıpların enflasyon farkıyla değil refah payıyla telafi edilmesi gerektiği söylemesi önemli. Geçim derdinin arttığı, kira fiyatlarının uçtuğu, maaş ve ücretlerin yoksulluk sınırıyla açlık sınırı arasında sıkıştığı bir dönemde kamu görevlileri ve emeklilere refah payı verilmesi ve iyileştirme yapılması şart olduğunu söylemesi de yerinde bir tespit olmuş.
***
PARANIN DEĞERİ NASIL ARTAR?
Yeni Yıl Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, ilk milletvekili olduğu zaman 9 bin lira, şimdi ise 200 bin lira maaş aldığını söylerken, “Bu 200 bin lira yetmiyor ama 2011 yılında 9 bin lira çok kıymetliydi” derken paradaki değer kaybına işaret ediyor.
Paranın nasıl değer kazanacağını ise açıklıyor: “Paramızın değerini arttırmanın yolu hukuk devletidir. Eğer Türkiye, demokratik hukuk devleti olursa sosyal devlet de olur; başkaları buralarda yatırımlar yapar, turizmle, tarımla, madenlerimizle, sanayimizle, teknolojimizle üretiriz. Bunun sonucunda da paramızın değeri artar, alım gücü yükselir, enflasyon aşağı çekilir, cari açık düzelmiş olur.”
İşte temel meselede bu…