Kendilerini Risale-i Nur′a adamışlar

Filipinler ya da resmî adı ile Filipinler Cumhuriyeti, Güneydoğu Asya′da Malay Takımadaları bölgesinde yer alan adalar ülkesidir. Başşehri Manila′dır. Filipinler toplam 7107 adadan oluşur. Yaklaşık olarak toplam yüzölçümü 300 bin km²dir. Bu da bu ülkeyi dünya yüzölçümüne göre ülkeler listesinde 72. yapar. Şu an çoğu Filipinli′nin kökeni Avustralya’lılara dayanır. Bunların yanında Çinli, İspanyol, ABD′li ve Arap kökenliler de bulunmaktadır. Zengin bir tarihe sahip olan Filipinler, doğu kültüründen büyük izler taşır. Filipin’ce ve İngilizce resmî dillerdir. Yerel iklim sıcak, nemli ve Tropikaldır. Yıllık ortalama sıcaklık 26,5 °C civarındadır. Dağlık adaların birçoğu tropikal yağmur ormanlarıyla ve volkanla kaplıdır. En yüksek noktası 2 bin 954 m. yüksekliğiyle Mindanao′daki Apo dağıdır. Ülke Batı Pasifik tayfun kuşağı içinde bulunur ve yılda yaklaşık 19 tayfun geçirir. Filipinlerin yaklaşık % 86′ı Hıristiyan olmakla beraber bunların % 81′i Roma Katolik Kilisesi′ne bağlıdır. Güney Asya′da ticareti geliştiren Arapların teklifiyle 14. yüzyılından kısa bir süre sonra İslâmiyetle tanıştılar. Filipinlerin yaklaşık olarak % 10′u Müslüman′dır ve yerel dilde ′Moros′ olarak bilinirler ve genelde ülkenin güneyinde MİNDANAO Adasındadırlar.

Yine yollardayız, bütün sevdiklerimin, arkadaşlarımın, dostlarımın, kardeşlerimin selam ve duâlarını aldım. Heybeme koydum, Filipinler′de ihtiyacı olanlara dağıtmaya, yardıma muhtaç olanları sevgi ile kucaklamaya gidiyoruz. Bizlere duâ edin. Allah (cc) hepimizin başta ülkemizin ve bütün İslâm âleminin yardımcısı olsun. 03/06/2014 tarihinde akşam 18:30 uçağı ile önce Abu Dabi daha sonra, oradan Filipinlere doğru yelken açıyoruz inşallah. Bu benim ikinci seferim olacak. Kasım ayında ‘’HAYYAN’’ Tayfunu ile sarsılan Filipinlerin ‘’TACLOBAN’’ şehrine ilk yardım amaçlı olarak gitmiş ve 10 gün boyunca orada kalmıştım.
Şimdi ise kalplerinin fethi ile İslâm’la şereflenenleri görmek adına yola çıkıyoruz. Selâm ve duâ ile. 
Yaklaşık 16 saat yolculuk ve 5 saat havalimanında beklemeyi de içine koyduğunuzda 21 saat sonra Filipinler-Manila NAİA Uluslararası Havalimanı’na vardık. Sıcak ve nemli hava bizi karşıladı. Kaldığımız otelimize gitmek ve yerleşmek kolay olmadı. Trafik inanılmaz, akşam saati olması hasebi ile ülkemizi aratmayacak tarzda karmaşık ve çetrefilli. Nihayet FERANDİNO SUITES HOTEL/CUBAO’ya yerleştik, şükür varmıştık. Yorgunluğumuz diz boyu idi. En iyi şey suyun altında kendinizi bulmanız olabilirdi ve öylede oldu.
Filipinlerde yaşayan Türkler, vakıf kardeşler, Türk Elçiliğinden bir temsilci, TUSKON Filipinler temsilcisi Abdülgani MACATOMA, Mekke İslam Rabıta’tül Âlemin eski başkanı Seyyid Shıek NABEL el BAZ,  Tayland’dan Kun Anand MARLET (Çare Derneği Tayland temsilcisi), Gültekin SARIGÜL (Üstadın Avukatı), Prof. Dr. Mustafa Uçar (Hasan Kalyoncu Üniversitesi İletişim Üniversitesi), Türkiye’den gelen misafirler ile bizler öncelikle tanışma programı yaptık. Filipinlerde Risale-i Nur hizmetinin geldiği noktalar adına Emre kardeş güzel bir sunum yaptı. Risale-i Nur hizmetlerinin WEB tabanlı şekildeki hizmetlerinin daha etkili olduğu bu noktada çalışmalarına hız verdiklerini anlattı.
Kur’ân′ın, Küçük Sözler, Gençlik Rehberi, Tabiat Risalesi ve diğer eserlerin Tagolonçaya (mahalli dil) çevirilerinden bahsetti. Kısaca Risale-i Nur hizmetlerin geldiği nokta anlatıldı. Karşılıklı konuşmalardan sonra beraberce yemek yendi. İlk gün böylelikle bu yorgunlukla bitmiş oldu. Muvaffakiyetler Rabbimden inşallah. İkinci günün sabahı; sabah namazı sonrası tekrar yollardayız. İlk durağımız ZAMBOANGA yarım adası. Uçakla Manila’ya yaklaşık 1,5 saat mesafede.

