Âfet üstüne âfet gelirken yaklaşan seçimle siyasetin harareti gün geçtikçe artıyor. Özellikle “millet ittifakı” ortak Cumhurbaşkanı adayının HDP ile görüşmesi siyasi mahfilleri hareketlendirdi.
Bu durumda bütün kamuoyu araştırmaları ve anketlerde “millet ittifakı” adayının bu partinin de desteğiyle açık ara ile birinci turda seçileceği belirtiliyor.
Baştan beri HDP’nin “iktidara iliştirilmiş yandaş medya”nın dezenformasyonlarının aksine “altılı masa’da yer almak istemediklerini, hiçbir bakanlık ya da bürokrasi taleplerinin olmadığını, sadece “demokrasi tutum belgesi” çerçevesinde öncelikle “otoriterliğe” kayan “tek kişilik rejim”den kurtulmakla demokratik parlamenter sistem”e geçişi kolaylaştırmayı istediklerini açıklamaları dikkat çekici.
En son beş yıldır hapiste tutulan eski eşbaşkan Demirtaş’ın HDP ile de ile açık müzâkere ile demokratik taleplerinin açık müzâkeresini nazara verip, “Cumhuriyetin ikinci yüz yılında, büyük demokratik dönüşümle Türkiye’nin yeni bir toplumsal barış, huzur, refah, birlik ve dayanışma ruhuyla ayağa kalkması” mesajı, demokratikleşme hedefinde önemli bir merhale teşkil ediyor.
“BÜTÜN TÜRKİYE’NİN ORTAK ADAYI”
Bu açıdan, Demirtaş’ın, “şu anda ‘millet ittifakı’nın ortak adayı olan Kııçdaroğlu’nun siyasal ve toplumsal muhalefetle görüşerek herkesin desteğini alması halinde tüm halkın ortak adayı haline gelmesi ve ‘bütün Türkiye’nin ortak adayı’ olmasının sağlanması” perspektifi fevkalâde önemli.
Aslında altı buçuk milyon oy almış Türkiye’nin üçüncü partisiyle demokratik işbirliği, demokrasi, hukuk, insan hakları ve hürriyetlerinin hayata geçirilmesiyle milletin ortak paydasında birlik ve beraberliğinin temini için de büyük değer taşıyor.
Bu arada, onca milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılıp, vekilliklerinin düşürülüp cezaevine konulmasına, seçilen yetmişi aşkın büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlarından birkaçı hâriç hemen hemen hepsine tepeden kayyımlar atanmasına ve hâlâ “kapatılma” tehdidine mâruz bırakılmasına karşı bu partinin bir başka partide seçime girme tedbirini alıp her halûkârda oylarını muhafaza edeceği vakıası, demokratik suikastı etkisiz hale getiren demokratik işbirliğinin ehemmiyetini ortaya koyuyor.
Gerçek şu ki sözkonusu demokratik işbirliği, terör örgütünün değirmenine su taşıyan, süreç içinde çözümün terörde değil barış siyasette olduğunu açıkça ifade eden HDP’yi demokratik siyasetten tasfiyeyle muhalefeti zaafa uğratma operasyonlarını boşa çıkarıyor.
Milletin birliğinin ve bütünlüğünün “yol haritası”nı belirliyor.