Risale-i Nur Külliyatı Kur’ân-ı Kerîm’in cihanşümul bahçesinden derilen bir gül demetidir.
Binaenaleyh onda o mübarek ve İlâhî bahçenin nuru, ziyası ve kokusu vardır.1
Bu ifadelerden yola çıkarak Risale-i Nur’da, Kur’ân’ın üslûbunu işmam ettik.
Üslûp, kendine has anlatış biçimi ve tarzıdır. Kelâmın elbise-i fahiresi veyahut cemali ve sureti üslûp iledir. Aynı zamanda kelâmın kalıbıdır. Üstadımızın ifadesi ile üslûp, hakikat şişesindeki zülal’i manadır.2 Kışır ile meşgul olmak lübbü bulmaya mani olabilir. Mananın verdiği ruhanî gıdayı zevk edemeyenler kabı ve kapağı yalamaktan usanabilirler. Bu sebeple üslûp manaya işaret etmelidir.
Zannımca lâfız ve nazım, sanatça cazibedar olsa nazarı kendiyle meşgul eder. Nazarı manadan çevirmemek için perişan olması daha iyidir.3
Pekiyi üslûp sureti nasıl nescolur? Ya dikkat-i nazar veya tevaggul veya mübaşeret veya sanatın telâhukuyla hayalde suretler oluşur. Manalar ise kalpten çıplak olarak çıkar. Kalbin karanlık köşelerinde yatan manalar; çıplak, yalın ayak, baş açık olarak çıkıp suretlerin mahalli olan hayale girerler. Hayal hazinesinde buldukları sureti giyerler. Bir kısmı yazmayı sarar veya papucu giyer, hiç olmazsa bir düğme ile bir kelime ile kendini nerede terbiye olduğunu gösterir.
Hz. Mevlânâ’nın ifadesi gibi “Kalp denizdir, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.” İki adamın söyledikleri bir söz, bir kelâm mütefavit olur. Birisinin cehline, sathîliğine; ötekisinin ilmine, maharetine delâlet eder.4 Bu sebeple lisân, kalbin ma’kes ve tercümanı makamındadır. Kalp küfür ve günahlar ile kirlenirse kalbin tercümanı olan lisan da tefessuh eder. Zikirden nefretkârane uzaklaşabilir. O halde insan ne ile meşgul olduğuna dikkat etmelidir. Zira üslûb, ayine-i insandır.
Özellikle gençlik zamanında.. Zübeyir Ağabeyin ifadesiyle “Gençlikte insan ne ile meşgul olursa istidatları onda inkişaf eder.” Üslûbuna da o sirayet eder. Ya bal döker, ya zehir akıtır.
Risale-i Nur’un Üstadı, menbaı, esası, nuru Kur’ân-ı Kerîm olduğu için, üslûbu bediidir ve âlidir.
Sabri Ağabey Risaledeki üslûbu şöyle izah eder: Sözler’deki âlî ve azîm üslûp ve gayeler, bu abd-i pürkusuru ihya ve âdeta “ba’sü ba’de’l-mevt” haline getirdi.5 Risale i Nur’da kullanılan üslûp libası Kur’ân’ın hakikatlerine münasiptir. “Kur’ân’ın bir nevi tefsiri olan Sözlerdeki hüner ve zarafet ve meziyet kimsenin değil belki muntazam güzel hakaik-i Kur’âniyenin mübarek kametlerine yakışacak mevzun muntazam üslûp libasları kimsenin ihtiyar ve şuuru ile biçilmez ve kesilmez belki onların vücududur ki öyle ister ve bir desti gaybidir ki o kamete göre keser biçer giydirir.”
Dipnotlar:
1-Tarihçe-i Hayat 38
2- Muhakemat 126
3- Sözler 1131
4- İşaratül icaz 272
5- Barla Lahikasi 83