SU ÜZERİNE KURULMUŞ BİR ŞEHİR
Zamboanga’dan Basilan Adasına doğru deniz yolu ile yola çıktık. Basilan′a giderken Santa Cruz Adasını karşıdan gördük. 48 ailenin yaşıyor olduğunu ifade etti Rıza. Adaya 2005 yılında sadaka ve zekatlar toplanarak götürülüp bırakılmış ve ilk tanışma böyle olmuş. Bu arada Almanların çok yoğun olarak misyonerlik faaliyetleri var. Hatta ilk defa kurban eti ile tanışmışlar o sene. Bu yaklaşım onlarda çok etki bırakmış ve bunları getirenlerin Müslüman olduklarını duyunca onlarla tanışmak istemişler.
Ondan sonra İslâmı bilip-öğrenip, tanışıp Müslüman olmuşlar. Ve bu naif yaklaşım meyvesini vermiş. Santa Cruz adası Kurban etinin kendilerine Allah (cc) rızası için getirilmesinden çok hoşnut kaldığından topluca Müslüman olmalarında etkili olmuş. Ömür hayatlarında kurban etini ilk defa tattıkları rivayet ediliyor. Almanlar bu ada ile çok yakından misyonerlik faaliyetleri içinde iken, adanın tamamının Müslüman olmasından sonra ilişkilerini kesmişler, misyonerlik faaliyetlerinden vazgeçmişler.
Basılan adasındayız. Lamitan ve İsabella şehirlerine gidilecek. 2005 yılında ilk defa buralara gelinmiş. İngilizce külliyat bırakılmış. Santa Cruz Adası′nın yanından geçerken bu hikâyeyi bizzat yaşayan Rıza Derindağ′dan dinledik. Filipinler, 7 bin 200 adadan oluştuğundan her yer ada ve su. Suyun içinde tahtadan evler, palmiye ağaçları ve kayıklar, gözünüz bu tür şeylere çabuk alışıyor. Basılan adasına varmadan önce su üstünde kurulu şehri gördük ve şaşkına döndük, suyun üzerinde bir şehir kurulmuş. 24 saat ve 365 gün, dile kolay. İnanılmaz ama gerçek. İnsanların hepsi su üzerinde kurulu bu şehirde yaşıyorlar.

KARADA YÜRÜMEYİ BİLMEZLERMİŞ!
Hayatları suyun üzerinde geçiyor. Rivayetlere göre karada yürümeyi bile bilmezlermiş. Balıkçılık en büyük geçim kaynakları. Ayrıca iyi birer serbest dalıcılar. Suyun altında 10 dakika kalıyor ayrıca yürüyerek balık avlıyorlarmış. Gerçekten inanılmaz manzaralar. Mahalli dilde BAGGİO olarak adlandırılan bu insanlar aslında Çingene kökenli olarak da nitelendiriliyorlar. On dakika sualtında kalma ve balık tutma onlar için normal tavır.
Adaya ayak bastığımızda ise öyle bir rahmet-yağmur yağdı ki muhteşem. Bir anda yakıcı sıcaktan serin yağmurlarlarla karşılandık bir nevi. ’’Hoş geldiniz My Brothers - Hoş geldiniz kardeşlerimiz" diyerek karşıladılar Filipinli bir aile ve heyeti. Hayatlarını Risale-i Nura adamış olan ve Medresetuzzehra Dershanesini kuran Jubaira Said Hanım ve ekibi karşıladı bizleri. Vakfetmişler kendilerini ailecek. Jubaira Said Abla. Ne zaman Risale-i Nur ile tanışmışlar hayatları değişmiş. Ev hanımı iken şimdi birer Nur Talebesi ve vakıf abla olmuşlar.
Adada ilk ziyaretimizi Adanın Valisine yaptık. Kelemhar Jay R. SAKKALAHUL. Basilan adası Valisi, yaşı yirmi civarında. Bizi kabul etti. Babası üç dönem valilik yapmış sonrası oğlu da seçimle Vali olmuş. Annesi Turizm Müdürü. Bizimle yakından ilgilendi. Durian’li kek ve Nestcafe ikramı ve sohbet. Durian’la ilk tanışmamız valinin makamında oldu. İnanılmaz bir meyve, ayrıca kokusu yüzünden odayı terk etmek zorunda kaldık, muhteşem bir kokusu var. Yerel ve en önemli meyveymiş. Orada öğrendik. Karşılıklı sohbet sonrası valilikten ayrıldık.
Oradan ilk durağımız bizi bekleyen Filipinli kardeşlerimiz. Programımız çok dolu.
Filipinli Müslimlerin hazırladığı kısa 1.İslâm Sempozyumuna katıldık. Ortam kadar kendileri de sıcak olan bu insanları çok sevdim. Heyetle beraber oradaki Müslimlerle hoş sohbet edildi. Bizleri tanıştırdılar. Risale-i Nur talebeleri dendiğinde hepsinin gözleri doldu. İslâm’ı Risale-i Nur’larla tanımışlar. Oradan yetimhaneye doğru yola devam ettik.

DEVAM EDECEK

AYTEKİN COŞKUN
[email protected]