Risale-i Nur’un üslûbu ve manasındaki belâgat ile ülfet ettiğimiz âlem diriliyor ve hüşyar oluyor, nereye vursa Asa-yı Musa gibi hakikat nurlarını çıkarıyor. Her yaprak mele-i âlâdan gelen bir mektup oluyor. Her şeyde rahmet-i İlâhiyenin izini, özünü yüzünü görüp kemal-i rahmetini ve cemali adaletini müşahede ettirip musîbetleri gülerek karşılatıyor. Gözü bal arısı yapıp kâinattaki üsare ve şıralardan kalpte iman balı yaptırıyor. Mahlûkata zatları hesabına değil, esma-i İlâhî hesabına mana-i harfi nazarıyla baktırıyor.

Aklı, kalbi ve ruhu celbeden İlâhî bir cazibesi vardır ki çoluk çocuğu, avam-ı havassı o Nurlar’a koşuyorlar ve o cazibedar Nur’un pervanesi oluyorlar.

2) LÂFZIN SELÂSETİ: Selâset, açık, akıcı ve uyumlu anlatım demektir. ”Lisana ağır gelmemesi Kur’ân’ın yüksek selasetini gösterir.”

 “Beyanat i Kur’âniye o kadar harikadır o derece letafetli ve selâsetlidir en basit bir âmi en derin bir hakikati onun beyanından kolayca tefhim eder. “Buna Tenezzülat-i İlâhî denilir. Hakikatler, ülfet edilen kaplarda sunularak zihinler İlâhî olarak okşanır. Çocuklara çocukca tabiratlar kullanılma sebebi de bundandır. İsteriz ki; fehmi söylenilen sözden tevahhuş etmesin. Kelâmımız zihnini okşasın.

Selâsetli olmazsa çocukla aramızda malûmat alış verişi olmaz. 12

Risale i Nurdaki ifadeler de selistir. Hakikatleri ülfet ettiğimiz ifadelerle anlatır. Alışmış olduğumuz teraziyle tartıp verir. “Çünkü beşer ancak alışmış olduğu terazisinin dilinden anlar, bu fennî terazilerin dilinden anlamaz.” Bu nedenle Risale-i Nur’da temsil yolu ihtiyar edilmiştir. “Teşbihat ve temsilatla en ümmi bir amiye ifham eder.” Temsiller, işlek ve güzel bir caddedir.

 “Sırr-ı temsil dürbünüyle, en uzak hakikatler gayet yakın gösterildi. Hem sırr-ı temsil merdiveniyle, en yüksek hakaike kolaylıkla yetiştirildi. Hem sırr-ı temsil penceresiyle; hakaik-i gaybiyeye, esasat-ı İslâmiyeye şuhuda yakın bir yakîn-i imanî hâsıl oldu.”13

Kullanılan üsluplar, hakikatlere geçmek için ve en derin incelikleri görmek için avam-ı nâsın gözüne bir dürbün veya numaralı birer gözlüktür. İrşadın gereği de budur. Fehimlere müraat, hissiyata ihtiram, fikirlere ve akıllara göre yürümek lâzımdır.

İbn-i Sina fehminde aczini itiraf ‘akıl buna yol bulamaz’ demiş. Onuncu söz risalesi, O zatın dehası ile yetişemediği hakaik-ı, avamlara da çocuklara da bildiriyor.14

Aynı şekilde Kadere dair kırk-elli sayfada ancak havassa anlatılan mesail kader risalesinde iki sayfada herkese bildirilmesi onun selasetini izah eder.

3) MANASINDAKİ CAMİİYET

Mânâsının çok geniş bir yelpazeye sahip olup, insanların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir genişlikte ve derinlikte olmasıdır.

Dipnotlar:

12-İşaratül İcaz 347

13-Sikke-i Tasdiki Gaybi 389

14- Sikke-i Tasdiki Gaybi 381