"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İçimizdeki düşman: Uyuşturucu

Davut ŞAHİN
12 Kasım 2015, Perşembe
Türkiye’nin uyuşturucu haritası ile ilgili olumsuz gelişmeler gazetelere yansıyor.

Madde kullanımı gençlerde hızla yaygınlaşıyor. Üstelik çeşitli kılıflar adı altında.

Bunlardan biri de, “Selvia Divinorium” isimli bir uyuşturucu türü. Piyasalarda dört bir yanda kol geziyormuş. Özellikle gençler arasında çok talep varmış. 

Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları ve Alkolizmle Mücadele Federasyonu’nun (UBAM) açıklamaları bu yönde.

Sentetik uyuşturucu bonzai, biliyorsunuz birçok gencin canını aldı. 

Ardından uyuşturucu baronları bonzainin deşifre olmasının ardından yeni bir bitki keşfederek (!) bu illeti devreye sokmuş. Piyasadaki adı, selvi otuymuş!

*

Peki neden selvi boyu?

Çünkü adı geçen bitki henüz Avrupa’da yasak değil. Devlet elini çabuk tutup, bir an önce “selvia divinorium”u uyuşturucu madde statüsüne sokmalı. Çünkü bu bitki bonzai ile yer değiştirecek. 

Zira uzmanlar diyor ki, “Selvi boylumu kullananlarda, halüsinasyon ve kişinin kendisinden geçmesinden kaynaklı ölümler yaşanabilir. Buna önceden engel olmak mümkün… Ki, gençlerin canı yanmasın.”

*

İstatistikler ne diyor?

Uyuşturucu haritasına göre, madde kullanımında başşehir Ankara birinci sırada… Zira, Ankara’daki gençlerde her 100 kişiden 28’inde madde bağımlılığı problemi var… (UBAM)

Selvia’da ciddî sıkıntıda olan şehir ise Bursa.

*

Uğur Dündar Sözcü gazetesindeki köşesinden uyarmış:

“Kapı komşunuz sentetik uyuşturucu üreticisi olabilir. Dünyanın birçok ülkesinde bulunmayan uyuşturucu türlerinin bile sokaklarımızda rahatlıkla satılabildiğini ve toplumumuzu hızla kuşattığını” yazmış.

Farklı fikirlere sahip bile olsak, ülkemizin en temel ve ortak sorunu bence madde bağımlılığıdır.

Çünkü hepimizin çocukları bu tehlikeye açık.

Dündar diyor ki:

“Siz siz olun ve asla, ‘Bu belâ bizim semtimize uğramaz’ demeyin. Çocuğunuzla daha çok ilgilenin. Tehlikenin hızla bulaşıcı bir hastalık gibi yayıldığını, bağımlılık yaşının 8’lere düştüğünü ve siz bu yazıyı okurken kapı komşunuzun sentetik uyuşturucu üretiyor olabileceğini asla göz ardı etmeyin…” (a.g.g., 11.10.15)

*

Bu tehlike hepimizi tehdit ediyor derken, kastettiğimiz sadece belirli sınıf değil. Toplumun bütün katmanı tehlike altında.

Madde bağımlılığın sağcısı-solcusu olmaz. Okuyanı-okumayanı… ve hatta cahili, entelektüeli yoktur. Her meraklı potansiyel bir içicidir. Her içici ise potansiyel bir satıcı adayıdır.

Bağımlı kişi; özgürlüğünü kaybeder, kendine olan güveni sıfırlanır. Kontrol altında değildir. İdealleri varsa, kaybeder, ilkeleri yok olur. 

Ya tedbir? Madde kullanımına başlamadan önlemek mümkün mü? 

Diyorlar ki, “Bilinçlendirmek öncelikli hedeftir.” Eğitim yolu ile madde kullanımı engellenebilir.

Eğitim… Ama nasıl bir eğitim? Bu sorunun cevabı yok.

Tedavisi? Evet mümkün... Bağımlılığın tıbbî yardım ve uzman desteği gereken ve tekrar eski hayatına dönebilme ihtimali olan bir hastalık... Sonrasında ise, kişinin madde kullanımına iten sebepleri ortadan kaldırmak ve arkadaş çevresinden uzaklaşmak, elbet mümkün.

Ancak en iyi korunma yöntemi: Hiç başlamamak!

Okunma Sayısı: 3034
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı