"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ayine-i Kur'an Risale-i Nur - 3

Ayşe Hümeyra Erkoç
08 Nisan 2022, Cuma
Peki Risale-i Nur kelâm-ı beliğ midir inceleyelim..

* İlim denilen çömlekte pişecek.

Risale-i Nur ilme dayanır. İlimlerin şahı ve padişahı olan iman ilminden bahseder. İlim iplikleriyle örülmüş müzeyyen bir kumaş gibidir.

* Hikmetli küpte duracak.

Nurlar’da Rahim ve Hakîm isimleri tecelli etmektedir. İnsanın aklı hakîmiyetin letaifiyle zevk alır.

Nurlar’da ise akla vâzıh kalbe nuranî temsil yolu ihtiyar edilerek uzak hakikatler yakın kılınmış ve aklı teslime sevk etmiştir.

* Fehim süzgecinden geçecek...

Bu ehemmiyetli Risalenin herkes her bir meselesini anlamaz. Fakat hissesiz de kalmaz. Büyük bir bahçeye giren bir kimsenin, o bahçenin bütün meyvelerine elleri yetişmez. Fakat eline girdiği miktar yeter. O bahçe yalnız onun için değil belki elleri uzun olanların hisseleri de var.

3-8 yaşındaki çocuklar dahi Nur bahçesinden kametlerine göre istifade ederler..

* Manası ab-ı hayat olacak. Yani derde derman olacak. Kana kana içirecek.

Risale-i Nur’a sahib olanlarda hırs ve hiddet zevale yüz tutar, zulmet ve şehvet erir. Cehalet ve şekâvet ateşi söner. Tabiat uykusu azalır. Gaflet uykusu kalkar. Kara ve çirkin, bozuk ve uyuşuk kanlar düzelir. Nefes ve kalb işler. Kan boruları birer mecra-i Nur olur.

* Üslûbu zarif olacak... Işığıyla okşayacak.

Risale-i Nur’un mesleği, nezihane ve nazikâne ve kavl-i leyyindir.

* Efkâr içecek, fakat letaifte de dolaşacak.

Nurlar manevî rızıktır. Akıl midesine girdikten sonra sair letaif de masseder.

“İman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var. Nasıl ki bir yemek mideye girse o yemek muhtelif âsaba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesail-i imaniye dahi akıl midesine girdikten sonra, derecata göre ruh, kalp, sır, nefis ve hâkeza letaif kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa noksandır.” 10

 Kurân’daki belâgat-ı maneviyeyi zevk etmek istersen kendini nur-u Kur’ân’dan evvel asr-ı cahiliyette, sahra-yı bedeviyette farz et.. Nasıl ki o ölmüş veya yatmış olan mevcudat-ı âlem ‘Tesbih eder’ sadâsıyla işitenlerin zihninde nasıl diriliyorlar, hüşyar oluyorlar, kıyam edip zikrediyorlar. İşitenin nazarında gökyüzü bir ağız, bütün yıldızlar birer kelime-i hikmet-nüma ve birer nur-u hakikat-eda ve küre-i arz bir baş ve berr ve bahir birer lisan ve bütün hayvanlar ve nebatlar birer kelime-i tesbihfeşan suretinde arz-ı dîdar eder. 11

Dipnotlar:

10-Mektubat 554

11-Sözler 228

Okunma Sayısı: 1461
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı