"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üçüncü Said ve üç teklif

01 Nisan 2019, Pazartesi 01:10
Adnan Menderes’e mektup yazarak veya talebeleriyle haber göndererek üç teklifte bulundu: - Ezan-ı Muhammedî’nin (asm) aslına çevrilmesi. - Risâle-i Nurlar’ın serbestçe neşredilmesi. - Ayasofya’nın ibadete açılması.

DİZİ-10: İslam Yaşar

***

Diğer yandan içişleri bakanlığı da yapan Halk Partisi’nin genel sekreteri Hilmi Uran’a mektup yazarak ‘zındıka komiteleri, gizli cemiyetler, dehşetli tahribatta bulunan güçler’ dediği nifak mihraklarının İslâm âlemi ile Türklerin arasına fitne sokup küfr-ü mutlakı yaymaya çalışan hareketlerine mani olması gerektiğini hatırlattı.

Halk Partisi çevreleri ve hükümet yetkilileri, onun hatırlatmalarını nazar-ı itibara alıp memleket ve millet için gerekeni yapacakları yerde, Said Nursî’ye ve talebelerine daha çok eza, cefa çektirdiler. O yine de müsbet hareket etme düsturunu bozmadı ve hukukî yollardan itiraz edip hakkını arama cihetine gitti.

“Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakk’ın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne, büyüğüne bakılmaz. Küçük büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için bir ferdin rızası bulunmadan hayatı ve hakkı feda edilmez.” (Mektubat s: 57)

ADALET-İ MAHZA

Bediüzzaman, eserlerinde bu şekilde tarif ettiği ve her vesileyle siyaset adamlarına telkinde bulunduğu adalet-i mahza hakikatini bu hususta kendisi tatbik etti. Kendisine, talebelerine ve ekser Müslümanlara yapılan zulüm karşısında Halk Partisi mensuplarının yüzde doksan beşini masum saydı.

Hatta bununla da iktifa etmedi, kendisine böylesine tahammülü müşkül sıkıntılar çektirenlere değil ayniyle karşılık vermek, bedduâ bile etmedi. Talebelerinin de kendilerine reva görülen veya ileride yapılması muhtemel kötü muamelelere ayniyle mukabele etmemelerini istedi.

“Bizim vazifemiz onlar için yalnız hidâyet temennisinden ibarettir. Bize eza ve cefa edenlere karşı hiçbir talebemin kalbinde zerre kadar intikam emeli beslememesini ve onlara mukabil Risâle-i Nur’a sadâkat ve sebatla çalışmalarını tavsiye ederim.’ (Emirdağ s: 620)

Said Nursî, memleket sathında yapılan mezalimin suçunu yüzde beşine verdi. Onlara da imanlarını kurtardıkları takdirde hakkını helâl edeceğini söyledi. Zahiren de olsa hukuk-u amme adına kendisine zulmeden savcılara ‘Hukuk-u âmmenin hukukullah hükmüne geçtiğini bilenlere umumen selâm ve duâ ediyorum.’ (Emirdağ s: 867) Bana olan şiddetlerini umumen helâl ediyorum’ diyerek muhayyel suç isnatları ile kendilerini mahkûm etmek isteyen hâkim ve savcılara da haklarını helâl etti.

O BEDDUÂDAN NİÇİN VAZGEÇTİ?

Böylece onlardan görmediği müsamahayı, iyi niyeti onlara gösterdi ve müfrit, muannit, mütemerrit bir güruhun hatası yüzünden -velev ki aynı partiye mensup da olsa, hatta en yakını da bulunsa- başkalarını suçlamadı, zalimlikle itham etmedi ve bir bakıma adalet-i mahza hakikatine göre muamele ederek bilhassa siyaset adamlarına, her hâl u kârda adalet-i mahzanın tatbik edilebileceğini gösterdi.

Yapılan eziyetler ve kötü muameleler tahammül hududunu aştığı zamanlarda hiddetlendi. Hatta bir seferinde bedduâ etmek için ellerini kaldırdığı sırada, bedduâ edeceği savcının küçük kızını görünce, onun üzülmesine gönlü razı olmadı. Âl-i İmran Sûresi’nin ‘O takva sahipleri ki öfkelerini yutanlar ve insanları affedenlerdir’ meâlindeki âyetini hatırladı ve bedduâ etmekten vazgeçti.

KANUNî HAKLARINI HATIRLATTI

Ama onların keyfî ve kanunsuz muameleleri karşısında sessiz de kalmadı. Bakana, valiye, emniyet mensuplarına, adlî makamlara ve resmî memurlara kanunî haklarını hatırlatan istidalar yazıp, mektuplar göndermenin dışında kimseden maddî destek, mânevî yardım, resmî himaye veya benzeri bir farklı muamele istemedi. Haklı talepleri yerine getirilmediği zaman da sabretti.

Bediüzzaman’ın kendini beğenme, başkalarına beğendirme, onlardan saygı görme, hürmet bekleme, şahsına hizmet ettirme gibi bilmeyerek veya istemeyerek de olsa Nur hizmetini şahsına âlet etme ihtimali bulunan hususlarda gösterdiği kararlı tavır, yaşadığı hassasiyet ve koyduğu düsturlar; aynı zamanda kendisinden sonra Risâle-i Nur hizmetini kıyamete kadar devam ettirecek olan hizmet elemanlarını da muhtevî idi.

Böylece Nur Talebelerine eserleri ile olduğu kadar hayatıyla da hayatî bir ders verdi.

ÜÇÜNCÜ SAİD’E GEÇİŞ

Üçüncü Said.

20 Eylül 1949 tarihinde Afyon Hapishanesi’nden çıkan Bediüzzaman, iki ay kadar Afyon’da talebelerinin kiraladığı evde kaldıktan sonra Emirdağ’a döndü. Hayatının mezkûr safhasını ve 14 Mayıs 1950 tarihinde memleketin demokratik hayata geçiş safahatını bakiyye-i ömr şartlarında yaşadı.

O yıllarda ihtiyarlığın ekser zaafları vücudunda tezahür etmişti. Hastaydı, defalarca zehirlenmenin ve envaî çeşit zulme maruz bırakılmasının tesiri ile bedenen zayıf düşmüş, takatsiz kalmış, asabîleşmiş olsa da aklen mâkûl, rûhen mesrur, zihnen zindeydi. Değişen siyasî, içtimaî, şartları da nazara alarak mânevî vazifesinin cemaatî, içtimaî ve siyasî cihetlerini gerçekleştirmek maksadıyla harekete geçti.

Ahrarların devamı saydığı ve destek verdiği Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi sebebiyle istese Menderes ona her türlü şahsî hakkı, maddî imkânı, resmî imtiyazı verir, kanunî himayeyi sağlardı. O da bunu bildiğinden Adnan Menderes’e mektup yazarak veya talebeleriyle haber göndererek üç teklifte bulundu.

Ezan-ı Muhammedî’nin (asm) aslına çevrilmesi.

Risâle-i Nurlar’ın serbestçe neşredilmesi.

Ayasofya’nın ibadete açılması.

-Devam Edecek-

Okunma Sayısı: 2236
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı