"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Önümüzdeki seçimle parlamenter sisteme geçeceğiz

02 Ocak 2022, Pazar
Önümüzdeki seçimlerin Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişe bir vesile olacağına inanıyorum. Toplumun ve ülkemizin ihtiyacı olan bir şey bu.

Demokrasi için el ele - İzmir'de Millet İttifakı - 3
RÖPORTAJ: YENİ ASYA / İZMİR

Yeni Asya olarak İzmir’de başlattığımız “Demokrasi İçin Elele” faaliyetimiz çerçevesinde bu defa Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel Beyi ziyaret ettik. Kendisi 1977 İzmir doğumlu. Hukukçu bir ailenin hukukçu bir evlâdı. Sohbetimiz tazelenen çaylarla çok sıcak bir havada devam etti.

***

-  Sayın başkan bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 

Yaklaşık dört senedir İl Başkanlığı görevini yürütüyorum. İkinci dönemdeyim. Daha önce İzmir Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğim var. O dönemde grup sözcülüğü görevini de yürüttüm. Avukatım. Yaklaşık 20 sene oldu, İzmir’de serbest avukatlık yapıyorum. Babam ve ağabeyim de avukat. Baba tarafı Buca’nın en eski ve köklü ailelerinden biridir. Köken Yugoslavya - Makedonya. Anne tarafımız Manisa Salihli’den. Annem Türkçe - Edebiyat öğretmenidir. 

Şimdi bu görevi yapıyoruz. Millete hizmet etmek için yapıyoruz. Önceliğimz tabii ki ülkemize hizmet etmek, yaşadığımız kente hizmet etmek. Siyasî partiler de bu hizmet konusunda birer araçtır. Her siyasî partinin kendine göre bir çizgisi vardır, öncelikleri vardır. 

- Şu anda ülkemizin ve milletimizin öncelikli gündemi nedir sizce? 

Ekonomi şu anda en öncelikli sorun gibi görünüyor. Kontrol edilemez, freni boşalmış kamyon gibi giden bir ekonomik düzen var. Savruluyoruz. İnşallah meydana getirdiği tahribat çok büyük olmaz. 

Bir anda döviz, dolar 18 liralara 20 liralara fırlıyor, bir anda 11-12 liralara düşüyor. Bu arada birileri cebini dolduruyor, birileri bu işten kazanç sağlıyor. Bu işlerin sadece basiretsizlik ya da ekonomi bilmemekle açıklanması bence mümkün değil. Bu kasıtlı ve bilinçli yapılan bir iş. 

Ama Türkiye’nin sorunlarına baktığımızda birçok sorunu birbirinden ayrı düşünemeyiz. Yani ekonomi ile yargı bağımsızlığını, insan haklarını, toplumsal huzuru, barışı, özgürlükleri bunları birbirinden ayrı düşünmek bence mümkün değil. Hepsi birbiri ile bağlantılı.  

20 yıllık AKP iktidarında ülkeye o kadar çok zarar verildi, o kadar ciddî tahribatlar yapıldı ki, bunların içinde belki de en hızlı düzeltilebilecek olan yine ekonomi. 

Çünkü topluma bir güven verirsiniz, ulusal ve uluslar arası düzeyde istikrarlı ve güvenli bir düzen kurarsınız, her şeyden önce ekonominin başına bu işin eğitimini almış, o işten anlayan, ekonomi bilimini bilen, liyakatli birilerini getirirsiniz. Yargı bağımsızlığını sağlarsınız, hukuka ve yargıya bir güven oluşturursunuz. İş ve istihdam alanı meydana getirecek bir takım yatırımlar yapılabilir, bir takım adımlar atılır. 

Yani bu yolcu garantili havaalanları, karayolları, köprüler, şehir hastaneleri yerine, iş ve istihdam meydana getirecek bir takım yatırımlar yapılır. O güven ortamı kendiliğinden oluşur. Bunu düzeltmek belli bir vadede mümkün. 

Ama 20 senede toplumda meydana getirilen travma, insanları inançları nedeni ile, yaşam tarzları nedeniyle kamplaştıran, kutuplaştıran, düşmanlaştıran o yapının düzelmesi çok kolay bir iş değil. 

Bir de tabiî devlet mekanizmasında çok ciddî yaralar açıldı. Liyakate dayalı değil, sadâkat ve itaate dayalı bir sistem kuruldu. İşin ehli olan, birikimli, liyakatli insanlar yerine, kendi sözlerinden çıkmayacak kişileri kurumların başına getirdiler. 

Yani bu yaşadığımız sorunlar, ekonomik kriz de onlardan bir tanesi. Şu anda en gündemde  olan o belki, ama bu sistemin bir sonucu. Daha önce dediğim gibi sorunların hiçbirini birbirinden bağımsız düşünemeyiz. 

- Yeni Asya Gazetesi’ni takip ediyor musunuz?

Yok etmedim, ne yalan söyleyeyim.

- Yeni Asya Gazetesi’ninin son günlerdeki sayılarından getirdik. Boş zamanınızda inşallah bakarsınız. Bir inceleyin. Yeni Asya, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’nü (Ankara’dan İstanbul’a kadar süren) takip etmişti. Hatta yazarlarımız bir konaklama noktasında Kılıçdaroğlu ile görüşmüşlerdi. 

İstanbul seçimleri öncesinde sayın Ekrem İmamoğlu ile röportaj yapıldı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “helâlleşmemiz lâzım” diye başlattığı harekete başyazarımız desteklediğimizi belirten yazılar yazdı. Ayrıca Fikri Sağlar’ın Kültür Bakanlığı döneminde Bediüzzaman Said Nursî’nin eserleri olan Risale-i Nurlar bakanlığa ait kütüphanelere konuldu ve bu billbordlara asılan ilânlarla duyurulmuştu. Yine Risale-i Nurlar’a devlet tekeli konulmak istenmesi ve bu yüzden basımının iki seneye yakın izin verilmemesi üzerine CHP Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ederek, Risale-i Nurlar’ın öksüz eser olmadığını, basımını yapan ondört yayınevi olduğunu izah etmiş, Yüksek Mahkemenin de Risale-i Nurlar’ın serbest basılması yönünde karar vermesi ile bandrol engellinin aşılmasına vesile olmuştu. 

Risale-i Nurlar’ı daha önce inceleme fırsatınız oldu mu? Risale-i Nurlar’da Bediüzzaman Hazretleri “Ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam.” diye bahseder. Hürriyetçi ve Demokrat görüşlerini eserlerinin bir çok yerinde ifade ediyor. 

Risale-i Nurlar’ı ve Bediüzzaman Said Nursî’yi biliyorum, ama inceleme ve okuma imkânım olmadı. 

- Son günlerde partinizin de dahil olduğu muhalefet partilerinin Millet İttifakı çalışmaları çerçevesinde TBMM’de ortak metin hazırlığı yapılıyor. Güçlendirilmiş Parlamenter rejim diye. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? 

Oradaki temel mesele şu anda TBMM etkisizleşmiş durumda. Şimdi bu son referandumla Anayasa değişikliği ile birlikte biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildi. Orada Cumhurbaşkanı bir çok konuda, yürütmeyi ilgilendiren konularda kararname çıkarabiliyor. Bunu yaparken yasama yetkisini kullanır şekilde kullanıyor. Bir çok konuda TBMM’ye ihtiyaç kalmadan kendisi kararnamelerle bir takım düzenlemeler yapabiliyor. İkincisi mevcut sistemde sandalye sayısını, meclis aritmetiğini elinde bulunduran iktidar partisi tek başına yasal düzenlemeleri çıkarabilecek sayıya sahip. Dolayısıyla burada muhalefet, muhalefet göre- vini yeteri kadar yerine getiremiyor. İcra edemiyor.

TBMM’nin, yani milletvekillerinin verdiği soru önergelerinin, Meclis araştırmasıdır, gensorudur bunun gibi yürütmeyi frenliyebilecek bir çok mekanizma şu andaki sistemde kaldırılmış durumda. 

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde, bu demokrasinin olmazsa olmazı; kuvvetler ayrılığı, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olmaları, bir yerde de birbirini denetlemeleridir. 

Önümüzdeki seçimlerin Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişe bir vesile olacağına inanıyorum. Toplumun ve ülkemizin ihtiyacı olan bir şey bu.

İktidar gücünün, belli kişi ya da belli gruplar, belli zümreler için değil, toplumun tüm kesimleri için, toplum menfaatinin en üst düzeyde gözetilerek kullanılması gerekiyor. Bu da nasıl mümkün? Kuvvetler ayrılığı ile mümkün. Parlamenter Sistemle mümkün.

- Mecelle’de şöyle bir ifade var: “Def-i şer celb-i nef’a racihtir.” Yani şer olan bir şeyin def edilmesi, faydaların gelmesinden öncedir. Şu anda başarısız olduğu iyice ortaya çıkan bu iktidarın seçimle demokratik yoldan iktidardan uzaklaştırılması her halde burada bahsedilen öncelikli bir görevdir. Ne dersiniz?

Şimdi bizim millet olarak ciddî bir insan kaynağımız var. Eğitimli, liyakatli, işinin ehli. Millet İttifakının içinde olan partiler, ya da aynı çizgide düşünen partiler, devlet mekanizmasının, devletin kurumlarının yönetiminin liyakatli kişiler eliyle yapılması gerektiğini savunuyorlar. 

Bir iktidar değişikliğinde Millet İttifakı, zaten her şeyden önce belli ilkeler üzerinde, belli prensipler üzerinde bir mutabakat sağlanması ile oluyor. Burada da en büyük öncelik, liyakatli kişilerin o görevlere atanması. Ülkemizde çok değerli, sahasında uzman liyakatli isimler var. 

İnançlara saygılıyız

- Sayın Kılıçdaroğlu geçenlerde Şanlıurfa’ya gitti. Orada Halilürrahman’ı ve Balıklıgölü ziyaret etti. Kendisine orada bilgi veriyorlar. Halk da ilgi gösteriyor. Urfa gibi bir yerde bu şekilde ilgi gösterilmesini siz nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Geçmişte belli kesimlerle biraz mesafeli kalmışız. Uzak kalmışız. Özellikle Genel Başkanımızın göreve gelmesinden sonra o mesafeli kalınmış olan kesimlerle özellikle bir araya gelmeye özen gösteriliyor. Şu son süreçte Türkiye’nin her yerinde Doğu’da, Güneydoğu’da, Karadeniz’de, İç Anadolu’da milletvekillerimiz, parti meclisi üyelerimiz, Genel Başkanımız çalışma yapıyor. Ben her zaman şunu söylüyorum: Bizim insanlarla birebir iletişim kurmamız lâzım. Kendimizi anlatmaya çalışmalıyız. Çünkü biz kendimizi tanıtmazsak, bizi başkalarının anlattığı şekilde, ön yargılı şekilde tanıyorlar. 

Bizler de inançlı insanlarız. Benim ailemde hacı olanlar var. Herkesin inancına saygılıyız, ibadetine saygılıyız. İbadetini yapma ya da yayma şekline saygılıyız. 

- Yeni Asya olarak bizim görüşümüz;  Bediüzzaman Hazretleri eserlerinde, “Din umumun mukaddes malıdır, hiçbir partinin inhisarında olamaz” diyor. Bu şekildedir. 

İnşallah gelmeye çalışırız. Ben de çok memnun oldum.              

Okunma Sayısı: 1569
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı